Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şube yönetimi tarafından yapılan açıklamada, 82 yıl önce 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasa’ya laiklik ilkesinin eklendiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olarak tanımlandığı hatırlatıldı. Açıklamada, Atatürk’ün “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir” sözü hatırlatılarak, “Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli devrimlerinden birisi laikliktir” denildi.
Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şube yönetimi adına açıklamada bulunan Başkan Mustafa Demiralp, açıklamasında; “Ulusumuzu çağdaş düşünce sistemi ve evrensel bakış açısına kavuşturan Atatürk devrimlerinin büyük bölümü laik devlet düzenine geçilmesiyle sağlanabilmiştir. İnsanların inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğini savunan Eğitim-İş, Atatürk’ün söz konusu tanımını benimsemiştir ve devlet yönetiminde inançların öne çıkmasına karşıdır” ifadelerine yer verdi.
Açıklamada Türkiye Cumhuriyeti'ne demokratik, sosyal hukuk devleti olma özelliği kazandıran laiklik ilkesinin, her dine ve mezhebe bağlı bireylerin eşit haklara sahip olduğu, insan haklarına saygılı bir toplum düzeni gerektirdiğine yer verilerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumları ve kuralları, dine, etniğe göre değil, laiklik ilkesine göre şekillenmiştir ve bu yapı korunmalıdır. Ancak bugün değiştirilen müfredat, hazırlanan programlar ve kitaplar bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da bu anlayışla oluşturulmaktadır” dedi.
KARARLILIK VURGUSU
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi: “Akılcı ve bilimsel düşünen, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişiliği gelişmiş, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve üretken bireyler yetiştirmek; Türk Milli Eğitimi’nin temel amaçları arasında yer almaktadır. Karma eğitime son verilmesi durumunda, Atatürk’ün liderliğinde kurulan cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan ve milli eğitimde birliği esas alan Tevhid-i Tedrisat ortadan kaldırılacak ve tekrar çok başlı eğitim sistemine dönülecektir. Eğitim-İş, tüzüğümüzde de belirtildiği üzere, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verir. Kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunurken, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına alınmalarını da kabul edilemez bulur. Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eder.” Cengiz GÜNER
