GÜNMARSİFED’in 6. Mali Genel Kurulunda konuşan Başkan İsa Tamer Çelik, ekonomiye dikkat çekti. Çelik, “Ekonomi halkımızın ekmeği, çocuklarımızın geleceğidir. Şimdi, Türkiye’nin en hızlı çözüm bekleyen konusu olan ekonomimize bakma zamanı. Ekonomideki sorunlarımız hafif değil” dedi.
Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu’nun (GÜNMARSİFED) 6. Mali Genel Kurulu Balıkesir’de yapıldı. Federasyon Başkanı İsa Tamer Çelik ve üye dernek başkanlarının birer konuşma yaptığı genel kurul sonrası; FED eski araştırma grup direktörü ekonomist Erkin Şahinöz tarafından katılımcılara konferans veridi.
“SİYASETTE VE EKONOMİDE ESKİ EZBERLER İŞE YARAMIYOR”
Genel kurulda konuşan GÜNMARSİFED Başkanı İsa Tamer Çelik, ekonomide yaşanan sorunlara ve sıkıntılara dikkat çekti.
Çelik, “Bu haftasonu yerel yöneticilerin seçileceği bir seçimde en demokratik hak olan seçme hakkımızı kullanarak yerel yöneticileri seçeceğiz. Çanakkale, Biga, Bandırma ve Balıkesir’de yapılacak seçimlerin ve görev alacak adayların bölgemiz sosyo-ekonomik gelişimine ve taleplerin karşılanmasına aracılık yaparak; bölgemize katkı vermelerini ümit ediyorum. Bir ülkenin küresel dünyada güçlü olabilmesi için dünyayla bağlantısının güçlü olması gerekir. Türkiye’nin dünyada söz sahibi ülkelerden biri olması, bu nedenle her şeyden önce dış ilişkilerimize bağlıdır.
Bugün dünya, önemli bir kavşakta. Değişimin hızına toplumsal örgütlenme, siyaset ve hatta bireyler yetişemiyor. Bilinmezlik, güvensizlik yaratıyor. Bunun sonucunda siyasi krizler çoğalıyor ve ağırlaşıyor. Önümüzdeki dönemde Asya ve özellikle de Çin gerçeği göz önünde bulundurulmadan ne küresel ekonomik analiz ne de stratejik veya siyasal analiz yapmak mümkün. Şurası kesin küresel güç dengesi hızla değişiyor. Türkiye, makro düzeydeki yeni güç dağılımında coğrafyamızın da desteğiyle önemli bir ülke olma konumunu koruyacak. Ancak şunu da biliyoruz ki bugün artık jeopolitik önem tek başına güçlü kalmamızı güvence altına almaya yetmiyor.
Bugün artık siyasette de, ekonomide de eski ezberler işe yaramıyor. Küreselleşmenin sağladığı imkanlar ortada ancak getirdiği yeni sorunlar, dünya gündeminin başında yer alıyor. Tepkilerin sorunların kaynağına değil, farklı görünümlerine yönelmesi nedeniyle, popülizmin yeniden yükselişe geçtiği, liberal demokratik normların aşındığı, dünyadaki savaşların ticaret cephelerine kaydığı, milyonlarca insanı mülteci ve sığınmacı durumuna düşüren iç savaş ve insani felaketlerin yaşandığı, çoktan kapanması gereken ırkçılık defterine yeni ve karanlık sayfaların eklendiği günlerden geçiyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZDE EN BÜYÜK SORUN KUTUPLAŞMA”
Bugün ülkenin en büyük sorunlarından birinin hala kutuplaşma olduğunu kaydeden Çelik şöyle devam etti: “Kutuplaşmadaki artış, ülkemizin istikrarlı bir şekilde gelişmesi için önkoşul olan toplumsal mutabakatı tehlikeye atıyor. Oysa farklılıklarımız bizim en büyük zenginliğimizdir. Herkesin aynı şeyi düşündüğü yerde, kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir. Toplumumuzu neredeyse ortadan ikiye bölen ayrıştırıcı söylemler, yarınlarımız için en büyük tehdittir. Bütün sorunlarımızın çözümü, bizi birleştiren ortak değerler ve hedefler etrafında toplanmaktır. Bunun aksi, bindiğimiz dalı kesmek olur.
Bu nedenle biz daima şunu savunduk: Uzlaşma asla yenilgi değildir. Bugünkü muhasebemiz şunu gösteriyor: Türkiye’ye yeniden ve eskisinden daha da sağlam bir birlik ve beraberlik borcumuz var.
Ekonomi toplumun bütün kaygılarını, bütün umutlarını doğrudan ve yakından etkiler. Ekonomi halkımızın ekmeği, çocuklarımızın geleceğidir. Dolayısıyla şimdi, Türkiye’nin en hızlı çözüm bekleyen konusu olan ekonomimize bakma zamanı.
Ekonomideki sorunlarımız hafif değil. Ekonomik büyüme 2016’da yüzde 3,2 iken 2017’de yüzde 7,4 gibi müthiş yüksek bir seviyeye çıktı. Ancak 2018’in üçüncü çeyreğinde yüzde 1,6’ya kadar geriledi. Şu anda ise negatif büyüme, yani ekonomide bir küçülme yaşıyoruz. 2016 sonunda enflasyon yüzde 8,5 iken bugün yüzde 20,3. Ticari kredi faizleri yüzde 15’den yüzde 25-30 aralığına kadar yükseldi. Döviz kuru (Dolar/TL) 2016 başında 2,9 iken bugün 5,45’e çıktı. Yani sadece 3 yılda kurda yaklaşık yüzde 80 artış görüldü.
İşsizlik oranı daha geçen yıl Nisan ayında yüzde 9,9 iken bugün yüzde 12’yi geçmiş durumda. İşte bu tablo önce ekonomi demeyi ve sorunlarla kararlı bir şekilde mücadele etmeyi gerektiriyor. Bu tabloya küresel krizin, güvenlik ve terör sorunlarının, son beş yılda arka arkaya yaşadığımız seçimlerin etkileri olduğuna kuşku yok. Sanayinin dönüşümünde güçlü bir altyapı ihtiyacının da nitelikli insan kaynağı ve mesleki eğitimden geçtiğini vurgulamak istiyorum.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin; bilim ve aklı ön plana alan, teknolojiyi tüketen değil üreten bir yetkinlikte, çağdaş bir eğitim sistemi ile yetiştirmeliyiz. Kalkınma ve sürdürülebilir büyüme için ayrıca kadının iş dünyasına ve hayatın her alanına aktif ve etkin katılımını sağlamaktan da geçmektedir.” Mustafa ATİK
