
Diyetisyen Tümay Karlıdere, Covid-19 salgınına denk gelen bu Ramazan ayında beslenmenin çok büyük önem taşıdığını, buna bağlı olarak bağışıklık sistemimizi kuvvetli tutmamızın daha bir gerekli ve sağlıklı beslenmenin daha bir önem kazandığını söyledi.
Diyetisyen Tümay Karlıdere, HABERCİ’ye yaptığı açıklamada, Ramazan ayında açlık süresinin uzamasıyla da metabolizmanın yavaşlayacağını, sıcakların erken gelmesiyle de terleme ile beraber susuzluk ve mineral kaybının da çok fazla olacağını bildirdi.
Karlıdere, “Ramazan ayında sadece 2 ana öğün yapılmasından dolayı öğünde tüketilen besin miktarı da artmaktadır. Ayrıcı uzun süre aç kalındığından hızlı yemek yeme ve buna bağlı hazımsızlık, şişkinlik şikayetleri de sık görülmektedir. Ancak Ramazan ayında sağlıklı beslenemeyiz diye bir şey yoktur. Bu ayda da sağlıklı ve dengeli beslenmenin birkaç yolu vardır” dedi.
“SAHUR, YAPILMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ ÖĞÜNDÜR”
Karlıdere, bu sene de 15-16 saat kadar bir süre oruç tutulacağına dikkat çekti. Bazı kişilerin, uykuya yenik düşerek sahura kalkmadan oruç tutmaya kalkıştığını ifade eden Karlıdere, bunun yapılacak en büyük yanlış olduğunun altını çizerek, “Sahur, yapılması gereken en önemli öğündür. Çünkü bütün bir gün sahur sayesinde sağlıklı bir şekilde oruç tutulabilir. Aksi taktirde halsizlik, kan şekeri düşmelerine bağlı bayılmalar ve susuzluğa bağlı tansiyon düşmeleri söz konusu olabilir. Tabii ki tek öğün beslenmeye bağlı olarak metabolizmanın yavaşlaması da cabasıdır. Bu şekilde kişiler kilo vereceklerini sanırlar ancak kaybedilse bile bu kilolar kas ve sudan giden kilolardır Bu da ramazan ayından sonra fazlası ile yağ olarak geri gelir. Ayrıca kabızlık şikayetleri de artar. İşte bundan dolayı sahur yapmak çok büyük önem taşımaktadır. Sahurda yenilecek besinler daha ziyade gün içinde fazla susamamıza sebep olmayacak ve açlık hissetmemek için tok tutucu besinler şeklinde tercih edilmelidir. Bol sıvı tüketmek, uzun süreli tokluk verecek tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller, ceviz, badem gibi besinler, protein grubundan da süt-süt ürünleri, yumurta ve et gibi besinler olmalıdır. Basit şeker içeriği yüksek olan sütlü tatlılar, dondurma gibi besinler daha ziyade iftardan sonra tüketilmelidir. Kızartmalar gibi ağır besinlerden hem sahurda hem de iftarda sakınılmalıdır” dedi.
“YETERLİ MİKTARDA SIVI ALMAK ORUÇ ESNASINDA EN ÖNEMLİ ETMENLERDEN BİRİDİR”
İftara 2-3 adet hurma ve 1 bardak su ile başlanabilineceğini, arkasından 1 kase çorba ve 1 ince dilim tam buğday ekmeği ile devam edilebileceğini anlatan Karlıdere, “Bunun sonrasında 5-10 dakika dinlenerek diğer yemeklere geçilebilir. Bu yemekler de haşlama, ızgara ya da fırında et ve sebzeler ile salatalar olabilir. Tercihen et ve sebzenin yanında bulgur, tam buğday ya da kepekli makarna da yenilebilir. Baharatlar ise mide salgısını artıracağı için oruç sırasında rahatsızlık verebilir. Sınırlı tüketilmesinde fayda vardır. Bunların yanında yeterli miktarda sıvı almak oruç esnasında en önemli etmenlerden biridir. Çünkü uzun süreli açlık ve susuzluk söz konusudur. Gün içinde en azından 8-10 bardak su tüketimine dikkat edilmelidir. Yine hızlı yemek yeme ile hazımsızlık ve şişkinlik çok oluşur. İyi çiğneme ve yavaş yemek yeme ile tokluk hissi daha kolay oluşacağından fazla yemek yemenin de önüne geçilebilir. Az yağlı süt-yoğurt tüketimi ile fazla yağ alımı da engellenecektir. Ayrıca kafeinli içecekler (çay, kahve, kola gibi) sınırlandırılmalıdır. Çünkü bu içecekler idrar söktürücü oldukları için sıvı kaybına sebep olabilirler. Son olarak bu ramazan ayında açık havada egzersiz yapma gibi bir durumumuz olamayacağından dolayı evde yapılacak egzersizler (yürüme bandında yürüyüş, plates, aerobik gibi) önemli olacaktır. Sürekli evde kalma hareketsizliğin daha da artmasıyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle yemekten 1,5 saat sonra yapılacak 30-45 dakikalık bu egzersizler yeterli olacaktır. Yemekten sonra 1 porsiyon meyve tüketilebilir” diye konuştu. Cengiz GÜNER