Katrancı Mehmet Pehlivan’ın İstanbul güreşleri oldukça meşhurdu. O yıllarda İstanbul’da kendisine has bir izleyici kitlesi de bulunuyordu. Sultan Aziz’in vefatından sonra saray güreşleri düzenlenmez olmuştu fakat İstanbul’un güreş meraklıları özellikle Kartal, Bulgurlu ve Rami gibi semtlerde büyük güreşler düzenleyerek ünlü başpehlivanları bir araya getiriyorlardı. Özellikle Kartal’da düzenlenen güreşlere oldukça büyük ilgi oluyor ve halk bu güreşleri seyredebilmek için uzunca yollardan gelerek, bir gün evvelden bu güreşleri beklemeye başlıyorlardı.
O yılki güreşler ilan edildiği zaman, Katrancı Mehmet zaten İstanbul’da bulunuyordu. Davet edildiği birkaç güreşe katılmış kendisini sevenlerin ısrarı üzerine Balıkesir’e dönmeyi birkaç gün erteleyip Kartal’daki güreşleri beklemeye başlamıştı. Bu güreşlerde ünlü rakipleri ile karşılaşacağını bilmek onu da heyecanlandırmıyor değildi. O yıllar; Katrancı’nın güreşte iyice ustalaştığı ve idman olarak da oldukça iyi olduğu zamanlardı.
Kurtdereli Mehmet, Kartal güreşlerini haber aldığı sırada Balıkesir de bulunuyordu. Bu büyük güreşi haber alır almaz hazırlıklarını yapıp hem güçlü rakipleri ile kozunu bir kez daha paylaşmak hem de ödülü kazanmak niyeti ile yola koyuldu. Kurtdereli Mehmet de artık hatırı sayılır Başpehlivanlardan biri olmuştu ve böyle büyük güreşlere mutlaka davet ediliyordu.
Katrancı sabah erkenden kalktı ve misafir olduğu konaktan ayrılıp Kartal semtinin yolunu tuttu. Balıkesir’den ve köyünden ayrılalı bir aydan fazla olmuştu. Bu güreşi de tamamlayıp köyüne dönmek istiyordu.
Birkaç gün dinlenmiş olması ona iyi gelmişti. Kendisini seven güreş meraklıları ile birlikte güreşlerin yapılacağı çayıra geldi ve başpehlivanlar için ayrılan çadıra doğru yürüdü.
Kurtdereli ise, bir gün önceden Kartal’a gelmiş ve güreşlerin yapılacağı meydana Katrancı’dan önce ulaşmıştı. Kurtdereli Mehmet Katrancı’nın çadıra girdiğini görünce hemen ayağa kalktı ve:
“Hoş geldin usta! Geleceğini bilseydim beraber çıkardık yola” dedi.
Sağ ol Mehmet! Ben zaten İstanbul da idim. Yoksa seninle beraber gelmeyi bende isterdim.
Diyerek, selamlaştılar ve diğer başpehlivanlarla birlikte koyu bir sohbete başladılar. Epeyce Başpehlivan gelmişti bu güreşe, fakat Adalı ve Koca Yusuf, yurt dışında oldukları için bu yılki güreşlere katılamamışlardı. Bu sebeple güreşe katılan başpehlivanlar içinde Katrancı ve Kurtdereli ismi öne çıkıyordu.
Seyirciler de kendi aralarında meraklı sohbetlere başlamışlardı.
Kimler gelmiş acaba baş güreşlerine bilen var mı?
Ben gördüm! Yirmi kadar başpehlivan var çadırda, hepsi de namlı pehlivanlar, Katrancı da burada.
Kurtdereli de gelmiş diyorlar.
O zaman çok sıkı güreşler seyrederiz bu gün, bunca yol geldiğimize de değer.
Son güreşe Katrancı ile Kurtdereli kalır bence! Onları yenecek pehlivan göremiyorum ben.
Eğer öyle olursa son güreş pek çetin olur, kaçırılmaz bu güreş ağalar!
Seyircilerin konuştukları gerçek olmuştu. Katrancı ve Kurtdereli bütün rakiplerini yenip son güreşe ikisi kalmış ve meydandaki heyecan iyice artmıştı. Kader Katrancı ve Kurtdereli’yi bu sefer de Kartal da karşı karşıya getirmişti. Herkes bu iki büyük pehlivanın güreşini izlemek için sabırsızlanıyordu. Derken iki pehlivan yağ kazanına doğru yürümeye başladığında; meydan onları destekleyen güreş severlerin sesleri ile adeta inliyordu…. (Devam ediyor)