Şiddete bağlı gelen vakalarda artışlar yaşanıyor. İnsanlar, birbirini dinlemiyor, ihtiyaç duyduğu sevgiyi, değeri bulamıyor. Bu da zaman zaman şiddetin de artmasına neden oluyor. Uzmanlar, şiddetin önüne geçilmesi için insanların öncelikle birbirlerini dinlemeleri gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde ilk tespit edilen koronavirüs vakasının açıklanmasının ardından bir yıl geride kaldı. Geçen süreçte çeşitli hasta profilleri oluştu. Uzmanlar, Acil Servislere trafik kazalarına bağlı gelen hastalarda azalış görüldüğünü dile getirirken, bireysel şiddete maruz kalarak başvuran hasta sayısının en az 2 katı oranında arttığını belirtiyorlar. Aile içindeki şiddet ve ergenlik çağındaki gençler arasında şiddet ve tahammülsüzlük artıyor. Tüm bu yaşananlar asli vaka olarak da kayıtlara geçiyor.
Son günlerde eşe, akrabaya, yakın arkadaşa şiddetle çok sık karşılaşılıyor. Bu arada gençler arasında bıçaklanmalarda bir artış var. Bireysel tartışmalarda en ufak bir durumda bıçağa sarılıyorlar. Aile içi kavgalarda ise 8- 9 kişi birden şiddete başvurabiliyor. Uzmanlar, insanların kapalı alanlarda uzun süre kalmaları, yeterince tıbbi, psikolojik destek alamamalarının da bunda etkili olabildiğini ifade ediyorlar. Uzmanlar, şiddetin önüne geçmek için insanların öncelikle birbirlerini dinlemeleri gerektiğini vurguluyor.
İnsanların birbirlerine ihtiyaç duydukları sevgiyi, değeri ya da özel alanı veremediği zaman şiddetin de arttığı ifade ediliyor. İnsanların hepsi, aile içerisinde varlığını, sevildiğini, değerli olduğunu hissetmek istiyor. Bunlar karşılanmadığı zaman kendini değersiz, zayıf, dışlanmış hisseden insan, bunu bastırıp, bir ötekine saldırarak üstünlüğünü göstermeye çalışıyor. Şiddetin önüne geçmek için öncelikle insanların birbirlerini dinlemesi gerekiyor. Biri konuşurken diğerinin sözünü kesmemesi gerektiğini hiçbir zaman unutmayalım.