DOLAR28,9307% 0.05
EURO31,2085% 0.16
STERLIN36,3999% 0.13
FRANG33,0624% 0.04
ALTIN1.887,30% 0,18
BITCOIN1.279.1091.033

HER GÜN 8 MART

Yayınlanma Tarihi :
HER GÜN 8 MART

8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde 40.000 kadın işçinin çalıştığı dokuma fabrikasında çıkan yangında ölen 129 kadın işçinin acı hikayesini anma amacıyla her yıl 8 Mart günü Dünya Emekçi Kadınlarını takdir etmek için Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen bir gündür.

1977’te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlamıştır. Günümüzde Dünya Kadınlar Günü bazı ülkelerde resmi tatildir, bazı ülkelerde protesto günüdür, bazı ülkelerde ise kadınlığı kutlayan bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların maruz kaldığı haksızlıklar, ayrımcılıklar, bugünde daha yüksek sesle dile getiriliyor.

Türkiye’de ise 1921 yılında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlamıştır. Özellikle son yıllarda daha geniş kitlelerle kutlanmaya devam ediyor. Türk toplumunda ailenin temeli kadındır. Türk kadını, ailesinde söz sahibi olmuştur. Avrupa, Afrika, Arabistan’da kadınlar köle olarak satılırken, Türk kadını her zaman hür ve özgür olmuştur.

Eski Türklerde kadın, ailede söz sahibi olduğu kadar siyasi ve ekonomik ilişkilerde devlet yönetiminde söz sahibi olmuştur. Göktürk, Uygur ve Hun Türkleri, emirnamelerde yalnız ‘kağan’ adına değil, ‘kağan ve hatunun namına’ şeklinde ibare ile birlikte imzalanırdı. Kağanın eşi tarafından imzalanmayan emirname, geçerli sayılmazdı. Orhun kitabelerinde de devlet işlerini bilen hatunlardan söz edilir. Orhun kitabeleri de ‘Kağan ve Hatun buyurur’ sözleriyle başlar.

Kurtuluş Savaşı sırasında, vatan savunmasında, kadının yeri tartışılamayacak kadar önemlidir. Bu konuda tarihimizin altın sayfalarında sayısız örnekler vardır.

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı, birçok dünya ve Avrupa ülkesinden önce ülkemizde Atatürk önderliğinde, 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile verilmiştir.

Aslında bizim ülkemizde, son yıllarda sıklıkla duymaya başladığımız kadına şiddet, eşe şiddet haberlerini duymak beni çok şaşırtıyor. Tarihinde kadına bu kadar değer ve önem veren bir toplumdan bu duruma düşmek, hem şaşırtıcı hem de düşündürücü olmalı.

Cumhuriyet döneminde de, sanat, bilim, tıp, ekonomi, eğitim ve siyaset başta olmak üzere hayatın her alanında topluma ve ülkemize, çok ciddi katkılar yapan kadınlarımızın sayısının bir hayli fazlalığını düşününce bu kaygım daha da artıyor.Kadın ve erkek, toplumun ayrılmaz ve bütünleyici iki parçası. Yaygın bir tanımlama ile elmanın iki yarısı. Elmanın bir tarafında oluşan çürük, elmanın diğer tarafını da bozacağı gibi, toplumdaki bir çürüme de tüm toplumu bozar. Artık hayatın her alanında kadınlar da erkekler ile birlikte yer almaktadır. En temel insan haklarından olan insanca yaşam hakkı, herkes için geçerli bir haktır. Herkesin hakkına saygı duymak, kendimize saygı duymaktır.

En temel ortak nokta, insan olmak, insan olabilmek. Ve de herkese ve kendimize karşı sevgi ve saygı…

YORUM YAP