DOLAR28,9269% -0.01
EURO31,3588% 0.01
STERLIN36,5424% -0.04
FRANG33,1518% 0.05
ALTIN1.886,69% 0,11
BITCOIN1.216.9995.702

KAHVENİN SERÜVENİ

Yayınlanma Tarihi :
KAHVENİN SERÜVENİ

Kahve, hayatımızın olmazsa olmazı. İş yerinde, evde, arkadaşlarla bir araya gelindiğinde hatta artık yolda yürürken bile elimizde taşıdığımız bir kültür haline geldi kahve.

Kız isteme merasimleri gibi geleneklerimizin de vazgeçilmez bir parçası oldu. Kahve, günlük hayatımıza o kadar işlemiş ki kahvaltı(kahve-altı) ve kahverengi gibi kelimeler olarak karşımıza çıkar bazen de bir fincan kahve, 40 yıllık hatırı olan dostluklara kapı açar.

Kahvenin hikayesi ise çok eskilere dayanıyor. Sadece bizim kültürümüzde değil dünyanın birçok ülkesinde, birçok kültüründe yer edinmiş, sevilen ve değer verilen önemli bir içecek olarak tarihteki yerini almıştır. Günlük yaşamın ve sosyal hayatın bir parçası oldu.

  1. yüzyılda keşfedilmesinin ardından Şazeli sayesinde 13. yüzyılda içilmeye başlanması ile birçok kültüre ve yaşama etki etmiş bir içecek haline gelmiştir kahve. Etiyopya – Somali topraklarında yöreye özgü kahve seremonileri ile içimi bir tören gibidir. Başlangıcında yenen çiğ çekirdeğinden tutun da yapılış, sunum ve içim ritüellerine kadar her aşaması hem kahveye hem de onu sunan kişiye saygının ifadesidir.

Türk kahvesinin Türk-Osmanlı kültürüne girişi 1517 yılına kadar dayanır. Sultan Süleyman’ın döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından Yemen’den saraya getirilir. Saray mutfağında yeni bir usulle pişirmeye başlanan kahve, Türk kahvesi adını alır. Önceleri sarayda padişahlara ve konuklara ikram ediliyordu. 1554 yılında dünyada açılan ilk kahvehane unvanı ile İstanbul Tahtakale’deki Kivahan, sosyal hayatı etkilemeye başladı. O dönemlerde kısa zaman içinde yayılan ve sayıları yüzlerle ifade edilen kahvehaneler kendi alt türlerini yaratarak insanların sosyalleşebilecekleri mekânlar haline geldi. Bu kahvehanelerde günün her saati kitap ve güncel yazıları okunur, satranç ve tavlanın oynanır, şiir ve edebiyat sohbetleri yapılırdı. Kahve kültürü böylece dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuş oldu. Sonrasında bu gelenek evlerin içinde de devam etti.

Kahvenin, Osmanlı-Türk kültürüne etkileri kahvehanelerin açılması ile hızlanarak etkisini sürdürdü. Halk arasında kişilerin statülerine göre mahalle kahvehaneleri, semai kahvehaneleri, tulumbacı kahvehaneleri, esnaf kahvehaneleri, Yeniçeri kahvehaneleri gibi kahvehanelerin alt türleri de oluşmaya başladı. Hepsinin kendi içinde yazılmamış gelenek ve kuralları vardı.

Kahve, ilk olarak Osmanlı döneminde, Kanuni Sultan Süleyman ile beraber çok kısa sürede popüler oldu. Padişaha üç kişi ile yapılan sunum, belli başlı aşamaları içinde barındırıyordu. Kahvesi, suyu, stilleri, fincanları ve güğümleri ile padişaha kahve sunumu tam tamına bir seremoni misaliydi.

Kanuni döneminde kahvenin sunumunda reçel benzeri tatlılar kullanılır veya sade olarak sunulurdu. Kahve içmeden önce ağız, su ile temizlenir, reçeller ile tatlandırılarak kahve içilirdi. Bu kahveler Yemen bölgesinden geldiği için de günümüzde de halen dinlenen“Kahve Yemen’den gelir.” türküsü ortaya çıkmıştır. Padişahın misafirleri, huzuruna çıkmadan önce ayrı bir ağırlama odasında “Gülbahar Sahan” adı verilen tabaktan yine lokum yiyip kahve içerlerdi.

Hürrem Sultan kahve içmeyi çok severmiş. Gelini, Nurbanu Sultan, kahvenin Avrupa’ya yayılmasında büyük rol oynamış tarihi karakterlerden biridir. Aslen Venedikli olan, gerçek adıyla Cecillia Venier-Baffo, Hürrem Sultan’ın dikkatini çekerek saraya aldığı ve oğlu II. Selim’in eşi olan önemli bir isim. Güzelliğinin yanı sıra o dönem İstanbul ticaretinin içinde başı çeken Venedikli tüccarlarla anlaşıp kahvenin Venedik’e geçişinde rol oynadı.

Osmanlı elçileri sayesinde de Türk kahvesinin namı ve lezzeti tüm dünyayı sarmıştı. Osmanlı döneminde başlayan bu köklü gelenek, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine 2013 yılında kabul edildi.

YORUM YAP