Yayınlanma Tarihi :

Yalandan mutlu olmak…

Parçalanan hep benim, biziz. Kendinde kırılan parçaları başkalarında yaptığın gibi yapıştıramıyorsun yerine. Yapıştırsan da hep kalıyor boşluklar. O boşluklardan sızan gözyaşları hiç dinmiyor.

Nefret ediyorum. Önüme çıkan her engelden. O engelleri aşamayışımdan, her seferinde takılıp düşmekten. Düşe düşe paramparça olmaktan nefret ediyorum.

Görmezden gelmeye çalışıyorsun sen de. Küçük sızıntılarla yaşayabilirim diyorsun, ne kadar uzağım kendimden, o kadar iyi diyorsun; başkalarının dertlerinde kendine derman buluyorsun.

Derman dediysem,unutuyorsun yani kendini. Ama sonra hiç umulmadık bir anda, en olmadık zamanda aklına geliyor o boşluklar.

Bir bakıyorsun o küçük sızıntılar sel oluşturmuş. Boğuluyorsun. Elinden hiçbir şey gelmiyor, zar zor yapıştırdığın boşluklarla dolu o parçalar da yerle bir oluyor yine gözyaşları selinde. Sonra sular çekiliyor, gözyaşların kuruyor, sele kapılmış gönlünün kıyısında bir gezintiye çıkıyorsun. Seversin sen gönül kıyısında dolaşmayı, ona konuşmayı. Acaba bu sefer neyi kurtarabilirim diye bakıyorsun enkaza. Enkazına. Kurtarabildiğin kadarını yine katıyorsun kendine. Katmayıp ne yapacaksın ki; paramparça olmuş senden bir parça değil mi onlar? Bırakamazsın, bırakmamalısın da. Çünkü ne olursa olsun insanın kendinde en güvenilir şey yıkık dökük parçalarıdır. Çünkü onlar hiç bir zaman yalan ya da sahte değildir. İnsan yalandan çekmez ki acı hiçbir zaman…Yalandan mutlu olduğu görülmüş şeydir ama… Buna rağmen istemiyorsun enkazla yaşamayı. Yine alabildiğince, olabildiğince,geriye atıyorsun içindekileri seni. Her seferinde biraz daha eksildiğini hissediyorsun böylece ama yine de kendini unutup başkaları için yeniden koşturmaya başladın bile enkazın bir köşeden tekrar hatırlanmayı beklerken.

Bir döngü bu bitmeyen. Her seferinde aynı his farklı nedenlerle gün yüzüne çıkıyor ve sen yine boğuluyorsun. “Yardım edin boğuluyorum!” demek istiyorsun bir sefer olsun. Bir sefer olsun tek çabalamak zorunda kalmayayım.. Ama her yardım isteyişinde biri daha kaçıyor o gözyaşları selinden. Kim ister ki; zaten başka birinin gözyaşlarında boğulmayı? Madem yardım edenin yok iş başa düştü yine. Seni boğan o boşluklarla dolu yerden gülerek çıkmaya çalışıyorsun. Her boşluğu daha sert kahkahalarla kapatmayı deniyorsun sonra. Ama olmuyor.. Ne kadar çok gülersen, her akşam yastığa başını koyduğunda seni yalnız bırakmayan yalnızlık o kadar ağır hatırlatıyor sana kendini, ben buradayım diye.

Görünen o ki; tek gerçek dostun o sevemediğin yalnızlığın; değerini bil.

Nasıl, ne zaman uyuduğunu hatırlamadan yeni bir sabaha kalkıyorsun her seferinde. Yüzünden sadece geceleri çıkardığın güler yüzlü maskeni takıyorsun kendine. Hayat devam ediyor. Sen üzülüyorsun diye dünya hiçbir zaman durmuyor çünkü. Sen de yoluna devam ediyorsun…

Kaynak : İrfan Duroğlu

YORUM YAP