Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :

KEDİ VE KÖPEKLERDE İÇ VE DIŞ PARAZİT MÜCADELESİNİN ÖNEMİ

KEDİ VE KÖPEKLERDE İÇ VE DIŞ PARAZİT MÜCADELESİNİN ÖNEMİ

Kış aylarına girdiğimiz bugünlerde kedi ve köpek gibi evcil dostlarımızla ev ortamında beraber  geçirdiğimiz zamanlar hızla artmaktadır. Aynı zamanda gecelerin uzaması ve havanın soğuması ile de onların iç güdüsel olarak bizlerle fiziksel temas kurma istekleri de buna paralel artış göstermektedir. Günlük yaşantısının büyük bir kısmını kapalı ortamda ve aile fertleri ile geçireceği kış aylarında hem onların hem de bizlerin sağlığı için dikkat etmemiz gereken en önemli noktaların başında iç ve dış parazit mücadelesi gelmektedir.

İç ve dış parazitler ile yeterli ve gerekli mücadele yapılmadığı zaman hem dostlarımızda sistematik rahatsızlıklar hem de insanlarda zoonoz bir takım hastalıklara sebebiyet verebilmektedirler. Bu durumun kış aylarında diğer aylara göre bariz bir şekilde artış gösterdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Parazit ile mücadele de esas amaç görünen ile değil görünmeyen ile mücadele olduğundan bir çok hayvan sahibi bu konu hakkında bilinçsizce  hareket etmektedir. Burada amaçlanan dış bakıda bakıldığında görülen bit, pire, kene gibi asalakların varlığının tespiti ve bertaraf edilmesi değil bu parazitlerin göremediğimiz yumurtaları ile mücadele etmektir.

Benim hayvanım dışarı çıkmıyor, benim hayvanın yabancı hayvanlarla  teması yok zaten evin içinde yaşıyor iç ve dış parazit mevcudiyeti noktasında herhangi bir risk taşımıyor anlayışı oldukça yanlış bir düşüncedir. Ev içindeki sineği veya böceği yakalayıp yemesi, hava alması için balkona çıkardığımız da balkondaki kuş pislikleri ile teması , ayakkabılarımız yada sokakta kucağımıza aldığımız bir hayvanın elbiselerimizde bıraktığı larvalarla bile evdeki dostlarımıza parazit bulaşmasına aracılık edebilmekteyiz. Dostlarımız yapıları gereği çiğ et , tavuk, salam, sosis, çiğ mama ve ne verirsek tüketebildiklerinden bu gıdalarla göremediğimiz ve üreme ve çoğalma zincirini dostlarımızın vücudunda tamamlayan bir çok paraziti yedikleri  aracılığı ile vücutlarına alırlar. Bu durum beslenme şekillerine göre meydana gelirlerken aynı zamanda doğmasal olarak ta anne den de geçebilmektedir.

Parazitlere genel olarak baktığımızda iç ve dış parazitler olarak ikiye ayırabiliriz. İç parazitler genellikle hayvanların bağırsaklarında yaşamakla birlikte parazitin çeşidine göre mide, akciğer ve karaciğer gibi organlara da afinite gösteren parazitler bulunmaktadır. Dış parazitler ise hepimizin çok iyi bildiği hayvanlarımızın deri ve tüylerinde yaşayan parazitlerdir.

İç parazitler de kendi araların da tek hücreli ve çok hücreli olmak üzere ikiye ayrılır. Tek hücreliler; Toxoplazma gondi denilen sporlu ve Leismania tropica ve Leismania donovani denilen kamçılı türlerdir. Çok hücreliler ise yassı solucanlar, şeritler, kist hidatik, yuvarlak solucanlar ve Ancylostoma Canium, Toxocara Canis denilen türlerdir. Dış parazitler olarak adlandırılan türlere de kene, bit, pire gibi canlılar örnek olarak verilebilir. Gerek iç gerekse dış parazitler kedi ve köpeklerin sağlığı için çok büyük tehlikedir ve çeşitli hastalıklara neden olarak hayati tehlike boyutlarına kadar gelebilmektedir. Bu parazitlerin içinde  toxoplasma, echinococcus granulosus, taenia saginata ve giardia gibi zoonoz (hayvandan insana bulaşan ) parazitler insan sağlığı açısından en önemlileridir.

O zaman dostlarımızda ki iç ve dış parazit varlığının tespiti noktasında nelere dikkat etmeliyiz ya da parazit varlığında dostlarımızda ne gibi değişikler gözlemleriz soruları hemen akıllara geliyor. İç ve dış parazitlerin  dostlarımızda gösterdiği ilk belirti huzursuzluk ve iştah kaybıdır. Parazit varlığının yoğunluğuna göre kilo kaybı, kusma, ishal, kanlı dışkı, karında şişlik, öksürük gibi belirtiler de görülebilmektedir. Eğer ki dostlarımızda  kusma , kanlı dışkı, karında şişlik ve ateş ile seyretmeyen ara ara küçük öksürükler gibi belirtiler tespit edilmişse zaman geçirmeden veteriner hekiminiz ile temasa geçmeniz gerekmektedir. Mevcut durum hayvanın genel sağlığını ciddi boyutta tehdit eder bir hal almıştır.

İç parazit varlığının az olduğu durumlarda dostlarımızın aldığı besinlerden yararlanma oranı oldukça azalmakta , hayvanımın iştahı çok iyi ama gün geçtikçe zayıflıyor, tüyleri matlaşmaya başladı, ara sıra kambur bir duruşa sahip oluyor gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Dış parazit varlığında ise  hayvanın tüylerinde matlaşma, kaşıntı, derisinde kızarıklık, tüy dökülmesi gibi belirtiler gözlenmektedir. Bu parazitler kan emerek beslendikleri için uzun süreli tedavi edilmeyen vakalarda deri üzerinde açık yaralara sebebiyet verebilmektedir.

Kedi ve köpeklerde parazit problemin varlığı, sağlıklı bir beslenmenin önünde en büyük engel olduğunu unutmamak gerekmektedir. Zira bu parazitler; evcil hayvanımızın sağlıklı bir şekilde gelişim göstermelerine de engel olmaktadır. Tüm bu anlattıklarımız çerçevesinde dostlarımızın iç ve dış parazit mücadelesine göstereceğimiz önem hem dostlarımızın hem de bizlerin sağlığı açısından çok önemli olduğunu unutmamamız gerekmektedir.

Kaynak : Özgür Fındıklı

YORUM YAP