Yayınlanma Tarihi :

DÖNÜŞÜM

DÖNÜŞÜM

Konu ister enerji ve yaşam ister enerji ve ülke ister enerji ve doğa olsun, söze “enerji üretimi” diye başlıyorlar. Halbuki en temel yasa der ki “enerji varken yok, yokken de var olmaz”. Yasanın adı da “enerjinin sakınımı yasası”.

Bilmeliyiz ki biz enerji üretmiyoruz. Enerji, yasanın da söylediği gibi zaten var. Enerji üretimi olarak nitelenen işlem aslında enerjiyi bir formdan alıp, başka bir forma dönüştürme işlemi. Dönüştürülen enerji de aslında potansiyel enerji. Petrol, kömür ve doğalgaz yer altında; tabiri caiz ise “uyuyor”. Önce bulur çıkarırsınız. Sonra yakarak ısı enerjisine dönüştürürsünüz; evleri ısıtırsınız, maden işlersiniz… Ya da elde ettiğiniz ısı enerjisini tribünler vasıtası ile dairesel bir hareket enerjisine dönüştürüp, elektrik jeneratörüne aktararak elektrik enerjisine dönüştürürsünüz. Elinizde “fosil yakıt” tabir edilen bu potansiyel enerji kaynağı var oldukça anlık olarak bunu yapabilirsiniz. Yakma işlemi için ihtiyacınız olan tek şey bir kibrit(!) ve havada bulunan oksijen.

Enerji kaynakları söz konusu olduğunda, dikkat ederseniz sihirli bir sözcük dolaşır ortalıkta: “Sürdürülebilir” … Fosil yakıtlar halen dünyada mevcut ama sınırlı. Bir damla petrol, bir parça kömür ya da bir nebze doğalgazın oluşumu için milyonlarca yıl gerekiyor. Şurası açık ki dünya bu kaynakları oluşumundan çok daha hızlı tüketiyor. Bizim nesil için sorun yok ama bir ya da birkaç nesil sonrası için bu kaynaklar tükenmiş olacak. Yani bu enerji bugün için sürdürülebilir. Yarın ise sürdürmenin imkânı yok çünkü tükenecek.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının “sürdürülebilirliği” ise daha başka bir boyut. Güneş mi? 24 saat yok. Güneş battığında bu enerjiden faydalanamıyoruz. Rüzgâr mı? Eserse var, esmezse hatta belli bir hızın altında eserse yok. Jeotermal mi? Açtığın kuyudaki su tükenirse (gerçi bunun için hayata geçmiş bazı çalışmalar var) o da yok. Hidroelektrik desen, karşına kuraklık döneminde ne olur sorusu çıkıyor.

Salt yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, sanayii ve üretim sektörlerini enerji yönünden besleyebilecek konforlu bir yaşam şu an için mümkün görünmüyor. Ama yakındır… Bu yüzdendir ki Avrupa’nın ana doğalgaz sağlayıcısı olan Rusya ile ilişkiler gerginleşince Fransa gibi ülkeler nükleer enerji santrallerini yeniden gündemlerine aldılar. Ama umut veren bir başka çalışma var. Füzyon… Küçük bir ipucu vereyim, yapay güneş. O da başka bir yazının konusu olsun çünkü belki o zaman “enerji üretimi” dahi söz konusu olabilecek.

Kaynak : İrfan Duroğlu

YORUM YAP