DOLAR27,3861% 0.25
EURO29,0664% -0.07
STERLIN33,4657% 0.04
FRANG29,9498% 0.01
ALTIN1.627,65% -0,90
BITCOIN752.8491.124

NİKÂH BİR İBADETTİR

Yayınlanma Tarihi :
NİKÂH BİR İBADETTİR

Yüce Dinimiz İslam, insanı en üstün varlık kabul eder. Allah Teâlâ insanı en güzel surette yaratmakla kalmamış, insanı akıl ve irade gibi üstün yeteneklerle donatmıştır. Bu hususta Yüce Rabbimiz Tin suresi 4. ayet-i kerimede; “And olsun ki biz insanı en güzel surette yarattık.”

İsra suresi 70. ayet-i kerimede ise; “And olsun ki biz insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve denizde taşıdık ve onları temiz yiyeceklerden rızıklandırdık, onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”  Buyurmuştur.

İnsanın diğer yaratıklara göre bu üstünlüğü sebebiyledir ki insan, yeryüzünde Allah Teâlâ’nın iradesini temsil etme, O’na halife olma görevi gibi üstün bir görevle de görevlendirilmiştir. Yerde ve göklerde bulunan her şey onun emrine amade kılınmış ve hizmetine sunulmuştur.

Böylesine Allah’ın (Azze ve Celle) üstün bir yaratığı olan insan, yalnız başına değil toplum halinde yaşar. İnsanın içinde yaşadığı toplumun en küçüğü hiç şüphe yok ki ailedir. Ailelerin bir araya gelmesi ile toplumlar meydana gelir. Aile olmadan toplumdan söz edemezsiniz. Aile, mükemmel ise toplum mükemmeldir. Aile, zayıf ise toplumda zayıftır, güçsüzdür. Aile, her türlü güzelliğin kaynağıdır. Zira sağlıklı nesiller bu yuvada yetişir. Çocuk, yaratılışla ilgili gelişmesini, ahlak ve terbiyesini önce buradan alır. Zira Aile, bir mekteptir. Aile, sevginin kaynağıdır. Bir milletin sahip olduğu bütün özellikleri bir ailede görmek mümkündür. Toplumu oluşturan aileler ne kadar sağlam temeller üzerine oturursa toplumda, o nispette sağlıklı olur. Bunun içindir ki dinimiz aileye çok büyük önem vermiştir.

Aile, karı ile kocadan oluşur. Çocuk, ailenin bir meyvesidir. Nasıl ki ağacın bedeni güçsüz ise dalında bulunan meyve olgunlaşamazsa ailede baba ve anne yeterli değil ise meyve olan çocuk da olgunluk meydana gelmez. Olgunlaşamayan çocuk, sadece anne ve babanın değil toplumun başına bela olur. Ondan dolayıdır ki anne babalar mükemmel ise çocuk da mükemmeldir. Çocuklar mükemmel ise, toplum da mükemmeldir.

Aile, ancak ve ancak evlilik sözleşmesi denilen nikâhla gerçekleşir. Evlilik sözleşmesi yapılmadan aile kurulamaz. Bunun için dinimiz evliliği teşvik ediyor. Peygamberlerin ortak sünnetlerinden biri de evliliktir.

Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) konu hakkında: “Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir; kına yakmak, koku sürmek, misvak kullanmak ve evlenmek” buyurmuştur.

Rum suresi 21. ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz ise; “ İçinizden kendisiyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, onun varlığının belgelerindendir. Bunda düşünenler için dersler vardır.” Buyurmaktadır.

Evlenmemeyi ayağına bağ kabul edenler ve aile dışında kalmayı dindarlık sayanlara Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz; “ Evlilik benim sünnetimdir. Her kim benim bu sünnetimden yüz çevirirse benim ümmetimden değildir.” buyurarak evliliğin önemine dikkat çekmiştir. Evet, aile, nikâh ile kurulur.

Nikâh, her ne kadar medeni bir sözleşme ise de bir yönüyle ibadet sayılır. Zira insan, aile ortamında huzur bulur. Neslin devamı bu kurumla sağlanır. Pek çok kötülüklere karşı en önemli vasıta ailedir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz; “Gençler! İçimizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözü (haramdan) daha çok yumdurucu, iffeti daha çok koruyucudur.” buyurarak evliliğin ve aile hayatının önemini bildirmiştir.

Aile kurulurken eşlerin birbirini seçmesi önem kazanır. Zira aile, geçici bir süre için kadın ile erkeğin bir araya gelmesi değildir. Ölümüne kadar devam edecek bir sözleşmedir. Eşler, birbirlerinde bu kurumun devamını sağlayacak özellikleri aramalıdırlar. “Canım ne olacak evlenmek helal ise boşanmakta helaldir.” deyip ailenin yıkılmasına sebeb olanlar sadece kendi yuvalarını değil, arş-u alayı da titretirler. Aile, ticari bir ortaklık değildir. Menfaatler üzerine kurulamaz. Aile, fedakârlık ister, sevgi ister, şefkat ister. Fedakâr olmadan, sevgi dolu olmadan ailede birliktelik yürümez, yürütülemez.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz; eşlerde bulunması gereken özelliklere dikkatimizi çekiyor ve şöyle buyuruyor: “ Kadın genelde dört özelliği için nikâh edilir; Malı için, soyu için, güzelliği için ve dini için. Sen dindar olanı seç ki varlığın artsın.”

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, kadını bu dört özelliğinden birisi ile nikâh etmenin mubah olduğunu ancak dindar olan kadının tercih edilmesini tavsiye ediyor. Sebebine gelince; dindar kadın, her yönüyle itaatkâr olur, kocasının malını, şerefini, izzetini korur, israftan sakınır, çocuklarının terbiyeleri ile ilgilenir, onları da dinlerine bağlı yetiştirir. Bu durum aileye huzur getirir. Bunun içindir ki Peygamber (s.a.v.) Efendimiz; “Dünya bir metadır (geçimliliktir). En hayırlı meta ise saliha (iyi) bir kadındır.” buyurmuştur.

Kadın ile erkeğin birbirlerini seçmede olduğu kadar, aile kurulduktan sonraki süreçte de, aile içi huzurun ve bu huzurun devamının sağlanmasında da çok önemli rolleri vardır. Bu da; aile kurucuları olan karı ile kocanın aile hukukuna karşılıklı saygı göstermelerine bağlıdır.

Kadın ile erkek arasındaki haklarla ilgili yüce Allah (Azze ve Celle) Bakara suresi 228. ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Erkeklerin kadınlar üzerindeki gibi kadınlarında erkekler üzerinde hakları vardır.”

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de hadis-i şeriflerinde; “Dikkat edin! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız var. Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı vardır.

Sizin kadınlarınız üzerindeki hakkınız;

Hoşlanmadığınız kimseleri minderinize oturtmamaları,

Sevmediğiniz kimselerin evinize girmelerine izin vermemeleridir.

Dikkat ediniz! Onların da sizin üzerinizdeki hakları; giyimlerini ve yiyeceklerini iyi bir şekilde yapmanızdır.” Buyurmaktadır.

Bu ve benzeri ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, aile içi hukukun hassasiyetinden bahsetmektedir. Eğer huzurlu bir aile hayatını yaşamak istiyorsak Kur’an’ın mesajına kulak vermeliyiz. Her hususta bizim için örnek teşkil eden, model olan Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin hayat tarzını aile hayatımızda örnek almalıyız.

Selam ve dualarla…

YORUM YAP