
Önce bana ukalalık yaptı ardından da beni övdü. Bu kadar tutarsız bir çocuktur. Bunları bilerek de yapmıyor işin garip tarafı. O an içinden ne geliyorsa onu yapar ve onu yaşar. Deniz’in durduğu pencerinin yanında bir kapı vardı. O kapıyı açıp balkona çıktım. Deri ceketimden sigaramı çıkardım. Şu yeni ince sigaralardan içiyorum artık. Hem hafif oluyor hem de az içiyorum. Belimi yokladım. Silahımı arabada unutmuşum. Gerçi zaten olan olmuş ve adamcağız yerde öylece yatıyor. Benim boyum 1.80. Ancak adam epeyce uzun duruyor benden. İlk kez bu kadar uzun bir maktül gördüm. 15 yıllık polisliğim ve 13 yıllık cinayetçiliğimde ilk oldu. Aklımda bir sürü sorular dolaşmaya devam ediyor. O diye bahsettiği kim? Olay yeri inceleme komiseri Burçin ile göz göze geldik. Yavaşça balkona geldi. Burçin de bizim Deniz gibi nedensiz polislerden ama işini iyi yapıyor. Kızıl saçlarını savurarak çıktı balkona.
“Amirim afiyet olsun” diye aklınca eğlendi benimle.
“Parmak izi var mı?”
“Altı farklı parmak izi var amirim. İçeride bir odada bir kadına ait bir bandana ve iki küpe bulduk”
“Başka bir şey?”
“Başka hiç bir şey yok amirim. Ama aramaya devam ediyoruz.”
“Sigara ister misin?” diyerek uzattım ince sigaramdan. Önce bir garipsedi. Sonra çekip bir tane aldı.
“Çok naziksiniz amirim.”
“Afiyet olsun” diyerek suratımı da sertleştirdim. Alt üst ilişkisinden nefret ederim. Ama altında çalışan birine davranırken ayarlı olmak zorundasın. Bir gün öyle bir gün böyle davranırsan sen artık amir değil maskara oluyorsun. Ben hep aynı davranırım. Hem yakın hem mesafeli. Aslında olay yerinde sigara içmek doğru bir şey değil. Sigaram bitince bunun farkına vardım. Sigaranın külünü silktim. Parmağımla yanan kısmı dışarıya ittirdim ve balkona düşmesini sağladım. Cebimden çıkardığım küçük poşete de izmariti koyup içeriye geçtim. Deniz odanın köşesinde duran büyük bir kitaplıktan bir kitap almış onu inceliyordu. Kitaplıkta neredeyse bin tane kitap vardı. Bu kadar kitap okuyan bir adamın hangi tür kitaplar okuduğunu merak ettim doğrusu. Kitaplıktan bende bir kitap seçip aldım. Kitabın içini açtığımda altı çizilmiş bir sürü yer gördüm. Gerçekten tüm bu kitapları okumuş olmalı. Bende kendimi okur biri sanırdım. Meğerse daha çok okuyanlar da varmış. Kitabı karıştırırken küçük bir kağıt parçası yere düştü. Kitabı kapatıp yerine koydum ve eğilip notu aldım.
“Eski sevgilimi özledim. Onun tutamadığım ellerini bile özledim. Şimdi aşkı sanki bir canavarmış gibi yaşayan bir kadını seviyorum. Oysa o ne kadar naifti. Giderken bir veda bile etmemişti. Bu kadın veda değil, ölüm istiyor. Benden katil olur mu bilemem ama güzel bir maktul olacağına eminim. Bir gün kendini zeki zanneden bir cinayetçinin eline dosyam düşecek ve ipuçlarından katilimi arayacak öyle mi? Bulamayacağından eminim.
Ben eski sevgilimi özledim. Onun tutamadığım ellerinde bir büyü vardı. Sanki tutsam bir kere sonsuza dek bırakmayacaktım…”
Deniz gözlerini dikmiş bana bakıyordu. O notta ne bulduğumu merak ediyordu.
“Bütün kitapları toplat deniz, katil bu kitaplarda saklı” dedim ve notu cebime koyup arkamı döndüm. Deniz beni çok iyi anlamıştı. O yüzden gidip olay yercilere kitapların toplanmasını istedi. Ben bunu duyduğumda çoktan kapıdan çıkmıştım. Maktülün katilini arayacak kişiyle alay ettiğini de ilk kez görüyorum. O kadar emin ki öldürüleceğinden notunu bile bırakmış. Üstelik katilini bile yazmamış. Beni ölmeden önce uğraştıran bir maktül ile karşı karşıya kaldım ve itiraf edeyim sinirim bozuldu. Apartmandan çıkıp arabama doğru yürürken yerde kırmızı bir kumaş parçası buldum. Bir fulara ya da şala ait olmalı. İncecik bir kumaştı. Cebimden çıkardığım delil poşetinin içine koydum ve arabama bindim. Bütün bürolara yeni araba geldiği halde bizim büroda hala 2006 model megane var. Ne asayiş şube müdürü ne de emniyet müdürü benden hoşlanmıyor. Niye beni bu büronun başında tutuyorlar bilmiyorum. Megane’ı çalıştırdım ve aklımdaki tüm sorulardan bu anlık kurtulmak için onun yanına gitmeye karar verdim. – Devam Edecek –