Geçtiğimiz hafta Çarşamba akşamı sahamızda oynadığımız Kırşehir maçını kazandık sevindik ve Pazar günü dış saha da Serik Belediyespor maçını kaybettik üzüldük. Ligin başından beri devam eden gelgitleri yaşamaya devam ediyoruz.
Ligimizde alttan yukarı doğru 4. sırada düşme potasının içinde bulunuyoruz. Oynadığımız 9 maçta 2 galibiyet 1 beraberlik elde edip 6 mağlubiyet aldık, 6 gol atıp kalemizde 14 gol gördük.
Maçlarımızı zor kazanıyor, çok basit ama belirli futbolcular tarafından devamlılık arz eden kişisel hatalarla kaybediyoruz. Kadro sıkıntımızın yanında, bireysel ve takım halinde performans açısından da bir türlü istikrar sağlayamadık. İç saha maçlarında taraftarımızın itici baskısıyla maçı lehimize çevirebiliyoruz ama dışarda oynadığımız maçlarda 60. Dakikadan sonra oyundan düşüyoruz, rakibin baskısına, ataklarına karşı koyamıyor, çareler üretemiyoruz. Yapabildiğimiz yerde yatarak zaman geçirmeye çalışıyoruz oda başımıza dert oluyor maçın sonuna zaten fazlasıyla dakikalar ekleniyor.
Daha önce de yazdım bu lige göre çok fazla tecrübeye sahip futbolcularımızla, bu lige göre tecrübesi az, her türlü yönden gelişimini tamamlamamış, profesyonelliğin ne olduğunun farkına varamamış statü gereği amatör lisansla oynayan gerçekten çok amatör olan, takım halinde bir şekilde kaybetmeyi kabullenmiş, maç kazanma inancı zayıflamış bir ekip var.
Teknik ekibin bu kadar olumsuz durumun içinde bu takımı motive etmesi gerçekten çok zor. Kulüp yönetimi zaten başta maddi imkânsızlık olmak üzere birçok sorunla boğuşuyor, şu ana kadar şikâyet ettiklerini duymadık, bu işe niyet ettikleri zaman deklare ettikleri karanlıktan aydınlığa sloganı çerçevesinde çözüm üretmeye çalışıyorlar.
Geçen hafta, sezon sonuna kadar tahmini olarak yapılması muhtemel giderleri, harcamaları gösteren tablolar yayınladılar. Ben bu durumu sessiz bir feryat hatta yalnızlık çığlığı olarak değerlendiriyorum, açıkça söylenmese de şehrimizin dinamikleri, kurumları, iş adamları, sanayicileri, sözü geçen kişileri tarafından yeteri kadar destek görmediklerinin üstü kapalı beyanatıdır.
Ben böyle anladım başkaları ne anlam çıkarır bilemiyorum.
Hayatta hiç sevmediğim bir davranıştır ‘mış’ gibi davranmak. O davranışı sergileyenler için söylenecek, yazılacak çok söz var hatta daha önceki dönemlerde çekinmeden yazıp, söyledik de ne oldu? Değişen bir şey olmadı maalesef. Hala da mış gibi davranmaya devam ediliyor.
Kuvayı Milliye’nin doğduğu şehirdir Balıkesir, kurtuluş için toplanmış, kararlar alınmış, şehrimizle birlikte Ülkemizin Vatan topraklarının kurtuluşuna ön ayak olmuş, düşmana ilk ve son kurşunu sıkmış bir şehrin insanlarından, önderlerinden, atalarımızdan hiç örnek alamıyoruz maalesef.
Balıkesirspor mu? Aman bana bulaşmasın, benden uzak dursun ne yapıyorlarsa yapsınlar ne halleri varsa görsünler, daha önce yardım ettik te ne oldu havası çökmüş durumda maalesef.
Siyaseten de ne kadar destek verildiğini az çok biliyoruz, ziyaretler, fotoğraf kareleri, takdim edilen formalar, yanınızdayız dense de mekândan ayrıldıktan sonra unutulup gidilen Balıkesirspor’umuz var. Seçim zamanı gelince hatırlasınız belki ama iş, işten geçtikten sonra bu kötü gidişatla iyice dibe vuran Balıkesirspor’umuzu nasıl kurtarırsınız bilemem artık.
Para, kişiler falan sorun değil esasen eksik olan en büyük sorunumuz birlik beraberlik. İlk önce birbirimizi sevmeyi, saygı duymayı, destek olmayı öğrenmeliyiz. Sonrası zaten hemen olmasa bile zamanla düzelir.
İstemek gerekiyor, farkındayız istemiyorsunuz, vereceğinizi beyan edip, engel koyarak vermedikleriniz bir gün karşınıza, hesaba çekileceğiniz sandıkta sorun ve engel olarak çıkar gelir.