BIST 100
10.649,94 0,69%
DOLAR
42,2446 0,06%
EURO
48,9422 0,01%
GRAM ALTIN
5.619,47 0,23%
FAİZ
40,14 0,25%
GÜMÜŞ GRAM
70,35 1,13%
BITCOIN
104.884,00 2,22%
GBP/TRY
55,4241 -0,26%
EUR/USD
1,1579 -0,03%
BRENT
64,46 -1,07%
ÇEYREK ALTIN
9.187,41 0,23%
Balıkesir Parçalı Az Bulutlu
Balıkesir hava durumu
17 °
  • ANASAYFA
  • Teknoloji
  • ‘Sürekli Çevrimiçi Olma’ Baskısı Çalışanı Nasıl Etkiliyor?

‘Sürekli Çevrimiçi Olma’ Baskısı Çalışanı Nasıl Etkiliyor?

'Sürekli Çevrimiçi Olma' Baskısı Çalışanı Nasıl Etkiliyor

Pandemiyle birlikte evden çalışmaya geçiş, ardından hibrit düzenin kalıcı hale gelmesi… Modern çalışma hayatı, çalışanları artık masa başında değil, ekran başında bağlı tutuyor. Ancak bu bağlılık, “ulaşılabilir olma” sınırını tamamen ortadan kaldırdı. Uzmanlar, giderek artan bu baskıyı “e-posta tükenmişliği” olarak tanımlıyor: Yani sürekli bildirimler, bitmeyen iletiler ve “anında yanıt verme” zorunluluğunun yarattığı kronik stres hali.

📩 E-posta yağmuru: Yeni çağın görünmez mesai yükü

Verilere göre; bir beyaz yaka çalışan günde ortalama 121 e-posta alıyor. Bu sayı, yöneticilerde ve müşteriyle doğrudan çalışan ekiplerde 200’ü bulabiliyor. E-posta trafiği, işin bir parçası olmaktan çıkıp, işi engelleyen bir faktöre dönüşüyor.

Kurumsal iletişim uzmanı Elif Arıkan, bu durumu şöyle özetliyor:

“Artık herkes mesajlara cevap yetiştirmeye çalışıyor ama kimse gerçek işe odaklanamıyor. E-posta kutusu, üretkenliğin en büyük düşmanı haline geldi.”

Bu durum, özellikle “her an erişilebilir olma” kültürünün yaygınlaşmasıyla daha da derinleşti. Birçok çalışan, gece gelen e-postaya yanıt vermediğinde suçluluk hissediyor. Bazıları için bu, işin kendisinden çok iletişimin yükü anlamına geliyor.

🕐 Sürekli çevrimiçi olma baskısı: Görünmeyen stres kaynağı

E-posta tükenmişliği sadece iş yüküyle değil, zaman algısının bozulmasıyla da ilgili. Artık “mesai bitimi” diye bir kavram kalmadı; iş, akşam yemeği ya da hafta sonu sınırını aştı. Kimi çalışanlar tatilde bile bildirimleri kapatamıyor.

Psikologlar, bu baskının nöropsikolojik etkilerini şöyle açıklıyor:

“Sürekli çevrimiçi olma hali, beyinde düşük düzeyli stres hormonu salgısını kalıcı hale getiriyor. Bu da uykusuzluk, dikkat dağınıklığı ve tükenmişlik belirtilerine yol açıyor.”

Yani e-posta tükenmişliği, sadece “iş yükü” değil, bir tür modern kaygı bozukluğu haline geliyor.

💬 ‘Okundu’ baskısı ve görünmez rekabet kültürü

E-posta artık sadece iletişim değil, performans göstergesi olarak da algılanıyor. “Anında yanıt veren” çalışan, “ilgili ve özverili” olarak görülüyor. Bu da görünmez bir rekabet kültürünü besliyor. Özellikle yöneticilerin “çevrimiçi olma” beklentisi, çalışanlarda stres yaratıyor. Araştırmalar, çalışanların %68’inin “e-posta sayısını azaltacak çözümler” istediğini gösteriyor. Ancak bu konuda kalıcı adım atan şirket sayısı çok az.

🧠 Tükenmişlik belirtileri sessizce artıyor

E-posta tükenmişliği yaşayan çalışanlarda genellikle şu belirtiler görülüyor:

  • Sürekli dikkat dağınıklığı ve unutkanlık,
  • İletişim isteksizliği,
  • Kendini “yetersiz” hissetme,
  • Mesajlara yanıt verirken tahammülsüzlük.

Bu belirtiler, uzun vadede iş performansını düşürürken, kurum içi motivasyonu da zedeliyor. Birçok çalışan artık “sessiz istifa” eğilimi gösteriyor; yani işi bırakmadan, duygusal bağını koparıyor.

💡 Şirketler çözüm arıyor: “Sessiz saat” uygulamaları artıyor

Bazı şirketler bu soruna çözüm bulmak için yeni politikalar deniyor. Fransa, 2017’den bu yana “dijital bağlantıyı kesme hakkı” yasasıyla çalışanları koruyor. Benzer bir model, Türkiye’de bazı kurumsal firmalarca da pilot olarak uygulanıyor.

Balıkesir’de faaliyet gösteren bir teknoloji şirketi, “sessiz saat” uygulamasını devreye soktu. Mesai sonrası 19.00–08.00 arasında e-posta gönderimi yasaklandı. Firma yöneticisi Derya Çelik, ilk üç ayda verimlilikte %14 artış sağlandığını belirtiyor.

“Ekip üyeleri sabah daha enerjik geliyor. Kimse gece gelen mesaj yüzünden stres yaşamıyor. Sessizlik üretkenliği artırıyor.”

Bu örnekler, e-posta tükenmişliği ile mücadelede dijital sınırların yeniden çizilmesi gerektiğini gösteriyor.

🔄 Yeni dönem: Verimlilik değil, denge dönemi

Uzmanlara göre şirketlerin önündeki en büyük sınav, “sürekli erişilebilirlik” kültürünü dönüştürmek. Artık mesele, daha çok çalışmak değil; daha sürdürülebilir çalışmak.

E-posta tükenmişliği, modern iş hayatının görünmez pandemisi olarak tanımlanıyor. Bu nedenle çözüm, bireysel çabalardan çok kurumsal farkındalıkta yatıyor. Çalışanların da kendi dijital sınırlarını çizebilmesi, ruhsal dayanıklılığı artırıyor.

Psikologların ifadesiyle:

“Bağlantıda kalmak güzel ama bazen bağlantıyı kesmek, zihni yeniden başlatmanın tek yolu.”

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?