Yazının başlığındaki sözler Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Hazar İbrahim’e ait. Bu sözü ne için söylediğini anlatacağım ama önce Balıkesir Üniversitesi ziyaretlerine değinmek istiyorum. Haberlerde de okumuşsunuzdur; geçtiğimiz gün Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Hazar İbrahim ile birlikte Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Şehit Mammadagha Safarov'un annesi Renasa ve babası Balakishi Safarov, Büyükelçilik 1. Katibi Doç. Dr. Necibe Nesibova Üniversiteye geldiler.
Burada çok duygulu anlar yaşandı. Bildiğiniz gibi Azerbaycanlı Mammadagha Safarov 2014-2019 yılları arasında Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünde öğrenim gördü. Bu tarihte kendi isteği ile kaydını sildirerek Azerbaycan’ın kendi toprağı olan Karabağ’ı düşman işgalinden kurtarmak için verilen savaşta şehit oldu. Balıkesir Üniversitesi de “Bir Millet iki Devlet” anlayışı çerçevesinde Mammadagha Safarov’u kendi şehidi olarak kabul etti ve Senatoda aldığı bir kararla Mühendislik Fakültesinde ek binada yer alan Konferans Salonuna ismi verildi.
Bu gelişmeler çerçevesinde Rektör İlter Kuş tarafından hem aileyle hem de büyükelçiyle görüşmeler yapıldı ve kendileri Balıkesir’e davet edildi. Geçen gün geldiklerinde bu önemli gün ben de orada bulundum ve yaşanan duygulu anlara şahit oldum. Annesi Renasa ve babası Balakishi Safarov, özellikle ismi verilen salondaki fotoğrafın bulunduğu panonun önünde gözyaşlarını tutamadı. Yine Üniversitedeki arkadaşlarıyla da görüşürken çok duygulandılar.
Bu esnada bir ara Büyükelçi Hazar İbrahim ile sohbet etme imkânım oldu. “İki Devlet bir Millet” üzerine konuştuk. Söz Karabağ’ın Azerbaycan topraklarına dâhil edilmesi süreci ve bunun için yapılan savaşa geldi. Savaş anında Ankara’daki Büyükelçilik önünde sürekli insanların olduğunu, elçiliğe dilekçe vererek kendilerinin de Azerbaycan’da savaşmak istediklerini dile getirdiklerini söyleyen Hazar İbrahim çok anlamlı günler geçirdiklerini belirtti. Hatta altın, bilezik küpe gibi ziynetlerin bile getirildiğini, bunları şimdi Büyükelçilikte özel bir bölümde sergilediklerini anlatan Hazar İbrahim’e şunu söyledim. Bildiğiniz gibi sizin de çok sevdiğiniz bir türkü var; ‘Çırpınırdın Karadeniz” diye. Bu türkünün sonu “Türk’ün Şanlı Bayrağını Turan ele asacağız” şeklindedir. Azerbaycanlı sanatçılar bunu; “Azerbaycan Bayrağını Karabağ’da asacağız” diye bitirirlerdi. Yıllar sonra bu gerçekleşti dediğimde işte o zaman yazının başlığındaki sözleri söyledi: “Evet, o şekilde söylediklerinde bizler de ‘İNŞALLAH İNŞALLAH’ derdik. Şimdi artık ‘MAŞALLAH’ diyoruz. Yıllarca işgal altında bulunan Karabağ artık sahiplerinin elinde.”
Büyükelçi ayrıca “İki Devlet bir Millet” kavramının “Bize bizden başka dost yok” boyutunda değerlendirilmesini vurgulayarak bunun hiç unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
