Türk filmlerinde mahkeme sahneleri meşhurdur. Bu sahnelerden hep hatırlarım, hâkim o tok sesiyle şöyle der:
“Şimdi söz savunmanın”
Bu cümleden sonra avukat genellikle başrol oyuncusu olan zanlıyı veciz cümlelerle savunur. Bizim hafızalarımızda avukat olgusu yıllar öncesinden bu şekilde oluşmuştu. Bir de yine yıllar önce tek kanal TRT’de oynayan dizide de dikkatimizi çeken “Avukat Petroçelli” büyük bir ilgi ile izlenmişti…
Bu Petroçelli, özellikle, kaybetmeye doğru ilerleyen davalarda son anda bir kanıt ve farklı bakış açıları ortaya çıkartarak davalarını kazanmayı bilirdi. TRT tarafından 1977 ve 1979 yılları arasında “Söz Savunmanın” ismiyle yayınlandı.
Bu girişten sonra sözü, dün kutlanan Avukatlar Günü’ne getirmek istiyorum. Her an herkese lazım olabilecek olan bir meslek. 5 Nisan 1958 yılında İzmir'de barolar arası bir kurul ve Türkiye Barolar Birliği'nin gerçekleşmesi yolunda bir karar alındı. Yani Türkiye Barolar Birliği o karardan sonra yapılan savaşımlarla gerçekleşti ve o toplantıda 5 Nisanın Avukatlar Günü olarak kutlanmasına karar verildi.
Müvekkillerinin hakkını savunmak için, tüm zorluklara göğüs geren, inandığı gerçekler için herkesi karşısına almaya cesaret eden, ama hak ettiği değeri göremeyen, yargının kurucu unsuru olan savunma makamının olmazsa olmazı avukatlar, müvekkillerini iddia makamı karşısında en iyi şekilde savunma mücadelesi veriyorlar.
Geçmişte de yazımda alıntı yaptığım, kendisi de avukat olan Balıkesir Milletvekili Mutlu Aydemir, Avukatlar Günü vesilesiyle kendilerini şöyle ifade ediyor:
“Cübbemizin yeşil kısmı hukuk davalarını, kırmızı kısmı ceza davalarını temsil eder. Yakasındaki sarı renk idareyi temsil eder. Cübbemizin Kamu hizmeti olduğundan cepleri, bağımsız olduğumuzdan düğmeleri yoktur. Cübbemizin siyah rengi yasaların otoritesini Adalete hizmet eden mesleğimizin ağırlığını temsil eder. Siyah Adaletin rengidir, zira bütün renkler siyahın içinde erirler...
Adaleti sağlamak için çabalayan Avukatlar savunmada ırk, din, dil, fakir, zengin, güçlü, güçsüz, güzel, çirkin ayrımı yapmadan eşit olarak her bireyin kutsal hakkı için mücadele eder. Bizler Adalet için savaşırız ve Adaletin tecelli ettiği her an bizim için tek övünç kaynağı zaferimizdir. Avukat herkesin dilinden anlar her bireyi dinler her bireyin kutsal savunma hakkı olduğunu bilir ve hakkını teslim almak için tüm bilgisi ve vizyonuyla çalışır.”
Yıllar önce Baro Başkanları ile yaptığım programdan bölümleri bir kez daha izledim. O günlerde anlattıklarını dinledim. Bazı sıkıntıları ve çekinceleri vardı. Yıllar içinde bunlar hep dile getirildi. Tabii gündem yoğun olduğu için bu 5 Nisan’da yine kendileri ile ilgili olan konulara hangi boyutlarda değinildi bilmiyorum, ama böylesi günler bir anlamda meslek gruplarının sorunlarını dile getirdiği zamanlar oluyor. O açıdan ben bazılarının savunduğu gibi böyle günlerin kutlanmasına karşı değilim. Abartmamak kaydıyla böylesi günleri; onların kendilerinin hatırlanması, sorunlarının dile getirilmesi ve sevenlerinin onlara duygularını dile getirmesine vesile olması açısından anlamlı buluyorum. Günlük gaile içerisinde insanlar hiçbir şeyin farkında olmadan didinip duruyorlar. Tabii ki geçim şartları çok zor, ama insan olmanın önemli göstergelerinden birisi değil mi birbirimize sevgilerimizi, takdirlerimizi ve mutluluğumuzu aktarmak…
Hani doktorlar için bir söz vardır: “Allah düşürmesin, eksikliğini de göstermesin.” Aynı cümleyi avukatlar için de söylemekte fayda var…”Allah muhtaç etmesin, ama eksikliğini de göstermesin.”
Bu vesileyle tüm tanıdığımız tanımadığımız avukatların günlerini kutluyorum…
