Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Balıkesir Şube Başkanı Kemal Büyükışık, ülke olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğimizi söyledi. Bir çok hak ihlallerinin devam ettiğini belirten Büyükışık, “Tüketicinin korunması hakkında kanun hükümlerinde kısmen tüketici lehine bir düzenleme görünse de, bazı konularda halen güçlü olan satıcı ve sağlayıcı lehine düzenlemeler devam ediyor. Yeni düzenlemelerde Tüketici örgütlerinin görüş ve önerileri büyük bir çoğunlukla dikkate alınmıyor” dedi.
“LİYAKATSIZLIK BİZLERE ÖLÜM OLARAK DÖNDÜ”
Çevre katliamlarının, ekolojik kıyımın devam ettiğini, tüm bunların üstüne yaşanan 6 Şubat depreminin yoksulluk ve açlık ile yaşam mücadelesi veren tüketicileri vurduğunu anlatan Büyükışık, “Neoliberal sistemin getirdiği rantsal kentleşme liyakatsızlık bizlere ölüm olarak döndü. Devletin can ve mal güvenliğini korumakla görevli olduğu vatandaşlarımız ayıplı binaların altında can verdi. Bir kez daha görüldü ki deprem değil çürük binalar öldürdü. Bu nedenle kader deyip geçemeyiz. Deprem kader değildir, yastayız isyandayız” diye konuştu.
“BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI DA YAPIYORUZ”
TÜKODER’in, tüketici hakları ile ilgili bilinçlendirme, bilgilendirme çalışmaları da yaptığını anımsatan Büyükışık, sözlerine şöyle devam etti: “Bu deprem bize gösterdi ki; deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası bir tüketicinin yapması gerekenler hakkında bilgilenmesi ve bilinçlenmesi gerekiyor. Bu yönde genel merkez başta olmak üzere deprem dayanışma ağları ile birlikte ortak çalışma başlatarak, bir eğitim programı üzerine çalışıyor. Ayrıca deprem sonrası tüketici hakları üzerine de bir çalışma yürütülüyor.
TÜKODER olarak bu depremde can kaybının fazlalığında ihmali kusuru olanlar ile sürdürülen hukuk mücadelesinin yanında ve takipçisi olacağız. Birçok yapılması gerekip de yapılmayanları, yapılamayanları biliyoruz izliyoruz not ediyoruz. Yoksulluğa açlığa karşı Toplumsal muhalefet olarak mücadeleyi büyütmemiz, güçlerimizi birleştirmemiz gerekliliği bir kez daha acı bir gerçek olarak karşımıza çıktı. TÜKODER olarak ayrışma değil birleşme ve bütünleşme zamanı diyoruz. Birikim ve tecrübelerimizi birleştirerek bayrağımızı daha yükseklere çıkartmalıyız.” Cengiz GÜNER
