
Sil Baştan Derneği’nin düzenlediği ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele’ konferansında konuşan Dernek Başkanı Ayşegül Küçükafacan, toplumun tüm kesimlerini ortak mücadele etmeye çağırdı.
Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele’ konferansında konuşan Sil Baştan Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan, derneğin kuruluş amaçlarını anlattı, şiddette maruz kalan kadınların yaşamlarına dokunarak mağduriyetlerini en aza indirmek istediklerini söyledi.
“BİRLİKTE OLURSAK ÇÖZÜME HIZLI ULAŞIRIZ”
Küçükafacan, “Amacımız duyarlı olmanın bir adım ötesine geçerek çözümler üretmek, işbirlikleri yapmak. İnsan hele ki kadın hedefine ulaşmak için her şeyi göze alır. Bizler de bu yolda mücadele etmeyi hedefledik ve hedefe doğru yol almaya başladık. Ümit ederim ki bu yolda sizler de duyarlı olmanın bir adım ötesine geçerek bizlere el ve yürek verirsiniz. Çözüm konusunda yapılması gereken çok iş, söylenmesi gereken çok söz olduğunu biliyoruz. Ama gidilecek yere ulaşmak için önce yola çıkmak gerekir.
Biz yola çıktık, sizler de bize eşlik edin ki gücümüze güç katalım. Yolumuz uzun, çözüm yaratma gücümüz eksik ama unutmayın ki birlikte olursak çözümlere daha hızlı ulaşırız. Çalışacağımız konular sadece Balıkesir’in değil, Türkiye’nin değil dünyanın çözmeye çalıştığı sorunlar. Onun için toplumu oluşturan her kesimin bu taşın altına elini koyması gerekir” dedi.
“ZİHNİYETLER DEĞİŞMELİ”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, konuşmasına neden kırmızı ceket ve siyah pantolon giydiğini anlatarak başladı.
Güllü, “İzmir’de 2015 yılında görülen bir tecavüz davasında kadının kırmızı ruju nedeniyle tahrik olduğunu söyleyen sanığa tahrik indirimi uygulayan hakim ve savcılara tepkimizi göstermek için kırmızı ceket ve siyah pantolon giydim. Türkiye’de yasalar bilinmiyor ve uygulanmıyor. Modacılardan rica ettik 2018’ın moda rengi kırmızı. Biz bu kırmızıyla hükümetlere mesaj göndereceğiz. Yargının zihniyetini değiştirecek, yönetmelikleri çıkarın, Adalet Bakanlığına mesajlar göndereceğiz. Zihniyetler değişsin diye. Yapılan en güzel yasaların kitaplıklarda kalarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine hizmet etmesine müsaade etmemek adına bu rengi giyeceğiz. Aslında kimseye zararı dokunmayan bir protesto yapacağız.
“SİYASET ÜSTÜ ÇALIŞIYORUZ”
Biz siyaset üstü çalışan örgütleriz. Sahamız siyaset değildir. A partisi, B partisi, C partisi değildir. Bize eşitliği sağlayacak. Bugün 144 ülkeden 134’ncü sırada olmamızı giderecek yani eşitsizliği giderebilecek eylemler yapabilen insanlar lazım. Bunu sivil toplum örgütleri, siyaset, kamusal alan ve özel sektörle yapacağız. Bu ülkede bir sivil toplum örgütü olarak bizim bir acil yardım hattımız var. Hükümetin bir acil yardım ahtı olmadığı bir ülkede biz bu sorumluluğu üstleniyoruz. Üstlendiğimiz bu konuyu hükümetle birlikte götürüyoruz. İç İşleri Bakanlığı, Aile Bakanlığı, karakollar ve jandarma karakolları ve Adalet Bakanlığı gibi. Son zamanlarda bizim en çok tutunduğumuz konu Uluslararası İstanbul sözleşmesi. Belki kulağınıza gelmiştir. Gurur duyun ilk imzacısıyız bu sözleşmenin. Bugün 40’yakın ülke imzaladı bu sözleşmeyi. İmzalayanlara, harekete geçirenlere binlerce teşekkür ediyoruz. Ama orda kalıyor o sözleşme biliyor musunuz? Başta da dedim, kütüphanelere koyma anlamında yasamız var. İşte bizim o kıymetli yasamız kütüphanede duruyor. Niye zihniyet değişmediği için. Yargıda kırmızı renk için 5 yıl tahrik indirimi düşünen hakimler olduğu için biz o yasayı harekete geçiremiyoruz. Hakimlerin bu yasadan haberi yok. Bundan sonra aile ve ceza hakimleri gezilecek, federasyonumuz 79 olan baro sayısı ile iletişime geçip bu konuda eğitim veriyor. Bu bağlamda hukuku bilen avukat, hakim ve savcılara ihtiyacımız var” diye konuştu. Mahmut ACARÖZ