Soğuk kahveler, özellikle yaz aylarında serinletici etkileri ve pratiklikleri nedeniyle hızla popüler hale geldi. Ancak, doktorlar, özellikle kronik sağlık sorunları olan bireylerin soğuk kahve tüketimini dikkatle kontrol etmelerini öneriyor.
Soğuk kahve tüketimi, her ne kadar keyifli ve ferahlatıcı olsa da sağlık açısından bazı riskler taşıyor. Özellikle kafein ve şeker alımına dikkat ederek, bu içeceklerin tüketimini sınırlamak, olası sağlık sorunlarının önüne geçmek için önem arz ediyor. Ancak, bu yeni tüketim trendinin sağlık açısından bazı etkileri de dikkat çekiyor.
Genellikle yüksek kafein içeriğine sahip olan soğuk kahvelerin aşırı tüketiminin uyku düzenini bozabileceğini dile getiren hekimler, kafeinin merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi olduğu için, geç saatlerde tüketildiğinde uykusuzluğa yol açabileceğini hatırlatıyor.
Birçok soğuk kahveni, şeker ve krema gibi katkı maddeleri içerdiğini altını çizen doktorlar, bu içeceğin kalori içeriğini artırarak, aşırı tüketildiğinde kilo alımına ve kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara neden olabileceği uyarısı yaparak, şeker oranı yüksek içeceklerin özellikle diyabet veya insülin direnci olan bireyler için risk taşıdığını belirtiyor.
Diğer taraftan kahvenin asidik yapısı, mide sorunlarına da yol açabiliyor. Soğuk kahve tüketiminin artması, özellikle mide asiditesi yüksek olan kişilerde mide yanması ve reflü gibi sorunları tetikleyebiliyor. Bununla birlikte, bazı insanlar soğuk kahveyi sıcak kahveye göre daha az asidik bulduklarından, bu içecek sindirim sistemleri için daha toleranslı olabiliyor.
Diüretik etkisi bilinen kahve, vücuttan su atımını artırabiliyor. Bu, özellikle sıcak havalarda soğuk kahve tüketen kişilerin yeterince su içmemesi durumunda, dehidrasyona yol açarak, elektrolit dengesizliklerine neden olabiliyor.
Soğuk kahvelerin bazıları, vitamin ve mineral açısından zengin olan badem sütü, hindistancevizi sütü gibi alternatif sütlerle hazırlanıyor. Bu tür seçenekler, soğuk kahveyi daha besleyici hale getiriyor.
