CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, ekonomik buhranın her geçen gün derinleştiğini, Türkiye gibi zengin tarım potansiyeli olan bir ülkenin açlığı, kıtlığı konuşur duruma geldiğini söyledi. Akın, “Ekonomik buhrandan çıkış için tarımdaki potansiyel yok sayılıyor. Ak Parti iktidarı tarafından tarım yok ediliyor. Türkiye büyük ekonomik buhran ve büyük enerji buhranının yanı sıra büyük bir gıda buhranı da yaşıyor” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Bursa Karacabey’de ‘Tarımın Sorunları ve Çözüm Önerileri’ toplantısında çiftçilerle buluştu.
Balıkesir çiftçileri ile sık sık bir araya geldiklerini, sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattıklarını Karacabeyli çiftçilere de dile getiren Akın, “Ak Parti iktidarının yeni bir ithalat senaryoları yolda. Tarım Bakanı üretimi değil, ithalatı destekliyor. Ekonomik buhran, yüksek enflasyon, iktidarın yanlış enerji ve tarım politikaları nedeniyle hem üretici hem de tüketici açlık ve yoksulluğa mahkum bırakılmış durumda” diye konuştu.
“SÜT YEM PARİTESİ 1,5 OLMALI”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Balıkesir’de de olduğu gibi Karacabey’de de süt üretiminin ve hayvancılığın önemli olduğunu vurgulayarak, bu önemi iktidarın görmezden geldiğini yanlış politikalarla süt üreticilerini ve besicileri mağdur ettiğini söyledi.
Akın, “İnekler kesime gidiyor. En son sütte maliyet çalışması yapıp, referans fiyatı 4.70 lira olarak açıkladılar. O zaman doları 9.60 seviyesindeydi. Maliyetler şimdi ise 5.5 lira oldu. Bu şekilde sürdürülebilir bir üretim yapılabilir mi? Yapılamaz. Yem fiyatı referans fiyat belirlenmeden, çiftçinin eline geçmeden yem fiyatına yüzde 50 zam yaptılar. Olması gerekeni hep söylüyorum. Süt üreticimizin de istediği gibi 1 kilo süt 1,5 kilo yem alsın ki üreticimiz de kazansın” dedi.
“GIDA DA ZAMLAR DEVAM EDECEK”
Son günlerde döviz düşse de çiftçinin maliyetlerinde herhangi bir düşüş olmadığını kaydeden Genel Başkan Yardımcısı Akın, sözlerine şöyle devam etti: “Gerek tohumda, gerek gübrede, gerek yemde, gerek mazotta herhangi bir indirim olmaması üretim maliyetlerini artırıyor. Gıda enflasyonu devam edecek. Dövizdeki düşüşün girdilere yansımaması raflardaki fiyatların artmasına neden oluyor. Mazotta, gübrede indirim olmadığı ortamda bunun tüketiciye yansıması kaçınılmaz. Mazot son bir yılda yüzde 75, tarımsal sulamada kullanılan elektrik ise yüzde 130 oranında arttı. Enerji buhranı çiftçiyi, süt üreticisini, hayvancılıkla uğraşan insanlarımızı sarsıyor. Doların 13 lira altına inmesi zamlar geri alınır mı beklentisi yaratırken, gıda maliyetleri 9 liralık dolar kuru seviyesinde. Bu durumda fiyatlar fren yerine gaza basamaya devam edecek.
“ÇÖZÜM ÜRETİM ODAKLI ULUSAL BİR TARIM POLİTİKASI”
İthalata dayalı tarım politikası yerine Türkiye’de tarımsal potansiyelini değerlendirecek üretim odaklı ulusal bir politika uygulanması gerekiyor. Çiftçinin üretim yapmasını kolaylaştıracak, girdilerin temininde, ürünlerin satışında etkin bir kooperatifçiliğin desteklenerek yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.” Mahmut ACARÖZ
