İYİ Parti Balıkesir İl Başkanı Hasan Fehmi Yörük, terör örgütü PKK’nın fesih açıklamasında kullanılan ifadelere ve bu açıklamanın ardından oluşan siyasi atmosferdeki belirsizliklere dair yazılı bir açıklama yaptı. Yörük, devletin bu tür süreçlerde net duruş sergilemesi gerektiğini belirterek, “Toplumun tarihi, hukuki ve milli değerlerini hedef alan hiçbir dili meşrulaştıramayız” dedi.
“Lozan, Soykırım ve Anayasa Gibi Başlıklar Milli Bütünlüğe Yönelik Tehdittir”
PKK’nın son açıklamasında geçen bazı kavramların bilinçli ve provoke edici bir dilin ürünü olduğunu vurgulayan Yörük, şu ifadeleri kullandı: “Lozan, anayasa ve tarihsel gerçekliklerimiz üzerinden siyasal bir hamle yapılması kabul edilemez. Bu, milli bütünlüğümüze yönelmiş sistematik bir tehdittir. Devlet bu söylemleri yok hükmünde saymalı, açık ve net bir duruş ortaya koymalıdır.”
“Milletin Onayı Olmadan Atılan Adımlar Meşru Değildir”
Yörük, herhangi bir çözüm sürecinin ancak ve ancak milletin onayıyla yürütülebileceğini belirterek, dolaylı yoldan gündeme gelen af ve siyasal haklar gibi konularda sert bir tutum alınması gerektiğini vurguladı: “Kapalı kapılar ardında yapılan müzakereler, toplumun ağır travmalarını hiçe saymak demektir. Eğer bir süreç başlayacaksa, bunun meşru zemini sadece milletin iradesidir. Aksi halde bu adımlar, hem siyasal sorumsuzluk hem de tarihsel bir vebal olur.”
“Balıkesir Halkı, Milletin Değerlerini Aşındıran Süreçlere Karşıdır”
Yörük, Balıkesir’in Kuvâ-yi Milliye ruhuna sahip bir şehir olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Balıkesir, istiklal ruhunun başkentidir. Bu toprakların insanı, milletin birliği ve devletin vakarına sonuna kadar sahip çıkar. Balıkesir halkı, terörle mücadele kisvesi altında yürütülen ancak milletin değerlerini zedeleyen hiçbir sürece destek vermez.”
“Devlet, Meşru Zeminde Olmayan Yapılarla Diyalog Kurmamalıdır”
Açıklamasının sonunda devleti yönetenlerin meşru kurumlarla çalışması gerektiğini belirten Yörük, şu ifadeleri kullandı: “Devletin itibarı; halkın seçtiği, hukuki ve meşru kurumlar üzerinden yürütülen yönetim anlayışıyla korunur. Terör örgütleriyle diyalog kurulamaz. Türkiye’nin geleceği, terörle uzlaşmada değil; hukuk temelli güçlü bir demokraside şekillenecektir.”
