BIST 100
11.366,93 0,31%
DOLAR
41,4675 0,07%
EURO
48,7461 0,13%
GRAM ALTIN
4.976,68 -0,04%
FAİZ
39,80 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
58,43 -0,19%
BITCOIN
112.604,00 -0,85%
GBP/TRY
55,8829 0,21%
EUR/USD
1,1746 0,07%
BRENT
69,04 -0,39%
ÇEYREK ALTIN
8.136,87 -0,04%
Balıkesir Parçalı Az Bulutlu
Balıkesir hava durumu
14 °
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • “Deprem sonrası herkesin yüreğine kordan bir ateş düştü”

“Deprem sonrası herkesin yüreğine kordan bir ateş düştü”

DSC_0125

KESK Şubeler Platformu bileşenleri tarafından 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük depremin yıldönümü nedeniyle Ali Hikmet Paşa meydanında basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya bazı siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütü yöneticileri katılarak destek verirken; depremde yitirilen canlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük deprem sonrası herkesin yüreğine kordan bir ateş düştüğünü, sadece Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil, herkesin derin bir acıyla sarsıldığını, yıkıldığını söyleyen Şahin, “Ne yazık ki yaşadığımız bu coğrafyanın tarihi her zaman acıların, yıkımların, felaketlerin  tarihi oldu. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak çok acı gördük. Çokça çile çektik. Yeri geldi, felaketin adı Erzurum Horasan oldu. Yeri geldi Erzincan oldu.

Yeri geldi, yıkımın adı Muş Varto oldu, Bingöl oldu. Yeri geldi acının adı Elâzığ, Lice, Gediz oldu. Yeri geldi gözyaşlarımız Dinar, İzmir, Kocaeli, Adapazarı, İstanbul, Ağrı, Denizli için aktı. Acının merkez üssü; 1999’da Gölcük ve Düzce, 2003’te Bingöl, 2011’de Van, 2020’de İzmir Seferihisar oldu. Bundan bir yıl önce, 6 Şubat 2023 ise hepimizin yüreğine kordan bir ateş düştü.

Sadece Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil, hepimiz derin bir acıyla sarsıldık, yıkıldık. Şaibeli resmi rakamlara göre 53 binin, gerçekçi rakamlara göre ise 100 binin üzerinde canımız 6 Şubat depremi ile aramızdan koparıldı. Başta yıkımın yaşandığı 11 kentimizde yaşayanlar olmak üzere kimimiz eşini, annesini, babasını, kimimiz çocuklarını, yakınlarını, dostlarını kaybetti.

Yaşadığımız felaketi anlatmaya sözcüklerin yetmediği günler, aylar yaşadık. Haftalarca ‘Ben iyiyim ama’ diye başlayıp gerisi boğazımızda düğümlenen cümleler kurduk. Hepimizin yüreği yandı. Bir yıldır adeta yüreğimize saplanan onlarca kara saplı bıçakla yaşıyoruz. Aradan bir yıl geçse de ne yasımız bitti. Ne acımız ne de öfkemiz dindi” dedi.

“DEPREM BU ÜLKENİN GERÇEĞİ”

Ülkede onlarca deprem, yıkım, felaket yaşandığını belirten Şahin, “Hepimiz biliyoruz ki bunlar yaşanmadan yıllar önce bilim insanları, meslek odaları defalarca kez uyarıda bulundu, raporlar hazırladı. Sadece bilim insanlarının, meslek odalarının değil, devletin hazırladığı resmi raporlarda da hep aynı şeylerin altı çizildi.

Hatırlayalım; on binlerce sayfalık o raporlarda ne denildi? ‘Deprem öngörülemez, bilinemez bir doğa olayı değil. Bu ülkenin bir gerçeği’ denildi. ‘Deprem kaçınılmaz. Ancak depremin ağır sonuçlarından kaçınmak mümkün’ denildi. ‘Depremin ağır sonuçlarından kaçınmak için gerekli bilgimiz, insan kaynağımız, hukukumuz, kurumsal yapılarımız var. Yeter ki bunları işlevli hale getirelim, gecikmeden derhal önlem alalım’ denildi.

6 Şubat depreminden bir buçuk yıl önce Temmuz 2021’de TBMM Araştırma Komisyonunca hazırlanan resmi raporda da tüm bunlar bir daha tekrar edildi. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler ne yaptı? Her seferinde duymadım, görmedim, bilmiyorum diyerek üç maymunu oynadılar. Dolayısıyla sadece 6 Şubat depreminin değil, yaşadığımız her felaketin ağır sonuçlarına adeta davetiye çıkardılar.

1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, ‘Altımız çürüktür, ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik’ demişti. 24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün yani mevcut devlet organizasyonunun altımızdan çok daha çürük olduğunu gösterdi.

Japonya’da yaşandığında can kaybı üç beş kişiyi geçmeyen bir deprem biz de on binlerce vatandaşı hayatından eden, kentleri yerle bir eden bir felakete dönüştü. Oysa bir yıl önce yaşadığımız yıkımın sebebi ne tek başına depremdir. Ne de binalardır” diye konuştu.

“ASIL SORUMLU BU HIRSI BESLEYEN, BÜYÜTENLER”

Bu büyük yıkımın tek sorumluluğunun sadece kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlere de yıkılamayacağını ifade eden Gürbüz Şahin, “Çünkü asıl sorumlu bu hırsı besleyen, büyütenlerdir. Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz bir hukuk sistemi inşa eden ve bu sistemi her gün yeniden üreten, hukuksuzluktan beslenen köhne düzenin sahipleridir. Doğru kuralı koysa dahi imar afları gibi garabetlerle bunu bile işlemez hale getirenlerdir. 6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın sorumlusu bırakalım olası deprem riskine karşı önlem almayı, doğal afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine neden olacak politika ve uygulamaları hayata geçirmekten dahi geri durmayanlardır. Kısacası 6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın asıl sorumlusu insanı ve emeği değersizleştirmeyi bir varoluş şekline dönüştüren, bunu da tüm topluma dayatmaya devam edenlerdir.

Devletteki neo liberal dönüşüm politikalarının, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasının, özelleştirmelerin, devletin bir Anonim Şirket gibi yönetilmesinin, iktidarın devleti adeta inşaat şirketlerine teslim etmesinin, denetimsizliğin, kamuya ve yatırımlara yeterince bütçe ayrılmamasının faturası 6 Şubat depremi ile başta hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmak üzere halka, depremzedelere yıkılmıştır” dedi.

“BİR AN ÖNCE ÖNLEM ALINMALI”

Atılan sloganlar eşliğinde açıklamasını sürdüren Şahin, devamla şunları dile getirdi: “Milyonlar, sizden 6 Şubat depremini ‘Asrın Felaketi’ olarak yutturmaya, ‘kader’ olarak göstermeye çalışmaktan artık vazgeçmenizi, olası depremlere karşı bir an önce önlem almanızı bekliyor. Kısacası ardan geçen bir yıla rağmen, milyonlar sizden anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor. Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz. Depremlerin, sellerin, doğa olaylarının binlercemizi yaşamdan koparan birer felakete dönüştürüldüğü,  bizim payımıza her seferinde acıların, yıkımların düştüğü, ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü, haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı bu bozuk düzen bizim düzenimiz değildir. Bu bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsana, emeğe, doğaya düşman bu bozuk düzene, köhne sisteme karşı emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz.”

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?