
Ege Bölgesi, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda mitolojik anlatıları ve halk arasında dilden dile aktarılan hikâyeleriyle de öne çıkıyor. Balıkesir sınırlarında yükselen İda ve Madra Dağları efsaneleri, hem tarihî hem de kültürel bir miras olarak günümüze kadar ulaştı. Bu dağlar, yalnızca coğrafi varlıklar değil; aynı zamanda inançların, mitlerin ve halk efsanelerinin taşıyıcısı konumunda bulunuyor.
İda Dağı’nın Mitolojik Gücü
Kaz Dağları olarak bilinen İda Dağı, mitolojide önemli bir yere sahip. Homeros’un İlyada destanında tanrıların Truva Savaşı’nı buradan izlediği anlatılır. Yine Paris’in güzellik yarışmasında Afrodit’i seçtiği yer olarak da bilinir. Bu nedenle İda Dağı, antik çağdan günümüze kadar “tanrıların dağı” unvanını korur.
Yöre halkı İda Dağı’nın havasını ve suyunu şifalı kabul eder. Oksijen yoğunluğunun yüksek olması bu inancı güçlendirir. Ayrıca köylerde, dağın sularının gençlik ve sağlık verdiğine dair inanışlar hâlâ yaşar. Bölgeyle özdeşleşen Sarı Kız Efsanesi ise masumiyet, iftira ve kutsallık temalarını bir arada sunar. Her yıl Edremit’te düzenlenen Sarı Kız anmaları, İda Dağı efsanelerinin canlılığını koruduğunu gösterir.
Madra Dağı’nın Gizemleri
Balıkesir’in diğer önemli zirvesi Madra Dağı’dır. Antik çağlarda Mysia ve Lydia uygarlıklarının sınırlarında kalan bu dağ, birçok yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden bölgede define söylentileri ve saklı hazinelerle ilgili hikâyeler sıkça duyulur.
Yörük kültüründe Madra Dağı, koruyucu ruhların dağı olarak kabul edilir. Yaylalarda gece vakti yol gösteren ışıkların görüldüğü sık sık anlatılır. Ayrıca dağın zengin su kaynaklarının bolluk ve bereket getirdiğine inanılır. Köylerde çeşme başında adak adama geleneği bu yüzden günümüze kadar taşınmıştır. Rüzgârın zaman zaman insan çığlığına benzeyen sesler çıkarması da Madra Dağı’na ayrı bir gizem yükler.
Kültürel Mirasın Önemi
İda ve Madra Dağları efsaneleri, Balıkesir’in kültürel hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu hikâyeler hem turizm açısından ilgi çekiyor hem de bölge halkının kimliğinde güçlü bir bağ kuruyor. Doğa, mitoloji ve halk inançlarının birleşimi, Ege’nin bu dağlarını sıradan zirvelerden çok daha fazlası haline getiriyor.

