
Marmara Denizi’nde av sezonu eylül ayında başlamasıyla birlikte Balıkesirli balıkçılar yeniden umutla denize açıldı. Bandırma, Erdek ve Marmara Adası kıyılarında sabahın erken saatlerinde başlayan avcılık faaliyetleri, hem bölge ekonomisi hem de sofralara ulaşan balık çeşitliliği için büyük önem taşıyor. Ancak uzmanlar, aşırı avlanma sorununun Marmara ekosistemini tehdit ettiğini ve önlem alınmazsa gelecek yıllarda ciddi kayıplar yaşanabileceğini belirtiyor.
Balıkesir Balıkçılığın Merkezi Konumunda
Marmara Denizi’nde av sezonu, Balıkesir’i öne çıkaran en önemli ekonomik faaliyetlerden biri. Özellikle hamsi, sardalya ve istavrit, bölgedeki balıkçı teknelerinin en çok avladığı türler arasında yer alıyor. Balıkesir’in liman kentlerinde yoğunlaşan balıkçılık, hem istihdama hem de balık halinde oluşan ticaret hacmine katkı sağlıyor. Kentteki birçok aile geçimini doğrudan bu sektörden kazanıyor.
Aşırı Avlanma Tehlikesi
Marmara Denizi’nde av sezonu başladığında balıkçılar için sevinç olsa da aşırı avlanma riski endişe yaratıyor. Uzmanlar, denizlerdeki balık stoklarının giderek azaldığını, özellikle yavru balıkların avlanmasının ekosistemi bozduğunu ifade ediyor. Balıkesirli balıkçılar da kısa vadeli kazanç uğruna gelecek yılları riske atmamak gerektiğini dile getiriyor. Sürdürülebilir avcılık yöntemlerinin uygulanması, hem doğanın korunması hem de sektörün devamlılığı açısından kritik bir rol taşıyor.
Ekonomiye ve Sofralara Katkı
Marmara Denizi’nde av sezonu, Balıkesir’in yerel ekonomisini canlandırırken tüketicilere de uygun fiyatlı balık sağlıyor. Özellikle sardalya ve hamsi, halkın sofralarında en çok tercih edilen türler arasında. Ancak avın bol olmadığı dönemlerde fiyatlar hızla yükseliyor. Bu dalgalanmalar, hem tüketicileri hem de balıkçı esnafını doğrudan etkiliyor.
Çözüm İçin Ortak Adımlar Gerekiyor
Uzmanlar, Marmara Denizi’nde av sezonu boyunca hem denetimlerin artırılması hem de bilinçli avcılığın teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor. Balıkesirli balıkçılar arasında kooperatiflerin güçlendirilmesi, sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılması ve genç nesillerin bu bilinçle yetişmesi öncelikli çözüm önerileri arasında öne çıkıyor. Aksi halde, Marmara Denizi’nde balıkçılığın geleceği tehlikeye girebilir.

