Son yıllarda grip geçiren birçok kişi benzer bir şikayette bulunuyor: “Bu seferki grip hiç bitmedi!”, “Öksürüğüm haftalardır devam ediyor!”, “Eskiden üç günde geçerdi, şimdi bir hafta yataktan kalkamıyorum.”
Uzmanlara göre bu durum tesadüf değil. Son yıllarda yaşanan gripler, geçmiştekilere göre daha uzun sürüyor, daha ağır belirtiler gösteriyor ve iyileşme süreci daha zor oluyor.
Peki bu farkın nedeni ne? Grip virüsü neden artık bu kadar dirençli hale geldi?
Virüsler değişiyor, bağışıklık sistemi zayıflıyor
Uzmanlara göre, grip vakalarının bu kadar ağır seyretmesinin temel nedeni virüs mutasyonları. Grip virüsü (influenza), her yıl küçük genetik değişiklikler geçiriyor. Bu değişiklikler, vücudun önceden kazandığı bağışıklığın işe yaramamasına neden oluyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Şahin, bu konuda şu açıklamayı yapıyor:
“Virüsler sürekli kendini yeniliyor. Vücudumuzun tanımadığı yeni türlerle karşılaştığında bağışıklık daha geç tepki veriyor. Bu da hastalığın daha ağır geçmesine yol açıyor.”
Ayrıca, COVID-19 pandemisi süresince uzun süre evde kalınması, maskelerin sürekli kullanılması ve hijyenin aşırı artması nedeniyle bağışıklık sisteminin bazı mikroplarla teması azaldı.
Uzmanlar, bu durumun “bağışıklık tembelliği” olarak tanımlanabileceğini söylüyor. Yani vücut artık eskisi kadar hızlı ve etkili tepki veremiyor.
Birçok kişi gribi nezleyle karıştırıyor
Son yıllarda grip vakalarının artmasıyla birlikte, birçok kişi nezle ve grip arasındaki farkı karıştırıyor. Nezle genellikle burun akıntısı ve hafif halsizlikle geçerken, grip; yüksek ateş, kas ağrısı, kuru öksürük ve uzun süren yorgunlukla kendini belli ediyor. Özellikle bu yıl görülen griplerde, öksürüğün haftalarca sürmesi en yaygın şikayetlerden biri haline geldi.
Uzmanlar, gribin uzamasında birden fazla virüsün aynı anda vücuda girmesi (ko-enfeksiyon) durumunun da etkili olduğunu belirtiyor. Bu durum hastalığın daha dirençli bir hal almasına yol açıyor.
Yanlış tedavi ve erken işe dönüş iyileşmeyi geciktiriyor
Son yıllarda birçok kişi, hastalığın ilk günlerinde kendini iyi hissettiğinde hemen işe ya da okula dönüyor. Ancak bu durum, vücut tam olarak iyileşmeden yeniden yorulmasına neden oluyor ve hastalığın tekrarlamasına yol açıyor.
Dr. Şahin, “Ateşin düşmesi iyileştiğiniz anlamına gelmez. Vücut, virüsü temizlemek için zamana ihtiyaç duyar. Dinlenmeden işe dönmek hem iyileşmeyi geciktirir hem de bulaş riskini artırır.” ifadelerini kullanıyor.
Bağışıklığı güçlü tutmak her zamankinden önemli
Uzmanlara göre, son yıllarda gribin daha ağır seyretmesinin önüne geçmek için bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekiyor.
Dengeli beslenme, düzenli uyku, stres kontrolü ve fiziksel aktivite bağışıklığın en güçlü destekçileri arasında yer alıyor.
C vitamini, çinko ve probiyotikler içeren besinlerin yanı sıra, bol su içmek de hastalığın seyrini hafifletiyor.
Ayrıca her yıl yapılan grip aşısı, yeni virüs türlerine karşı koruma sağlıyor. Özellikle yaşlılar, kronik hastalığı bulunanlar ve hamilelerin mutlaka aşı yaptırması tavsiye ediliyor.
Doğal destekler ve doğru dinlenme süreci şart
Son yıllarda grip tedavisinde bitkisel desteklerin önemi de arttı. Ihlamur, zencefil, limon, nane ve bal gibi doğal ürünler hem boğazı yumuşatıyor hem de bağışıklığı destekliyor. Ancak uzmanlar, bu ürünlerin yalnızca destekleyici olduğunu ve ilaç yerine geçmediğini vurguluyor. Yüksek ateş, nefes darlığı veya uzun süren halsizlik durumlarında mutlaka bir doktora başvurulması gerekiyor.
Grip artık sıradan bir hastalık değil
Son yıllarda yaşanan gripler, artık geçmişteki kadar basit değil. Virüslerin değişimi, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve yanlış tedavi alışkanlıkları, hastalığın seyrini uzatıyor. Uzmanlar, bu dönemde hastalığı hafife almamayı, bol sıvı tüketmeyi ve dinlenmeye özen göstermeyi öneriyor.
Gripten korunmanın en etkili yolu ise güçlü bir bağışıklık, doğru beslenme ve gerektiğinde aşı yaptırmak.
Unutmayın, grip artık sadece birkaç gün süren bir rahatsızlık değil; vücudun direncini ciddi şekilde test eden bir hastalık haline geldi.
