
Reçetesiz şekilde veya doktor gözetimi olmadan alınan antidepresanlar, sakinleştiriciler ve uyku ilaçları, kısa vadede “rahatlama” hissi verse de uzun vadede ciddi sağlık riskleri doğurabiliyor. Uzmanlara göre bu ilaçların bilinçsiz kullanımı, özellikle gençlerde ve kronik hastalığı olan bireylerde kalıcı yan etkilere neden olabiliyor.
Son yıllarda yapılan uluslararası araştırmalar, antidepresan kullanan bireylerde ani kalp durması riskinin yüzde 50’nin üzerinde arttığını ortaya koydu. Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin yayımladığı verilere göre, antidepresan kullanımı 6 yılın üzerine çıktığında bu risk iki katına çıkıyor.
Yine Harvard Health verilerine göre, 25 yaş altı bireylerde kontrolsüz antidepresan kullanımı intihar düşüncesi ve davranışı riskini artırabiliyor.
Bu ilaçların rastgele veya reçetesiz alınması, yalnızca fiziksel değil, psikolojik sonuçlar da doğuruyor. Klinik çalışmalar, ilacı bırakma sürecinde her 6 kişiden birinde “çekilme sendromu” yaşandığını bildiriyor. Baş dönmesi, anksiyete artışı, mide bulantısı ve uyku bozuklukları en sık gözlenen etkiler arasında yer alıyor.
Sakinleştirici ve Uyku İlaçlarında Bağımlılık Alarmı
Uykuya yardımcı ya da anksiyeteyi azaltıcı olarak bilinen benzodiazepinler ve benzeri ilaçlar, yanlış kullanıldığında bağımlılığa yol açabiliyor. ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) verilerine göre 2021 yılında bu ilaçlara bağlı 12 binden fazla aşırı doz ölümü kayda geçti.
Ayrıca uzun süreli kullanımda tolerans gelişiyor; aynı etkiyi görebilmek için kullanıcılar giderek daha yüksek dozlara yöneliyor. Bu durum da “bağımlılık sarmalı” olarak tanımlanıyor.
Yaşlı bireylerde ise tablo daha tehlikeli. Mayo Clinic verilerine göre uyku ilaçları, gece kalkarken düşme ve yaralanma riskini iki katına çıkarabiliyor. Uzmanlar bu nedenle özellikle yaşlılarda “kendi kendine ilaç alma” davranışının ölümcül sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor.
Doktor Onayı Neden Bu Kadar Önemli?
Tıbbi denetim olmadan alınan psikoaktif ilaçlar, tedavi amacının dışına çıktığında vücutta ciddi kimyasal dengesizliklere yol açıyor.
Doz aşımı, kalp ritmi bozuklukları ve tansiyon düşmesi gibi akut tepkiler oluşturabilir.
Antidepresanlar, kan sulandırıcı veya ağrı kesici ilaçlarla etkileşime girdiğinde iç kanama riskini artırabilir.
Alkolle birlikte alındığında merkezi sinir sistemini baskılayarak solunum durması gibi hayati tehlikeler yaratabilir.
Uzmanlar, “ilaçlar aynı etkiyi göstermeyebilir, çünkü her bireyin biyokimyası farklıdır. Bu nedenle teşhis, doz ve izleme süreci yalnızca doktor tarafından belirlenmelidir” uyarısında bulunuyor.
Toplumsal Bir Soruna Dönüşüyor
Dünya genelinde reçetesiz psikoaktif ilaç kullanımı artarken, Türkiye’de de benzer bir eğilim gözleniyor. Özellikle internet üzerinden temin edilen veya “tanıdık tavsiyesiyle” alınan ilaçların sayısı her geçen yıl yükseliyor.
Uzmanlara göre bu durum, hem bireysel sağlık hem de toplumsal maliyet açısından büyük risk taşıyor. Yanlış ilaç kullanımı, uzun vadede hem bağımlılık tedavilerinin artmasına hem de sağlık sistemine ek yük oluşmasına neden oluyor.
Kısa vadeli rahatlama arayışıyla alınan antidepresan, sakinleştirici veya uyku ilaçları; yanlış kullanıldığında ölümcül sonuçlara kadar varabiliyor. Uzmanlar, “İlaç tedavisi ancak tanı, doz ve izlem üçlüsüyle güvenlidir. Aksi halde tedavi değil, risk üretir.” diyerek toplumu bilinçli davranmaya çağırıyor.
Tıbbi Uyarı Notu
Bu haber yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Burada yer alan bilgiler, herhangi bir tıbbi tanı, tedavi ya da ilaç önerisi niteliği taşımaz.
Antidepresan, sakinleştirici veya benzeri ilaçların kullanımı mutlaka uzman hekim kontrolünde olmalıdır.
Kendi kendine ilaç kullanımı ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Şüpheli bir durumda doktorunuza danışınız.

