BIST 100
10.837,30 -0,31%
DOLAR
42,0436 0,19%
EURO
48,6753 0,10%
GRAM ALTIN
5.436,72 0,12%
FAİZ
40,14 0,25%
GÜMÜŞ GRAM
66,12 0,13%
BITCOIN
107.674,00 0,15%
GBP/TRY
55,3430 0,13%
EUR/USD
1,1567 0,02%
BRENT
65,00 0,12%
ÇEYREK ALTIN
8.889,30 0,12%
Balıkesir Açık
Balıkesir hava durumu
7 °

Binalar Neden Durduk Yere Çöker?

binalar-neden-coker

Son yıllarda Türkiye’nin bazı kentlerinde hiçbir majör deprem, patlama ya da dış etken olmadan çöken binalar, toplumda endişeleride beraberinde getiriyor. “Sağlam görünen” yapıların aniden yerle bir olması, akıllara aynı soruyu getiriyor: Binalar neden durduk yere çöker?

Uzmanlara göre bu tür çökme olaylarının tek bir nedeni yok. Tasarım, malzeme kalitesi, bakım eksikliği, zemin yapısı ve denetim yetersizliği bir araya geldiğinde, en sağlam görünen binayı bile saniyeler içinde yıkabiliyor.

1. Beton ve Demir Kalitesi: Yapının Kalbi Zayıfsa, Sonu Kaçınılmaz

Bir binanın taşıyıcı sistemi, insan vücudundaki kalp kadar kritik öneme sahip. Eğer kullanılan beton ve demir standartlara uygun değilse, yapı zamanla içten içe zayıflıyor.

Mühendislik raporlarında sıkça rastlanan bir uyarı var: “Betonarme yapılarda görünürdeki sağlamlık aldatıcıdır.” Özellikle düşük kalite beton, yeterince vibrasyon uygulanmadan dökülmüş karışımlar ve paslanan donatılar, yıllar içinde taşıyıcı kolonları çürütüyor. Bu durumda herhangi bir titreşim, rutubet ya da sıcaklık farkı bile zincirleme bir yıkımı tetikleyebiliyor.

2. Taşıyıcı Sistemle Oynanması

Sonradan yapılan tadilatlar, binaların sessiz katilleri arasında gösteriliyor.
Zemin kattaki dükkânlarda kolon kesilmesi, duvar kaldırılması ya da binanın mimari planına aykırı düzenlemeler, yük dağılımını bozarak yapının dengesini altüst ediyor.

Yapı denetim uzmanı Yüksek İnşaat Mühendisi Cem Alkan’a göre, “Bir kolon kesildiğinde binanın ağırlık merkezi değişir. Bu, domino etkisiyle taşıyıcı sistemin tamamını devirebilir. Görünüşte ufak bir işlem gibi dursa da sonuç ölümcül olabilir.”

3. Zemin ve Temel Problemleri

Bir binanın temeli ne kadar sağlam olursa olsun, üzerine oturduğu zemin yeterince dayanıklı değilse risk her zaman var.
Özellikle eski yerleşim alanlarında dolgu veya gevşek zemin üzerine inşa edilen yapılarda oturma, kayma ve farklı yük aktarımı sık görülüyor. Bu da yapının belirli noktalarında stres birikmesine yol açıyor.
Bir süre sonra zemin taşıma kapasitesini yitiriyor ve bina sarsıntı olmadan bile kendi ağırlığı altında çökebiliyor.

4. Yıllar İçinde Biriken Yorgunluk

Tıpkı insanlar gibi binalar da yaşlanıyor. Beton, demir, yalıtım ve bağlayıcı malzemeler yıllar geçtikçe özelliklerini kaybediyor.
Nem, su sızıntısı ve korozyon gibi etkiler; özellikle bakım yapılmayan yapılarda ciddi yıpranmaya neden oluyor.

Bir diğer risk, “içten çürüme” olarak biliniyor. Bu durumda bina dışarıdan sağlam görünse bile, taşıyıcı elemanların iç kısmı çatlamış veya ayrışmış oluyor.
Uzmanlara göre, her binanın belirli periyotlarda kapsamlı bir statik kontrol ve beton dayanım testi yaptırması gerekiyor.

5. Aşırı Yük ve Kullanım Amacı Değişikliği

Konut olarak tasarlanan bir binanın altına sonradan market, depo veya ağır ekipman kullanılan bir işyeri açıldığında, yük dengesi bozuluyor.
Tasarım aşamasında öngörülmeyen tonlarca ekstra yük, kolon ve kirişlerde ani deformasyonlara yol açabiliyor.

Benzer şekilde, çatılara izinsiz olarak yapılan ek katlar ya da asma kat uygulamaları da risk faktörleri arasında. Bu tür değişiklikler yapılırken çoğu zaman statik projede revizyon yapılmadığı için, sistem dengesiz hale geliyor.

6. Denetim Eksikliği ve Mevzuat Sorunları

Türkiye’de yapı denetim sistemi kâğıt üzerinde güçlü görünse de, uygulamada birçok aksaklık yaşanıyor.
Bazı projelerde denetçi firmalar yalnızca imza aşamasında yer alıyor, sahadaki gerçek uygulama yeterince takip edilmiyor.
İnşaat tamamlandıktan sonra da periyodik kontrol mekanizmalarının eksikliği, özellikle 10 yıl üzeri binalarda ciddi bir güvenlik boşluğu oluşturuyor.

Mimarlar Odası’ndan yapılan açıklamalarda, “Yapı stoğumuzun önemli bir kısmı mühendislik hizmeti görmeden inşa edildi. Denetimsiz binalar, deprem olmasa da çöker,” ifadelerine sıkça yer veriliyor.

7. Görsel Sağlamlık Yanıltıcı Olabiliyor

Pek çok bina dışarıdan yeni boyanmış, pencereleri değişmiş, zemini yenilenmiş gibi görünse de; bunlar yalnızca kozmetik müdahalelerdir.
Yapının taşıyıcı iskeleti gözle görülmez. Bu nedenle sadece dış görünüşe güvenmek, hayati bir hata olarak değerlendiriliyor.

8. Çözüm Ne? Uzmanlara Göre En Etkili Adımlar

  • Her binada 10 yılda bir kapsamlı yapısal sağlık kontrolü yapılmalı.
  • Belediyeler, zemin etüdü raporlarını güncelleyerek riskli alanlarda zorunlu güçlendirme programı başlatmalı.
  • Daire sahipleri, kendi binalarında izinsiz tadilatlara izin vermemeli ve kolon-kiriş sistemine müdahale ettirmemeli.
  • Yeni binalarda kullanılan betonun sınıfı, demir donatı raporu ve karot testleri kamuya açık hale getirilmeli.

Sessiz Tehlike, Önlenebilir Bir Gerçek

Son yıllarda yaşanan durduk yere bina çökmeleri, aslında uzun süredir biriken teknik ve idari hataların sonucu.
Bir bina, deprem olmadan da yıkılabiliyor çünkü çöküşün nedeni genellikle bir anda değil, yıllar içinde yavaşça oluşuyor.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?