BIST 100
11.073,27 0,94%
DOLAR
42,1111 0,03%
EURO
48,7045 0,60%
GRAM ALTIN
5.404,24 0,22%
FAİZ
39,89 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
65,37 0,32%
BITCOIN
101.198,00 -2,37%
GBP/TRY
55,4037 0,77%
EUR/USD
1,1542 0,44%
BRENT
63,34 -0,28%
ÇEYREK ALTIN
8.835,78 0,22%
Balıkesir Hafif Yağmur
Balıkesir hava durumu
15 °
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • Baro Genel Sekreteri Ömer Faruk Yüksel: Yargının her kademesinde liyakat olmalı

Baro Genel Sekreteri Ömer Faruk Yüksel: Yargının her kademesinde liyakat olmalı

Balıkesir Barosu Genel Sekreteri Ömer Faruk Yüksel, Adli yılın açılış töreninde yargıda yaşanan sorunlara dikkat çekti. Yüksel, “Türk yargısı, içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk çeyreğinde kuvvetler ayrılığı tartışmalarına maruz kaldığı ve bu nedenle bağımsızlığının sorgulandığı bir süreçten geçmektedir. Vatandaşın yargıya karşı zayıflayan güvenini yeniden tesis edebilmek adına her kademede liyakat esaslı oluşumun bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

Balıkesir Barosu 2021-2022 adli yılın açılışı nedeniyle Atatürk Anıtı'nda tören gerçekleştirdi. Baro Başkanı Erol Kayabay, yönetim kurulu üyeleri ve avukatlar Atatürk Anıtı'na çelenk sunup, saygı duruşunda bulundu. Her yıl Adliye'de gerçekleştirilen adli yıl töreninin bu yıl yapılmayacağı açıklanırken, avukatlar sanki adli yıl sadece avukatları ilgilendiriyor siteminde bulundu. Baro Başkanı Kayabay, önümüzdeki günlerde bir kokteyl düzenleyeceklerini açıkladı.

Törende Balıkesir Barosu adına konuşan Genel Sekreter Ömer Faruk Yüksel, avukatların yaşadığı sorunlara dikkat çekerken, hukukun ve demokrasinin egemen, liyakatin hakim olduğu bir yargı sisteminin özlemi içinde olduklarını vurguladı.

Bu yıl adli yargı camiası olarak, türlü sorunların gölgesinde yeni bir adli yılı karşılamaya hazırlandıklarını belirten Yüksel, “Öyle ki, bu sorunların bir kısmının kısa vadede çözülebildiği görülmüş ise de, ne yazık ki büyük çoğunluğunun kronikleştiği ve artık bir kangren halini aldığı da malumdur. Ve bilinmelidir ki, sorunların çözümsüz kaldığı her adli yıl, yargı sistemi için bir heyecan vesilesi değil, sadece hüsran sebebi olmaktadır” dedi.

“LİYAKAT ESASLI OLUŞUM”

Yüksel, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Türk yargısı, içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk çeyreğinde kuvvetler ayrılığı tartışmalarına maruz kaldığı ve bu nedenle bağımsızlığının sorgulandığı bir süreçten geçmektedir. Dava ve karar mekanizmalarına siyaset eli bulaşıp bulaşmadığı, Anayasa ile teminat altında bulunan hakim ve savcının görevi esnasında siyasetin birtakım rica görünümlü emir ve talimatlarıyla karşı karşıya kalıp kalmadığı soruları kamuoyunda cevabını aramaktadır. Oysa kuvvetler ayrılığı ilkesi, yargı bağımsızlığının olmazsa olmazıdır. Bağımsız bir yargı ise mülkün temelini oluşturan adalet kavramının yegane sağlayıcısıdır.

Şundan eminiz; vatandaşın yargıya karşı zayıflayan güvenini yeniden tesis edebilmek adına her kademede liyakat esaslı oluşumun bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, iyiden önce torpilliye fırsat tanıyan mülakat sisteminin sadece hakimlik ve savcılık mesleğine kabulde değil, yargının her kademesine memur alımında ortadan kaldırılması şarttır.

“KALİTESİZ HUKUK FAKÜLTELERİ, NİTELİKSİZ AVUKAT ADAYLARI”

Maalesef özellikle son 10 yıl içerisinde ülkenin neredeyse her kentine ve hatta bazı ilçelerine bile hukuk fakültesi açıldığına tanıklık etmekteyiz. Bu durumun, öncelikli olarak kalitesiz hukuk eğitimine ve devamında niteliksiz hukuk fakültesi mezunlarına sebebiyet verdiği görünen bir gerçektir. Gelinen süreçte, özellikle avukatlık mesleği sayısal anlamda her geçen gün çoğalmakta, fakat bu durum hiçbir yaraya merhem olmadığı gibi TÜİK’in duyurduğu açlık sınırında yaşayan, büro kirasını veya sigorta primini ödeyemeyen gelir yoksunu avukatlar yaratarak, aslında çok daha büyük sorunları beraberinde getirmektedir.

Nitekim, geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Kararı ile Balıkesir Üniversitesi bünyesinde de hukuk fakültesi kurulmuş; ancak fakültenin akademik kadrosu bile halen oluşturulamamıştır. Muhtemelen yakın süreçte kurulan çoğu hukuk fakültesinde olduğu gibi, misafir hocalarla kadro oluşturulmaya çalışılacak, gün kurtarılacak fakat uzun vadede Türk Hukuku adına büyük yaralar açılmaya devam edecektir.

“AVUKATLARA SALDIRILAR AYYUKA ÇIKTI”

2021 yılının ilk yarısı avukatlara saldırının ayyuka çıktığı, önünün alınmadığı ve dahası kamuoyu nazarında önünün alınmak istenip istenmediği konusunda şüphelerin de bulunduğu bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Failler hakkında işletilen soruşturma ve kovuşturma süreçleri yetersiz kalmış, yargı bu anlamda sacayağı olan bir meslek grubunu korumakta maalesef derin bir acziyet yaşamıştır.

Gebze’de bir haciz işlemi sırasında görev şehidi olan meslektaşımız Ersin Aslan’ın acısı tazeliğini korurken, memleketin hemen her köşesinde meslektaşlarımızın görevi başında uğradıkları saldırılar öfkemizin katsayısını arttırmıştır. Geçtiğimiz ay İstanbul Beylikdüzü’nde meslektaşımız Avukat Mazlum Arslan’a görevi başında saldıran failin, hakim olan ağabeyi tarafından karakoldan kaçırılmak istenmesi ise durumun aslında çok daha vahim olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu anlamda, hakim ve savcılar bakımından anayasa ile sağlanan teminat, derhal avukatlar bakımından da tesis edilmeli; mesleğin ifasında avukatın can güvenliğine yönelik tedbirler işletilmeli ve avukatlara yönelik saldırılar vakay-i adiye olarak görülmekten vazgeçilmelidir.” Mahmut ACARÖZ

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?