AHİLİK; ELİNE, DİLİNE VE BELİNE SAHİP OLMAK

Hayatımızı devam ettirirken önem verdiğimiz konuların başında sağlığımız ve eğitimimiz konusu geliyor. Toplumsal hayatımızı devam ettirirken de insanların birbirleriyle ve çevreyle ilişkileri açısından da önem verilmesi gereken olgular vardır. Bu fani dünyada her birimiz yaptıklarıyla ilgili olarak da bir imtihan içerisindeyiz. Bu hafta Cuma hutbesinin konusu da işte bu çok önemli konuyla ilgiliydi…
Ahilik: dürüstlük ve merhameti ticarete hâkim kılmak ana fikirli bu hutbede günümüzde huzurlu ve hakkaniyetli bir hayatın yol haritasını çizen yüce dinimizin İslam, iş ve ticaret hayatımızda temel ilke ve esaslarının belirlendiğine yer verildi.
Yine Hutbede; İslamın, her işimizde olduğu gibi ticarette de helal haram duyarlılığıyla hareket etmeyi, doğruluğu, dürüstlüğü ve merhameti şiar edinmeyi emrettiği belirtilerek; hırs ve tamahı, yalan ve hileyi, aldatma ve haksızlığı, gayrimeşru ve gayriahlaki her türlü muameleyi ise yasakladığı vurgulandı ve şu uyarıda bulunuldu:
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksız ve haram yollarla yemeyin ve kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.”
Bu kulaklarımıza küpe olması gereken uyarılar ve aktarılanlar o kadar günümüze gerekli ki… Bakın neden?
“Mümin, ticarette sadece dünya kazancını değil, ahiret hesabını da gözetir. Haksız kazançtan, karaborsacılıktan, fırsatçılıktan, kul ve kamu hakkını ihlal etmekten uzak durur. Mümin bilir ki, inancımız ve geleneğimizde kazanç elde etmek için HER YOL MÜBAH DEĞİLDİR. Daha çok kazanma hırsıyla insan onuru çiğnenemez. İnsanların zor durumda olmaları istismar edilemez. Bilgisizliği suistimal edilerek kişi zarara uğratılamaz, aldatılamaz.”
EV SAHİBİ KİRACI İLİŞKİSİ
Bakın yine bugünlerde en çok şikâyet ettiğimiz konuda bizlerden neler isteniyor:
“Mümin, servet ve malın esiri olamaz. Rızkına kimsenin hakkını bulaştıramaz. Kendisinin ve ailesinin boğazından haram lokma geçiremez. Mümin, daha fazla kazanç elde etmek için temel ihtiyaç maddelerini stoklayamaz. Arz talep dengesini bozarak bir malı değerinden fazlaya satamaz. İnsanların zorunlu ihtiyacı olan ev ve işyerini boş bırakıp fiyatları yükseltemez. Merhametli bir ev sahibi, kiracısının da bir aile geçindirdiğini unutmaz. İnsaflı bir kiracı da kasıtlı olarak ev sahibini mağdur edemez. Sevgili Peygamberimizin, hadis-i şerifine göre kimseye kasten zarar verilemez; zarara, zararla karşılık da verilemez. İslam’a göre bir kişinin canına, malına ve haysiyetine zarar vermek haramdır ve büyük günahlardandır.
AHİLİK ELİNE, DİLİNE VE BELİNE SAHİP OLMAK
Peygamber Efendimiz başka bir hadisinde ise “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmaktadır. Bu nebevi uyarıdan hareketle ecdadımız, sevgi ve saygıyı, kardeşlik ve merhameti, doğruluk ve dürüstlüğü, yardımlaşma ve dayanışmayı ticarete hâkim kılmak için Ahîlik teşkilatını kurmuştur. Bu teşkilatın temel ilkesi; eline, diline, beline sahip olmaktır. Eşine, işine ve aşına özen göstermektir. Harama bakmamak, haram yiyip içmemek ve harama el uzatmamaktır. Yanlış ölçmemek, eksik tartmamaktır. Güçlü iken affetmesini, öfkeli iken yumuşak davranmasını bilmektir.
Aziz Müslümanlar!
Alışverişte helal haram hassasiyeti her geçen gün azalıyor. Doğruluk ve dürüstlük gibi erdemler giderek zayıflıyor. Daha çok kazanma hırsıyla ahlaki değerler ve hukuki ilkeler göz ardı ediliyor. Aşırı tüketim, lüks ve israf günden güne artıyor. Bu durumda bize düşen, Ahîlik ilkelerini benimsemek, iş ve ticaret hayatımıza bu ilkeleri yeniden hâkim kılmak için çaba göstermektir. Sevgili Peygamberimiz “Dürüst ve güvenilir tüccar, ahirette peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber olacaktır.” müjdesine erişebilmenin gayretinde olmaktır. Kıyamet gününde, kazancımızın ve harcamalarımızın hesabını vereceğimizi unutmamaktır.