Bir aydır korona virüs ile yatıyoruz, korona virüs ile kalkıyoruz. Çin’de başlayan virüs dünyayı, ülkemizi ve Balıkesir’i de hızla etkisi altına alırken, insanları evlerde izolasyona mahkum etti.
7’de 70’e herkes virüsten korunmanın çarelerini ararken, sosyal mesafe, maske, dezenfektan, kolonya, siperlik, derdine düştük.
İlk başta herkes can havli ve ölüm korkusu ile baş başa kalırken, bilgisayar virüsünden çok çok daha etkili olan korona, her geçen gün can almaya devam ediyor.
Virüsün ortaya çıktığı 11 Mart’tan itibaren Balıkesir’de de yetkililer tüm önlemleri almaya başladı.
Virüse karşı hastanelerde hepimizin canını kurtarmak için mücadele eden sağlıkçılarımıza moral vermek için onları akşam 21.00’de 1 dakika alkışlamaya başladık.
Gerçi şimdi onu da bıraktık da..
Kimsenin nasıl müdahale edileceğini tam olarak bilmediği, ilacı ve aşısı olmayan korona virüse karşı canlarını ortaya koyan doktor, hemşire ve sağlıkçılar, hastanelerde her gün psikolojik savaş veriyor.
Ama bu savaşta maalesef virüse karşı malzemeleri ya eksik ya da çok az.
Bunu niye mi söylüyorum, şehrimizdeki hastanelere her gün onlarca Covid-19 şüphelisi geliyor.
Bu şüpheli vakalara sağlıkçılar nasıl yaklaşıyor? Hiç düşündünüz mü?
Damlacık yoluyla bulaştığı açıklanan ve sosyal mesafenin korunması için uzmanların bas bas bağırdığı koronaya karşı doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık personeli, röntgen çeken görevliler ve temizlik personelleri nasıl müdahale ediyor?
Şüpheli hastalara müdahale edilirken, ölümcül özelliği olan virüsün bulaşısını önlemek için sağlıkçılar nasıl davranıyor?
Biraz daha açayım, hastaya müdahale eden doktora, maskenin en iyisi verilirken, önlüğün, tulumun, gözlüğün ve hatta siperliğin en kalitelisi sunulurken, aynı pozitif veya şüpheli koronalı hastaya müdahale eden hemşire, sağlık personeli, röntgenci veya temizlikçiye, ‘Sen cerrahi maske ile girsen de olur’ deniyor mu?
Bakın sayın yetkililerimiz, korona insanlara bulaşırken, can alırken, doktor, hemşire, röntgenci, başhekim, başhemşire diye ayırmıyor.
Bu virüs herkese bulaşabiliyor ve bulaştıklarında da önceden kronik rahatsızlığı olanlara daha fazla zarar veriyor.
Eğer siz, ‘Sadece doktorlarımızı koruyalım, gerisi ne olursa olsun’ derseniz, bu virüsün sağlık ordusuna daha fazla bulaşma hızına katkı sağlamaktan başka bir şey yapmazsınız.
Hastanelerde her gün sağlıkçılar, korona şüpheli, pozitif veya negatif hastalara müdahale ederken psikolojik bir harp veriyor.
Ya bulaşırsa diye.
Bulaşıyı önlemek için şüpheli veya pozitif hastalara yaklaşan tüm sağlıkçılarımız aynı şekilde korunmalı.
Sağlık ordusunun başındakiler de bu koruyucu olan ve adı N95 olan maskeleri, önlükleri, tulumları, sadece doktorlara değil, aynı doktorla birlikte hastaya müdahale eden hemşireye de röntgen görevlisine de sağlık personeline de temizlikçiye de herkese eşit vermeli.
Hoş virüs bu maskeleri de dinlemiyor da..
Sonuçta doktorun ki de can, hemşirenin de, röntgencinin de..
Eğer siz idareciler olarak, çalışan insanların hayatlarını virüse karşı koruyamazsanız bunun vebalini veremezsiniz..
Ne bu dünyada ne öteki tarafta..
Bu işler doktor ve sağlıkçılara soruşturma açmakla olmuyor vesselam.
