Simit…
Bol susamlı olunca, hele bir de sıcaksa, işsizin de, çalışanın da, emeklinin de, fakirin de zenginin de yemek saati atlanınca veya yoğun koşuşturma da ilk tercih ettiği temel gıda maddelerinden biridir.
Sabahları, öğlenleri, akşam üstleri 5 çayında, lokantaya ve restoran’a gidemeyenlerin ilk tercih ettiği yemektir aslında simit.
Bir de yanında birkaç dilim güzel peynir, birkaç da zeytin varsa, en ünlü restoran yemeklerinden daha lezzetlidir çoğuna göre.
Şimdi durduk yerde Simit tarifi, lezzeti nereden çıktı demeyin…
Son birkaç yıldır yaşanan süper enflasyonla birlikte simit’in fiyatı da el yakmaya başladı.
26 Mart 2022’den bu yana 90 gramı 4 liraya satılan simit birkaç güne kadar 5 lira olacak.
Hani geçmiş yıllarda bakanların, televizyonlarda asgari ücret zammını açıklarken hesabını yaptıkları simit.
Hoş şimdilerde asgari ücret hesabı yapılırken, simit, ekmek yerine, altın, dolar, euro kıyaslaması yapılıyor da…
Asgari ücretli başta olmak üzere işçi, memur, emekli kısacası toplumun yüzde 80-85’ini oluşturan dar gelirli kesimlerin alım gücü her geçen gün aşağı düşüyor.
Pandemi ile birlikte artmaya başlayan akaryakıt fiyatları bugünlerde 30 liralardan 20 küsurlu rakamlara geriliyor.
Ama güzel ülkemin güzel insanları, akaryakıt fiyatlarına zam gelirken, sattıkları ürünlere yaptıkları yüzde 100 hatta yüzde 200 zamları nedense hiç geri çekmeye yanaşmıyor.
Böyle olunca da, enflasyon azdıkça azıyor.
Asgari ücretli, emekli ve çalışanların maaşlarına yaptığınız yüzde 40-50 oranlarındaki zamlarda daha 1 ay geçmeden buhar olup uçuyor.
Enflasyon, faiz, döviz sarmalı katlandıkça katlanıyor.
Olan da dar gelirliye oluyor.
Simit 4 liradan 5 liraya çıkıyor.
Ekmek de yakında zamlanır, doğal olarak.
Ne yapalım… Ekmek bulamazsak pasta yeriz o zaman!..
