Bazen insan hayatında bir dönüm noktası yaşar. Bu bazen hastalık olur, bazen hayal kırıklığı, belki de ölüm, aşk, ayrılık…
Bütün bu dönemeçler, insanı bir yerlere savurur durur. Kimi zaman ise kişi bu yaşadıklarıyla hayatın ne kadar geçici olduğunu fark edip, yaptıklarını sorgulamaya başlar. Cüzi irade denilen şey, bizi hep bu dönemeçlerde yakalar durur. Bazısı fark eder, hayatına çeki düzen verir. Bazısı kulaklarını ve kalbini daha da kapatır. İşte hayat dediğimiz şey de böylesi anlarda yaptığımız tercihlerin toplamından ibaret.
Eğer çeki düzen verme tarafını seçmiş isek, karşımıza yeni gelen seçenek halimizi iyi etmek için neler yapabileceğimizdir. İnsanın yaşadığı bu karmaşa, onu bir arayışa yönlendirir çoğu zaman. Kendini arama ve bulma arayışına. Mevlana hz dediği gibi :” Neyi arıyorsa insan o’dur”. Ve kişi ne aradığını biliyorsa, farkında olarak ya da olmayarak ona odaklanır. Bu sayede de önüne hep o konuyla ilgili bilgiler ve kişiler çıkar.
Eğer dünyanın faniliğini bir miktar da olsa fark edebilmiş isek, bu bizi baki olana yöneltmeye sebep olacaktır. Bu dünya sebepler âlemidir. Düşen yaprak dahi dalından sebepsiz düşmez. Yaprak bile sebepsiz düşmez iken insan aradığı şeyleri çabalamadan elde edeceğini düşünmemelidir. Demek ki insan doğru yolda olabilmek için uğraşmalıdır. Bunun için yapılması gereken bir takım şeyler vardır ve bunları öğrenmek uygulamak için çabalamalıdır.
Nedir doğru yol o vakit? Bu doğru yol bizden neler beklemektedir?
Doğru yol Allahın kuranı ve peygamberin sünnetine göre yaşanan yoldur. Rabbimizin kul olarak bizlerden beklediği şeyler vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi de namazdır. Neden en önemli?
Çünkü Peygamberimiz kızı Fatma’ya diyor ki: Peygamber kızıyım diye güvenme! Namazın olmazsa seni ben bile kurtaramam.
Demek ki namaz o kadar elzemdir. Evet, bu dünyada susuz, aç kalınca ölürüz. Ya ahiret hayatımızda aç susuz kalırsak halimiz ne olur. Bunu düşünüyor muyuz? Çok az düşünüyoruz maalesef, çünkü çok az okuyoruz. Hâlbuki Allah kuranda birçok ayette düşünmez misiniz? Düşünesiniz diyerek? Ayetleri açıkladığını bizlere bildiriyor.
Aslında insan tecrübe ettikçe fark eder ki bütün kötülükler Allah yokmuş! gibi yaşamaktan kaynaklanmaktadır. Mış gibi yapanlardan değil de, gerçekten Allah var gibi yaşayanlardan olmak duasıyla.
Bir alıntı
“Namaz sultanın düzenlediği şölen yemeğine benzer. Bu yemekte çeşit çeşit ve renk renk yemekler hazırlanır. Her yemeğin ayrı tadı, rengi ve faydası vardır. Yemeği hazırlayan Sultan, halkını oraya çağırır. İşte namazda böyle, Allahü Teala kullarını oraya çağırır. Onlara namazda değişik şekiller ve zikirler hazırlar. Allah’ın namazı böyle şekillendirmesi, onlara ibadetlerin hepsinin tadını tattırmak içindir. Mesela namaz esnasındaki şekiller yemekler gibi, zikirler ise içecek gibidir.”
