Bir zamanlar ağzımıza pelesenk olmuştu; “Eğitim şart” sözleri… Bu reklam repliğinden yola çıkarak ben de diyorum; daha doğrusu bizim de dememiz lazım ki: “Denetim daha da şart” Hem de hiç aralıksız ve de tavizsiz olarak. Bu yazıyı yazmaya geçen gün Avrupa’yı da çok iyi tanıyan bir kardeşimle sohbetimizden sonra karar verdim…
Bu kardeşimiz, “Abi bana göre Türkiye’nin en önemli sorunu denetim gevşekliğidir” dedi… O kadar doğru ki, benim de yüzde yüz katıldığım bir noktadır.
Hemen aileden başlayalım evlatlarımızı takip olarak da değerlendireceğimiz bir nevi denetimi elden bırakan anne babalar sonrasında o kadar çok eyvah diyorlar ki…Saymakla bitmez. Kardeşim çocuğun nerede, kimlerle, ne yapıyor, ne yiyor ne içiyor bir zahmet denetlesen belki de birçok kötü durumdan onu koruyacaksın. “Benim işten güçten vaktim mi var nasıl takip edeyim” diyorsan o zaman sonuçlarına katlanacaksın.
Yine evladının bütün okul hayatı boyunca kontrol anlamında mutlaka bir denetiminin şart olduğunu, bu yollardan geçen bütün ebeveynler kabul edeceklerdir.
Bu denetimin asıl olması gereken yerler kamu görevlerinin yapıldığı yerlerdir. Mutlak surette yapılan işlerin denetiminin yapılması ve bir yerlere aktarılmasıdır. Mazeret hazır, “Kardeşim tuz kokmuş biz ne yapalım, denetimi yapacak olanlar asıl denetlenmeli ” dememek lazım. Herkes bu konuda hassas olmuş olsa bunlar olur mu?
A’dan Z’ye bütün aklınıza gelen yerlerde denetimin mevcuda göre daha da arttırılmasının ne kadar önemli olduğunu birkaç örnekle anlatmak istiyorum. Örneğin pazarlar, ben 3-4 koldan pazarların sürekli denetimde olmasını isteyenlerdenim. Hangi kollar mı? Birincisi zabıtaların her an görünür bir şekilde, mesela bizim büyük pazarlarımızda olması… Personel azsa daha da arttırılması lazım.
Gündoğan’daki Salı ve Pazar günü yapılan pazarların etrafındaki trafik sıkışıklığının ne zaman denetleneceğini ve bir çözüm bulunacağını ben çok merak ediyorum. Bir tane motorlu trafik polisi orayı halledebilir mi? Bir de sabahları orada denetim yapılmalıdır. Allah için bir gün sabahtan gidip bakalım o iki sıralar nasıl oluşuyor. Binlerce araç ve kim kime dum duma bir durum söz konusu… Pazarcılar yüklerini bıraktıktan sonra araçlarını aynı yerde bıraktığı müddetçe orası hep sıkışır. Ya biz müşterileri oraya araçla almayın, ya da orasının akışını sağlayın. Cumartesi günleri stadın karşısındaki girişin etrafını ve kavşağa kadar olan araçların parklarını da buna ilave edelim. Burada önlem ve denetim sabahtan alınmalı diye düşünüyorum. Çünkü girişe aracıyla adam satış yaptığı aracını koyuyor ve bu bütün gün devam ediyorsa daha ben ne diyeyim ki…
Size bu denetimle ilgili daha birçok örnek verebilirim. Hele ki akçeli işlerle ilgili olanlar var ki, onları yazmak için ispat delil, belge gerekir, iyi denetlenmeyen yerler olarak örnek vermek için. Yukarıda yazdıklarım tamamen benim gördüğüm, bildiğim ve de gözlemlediğim konular olduğu için bunları vurguladım.
Bu konulara devam edeceğim inşallah…
