3 Ekim'de (bugün) düzenlenecek olan Dünya Habitat Günü öncesinde Başkan Yücel Yılmaz bir basın toplantısı yaptı. Bu toplantıda kameralar açıkken yapılan konuşmayı dinledim. Ardından yapılan soru cevap bölümünü de Balıkesir Haber TV ekibiyle konuştum. Konu önemli ve tabii ki çok ilginç açıklamalar oldu; biraz bunlara değinelim…
Öncelikle Balıkesir isminin artık çok çok daha global anlamda öğrenileceğini ve duyulacağını söyleyebiliriz. Var mı bize bir faydası; var var…Onu da anlatmaya çalışacağım ama öncesinde birkaç vurgulama yapmak istiyorum.
Arkadaş bir kere, Balıkesir’in bu haliyle bırakın Türkiye’yi, Dünya’da örneği yok. Yani 20 ilçesiyle birlikte ele aldığımız Balıkesir’in… Önce Türkiye’yi düşünün sonra Dünya’yı…Ama bütün kriterleriyle değerlendirelim:
Ekili ve ekili olmayan toprakları, bölgeleri, denizleri, dağları, ovaları, ormanları, hayvansal ve bitkisel ürünleri, iklimi, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ve demografik yapısı gibi büyük bir zenginliğe sahip olan Balıkesir’in hangi bir il ile kıyaslanması yapıla bilinir ki?..
Bence Habitat şehrinin belirlenmesinde yapılan girişimler ve çabalar elbette ki yadsınamaz ama bütün bu saydıklarımız da etkin olmamış mıdır?
“Efendim Balıkesir zaten yıllardır bunlara sahip ama kıymeti bilinmiyordu” cümlesini çok duymuşuzdur ve de hep söylenegelmiştir. Tamam da, biz yıllardır karanlıkta göz kırpmışız kim görebilirdi ki?
İşte burada bir hakkı teslim ediyor Yücel Yılmaz: ”Son yıllarda sesimizi hep birlikte duyurduk” diyerek ve bunun içine muhalefeti de ekliyor… Üstüne basa basa da son 3 senede çok ivme kazandık diyor. İl olarak 9 OSB’ye sahip olunduğunu vurguluyor.
“Neden Habitat?” diyenlere cevabının bu olduğunu ve böylelikle Balıkesir’in Habitat ile onurlandırıldığını anlatıyor.
Ben ve benim gibi “Söz konusu Balıkesir ‘se akan sular durur” diyenler olarak bu açıklamalardan tatmin olabiliriz. Bir iğne ucu kadar faydası olacaksa bizim için mubahtır, yapılmasında hiçbir sakınca yoktur. Güle güle yapsınlar.
Tatmin olmayanlar mutlaka bu faaliyetle ilgili olarak bir negatif tutum içine girecektir. Ha girebilir de; ama unutulmaması gerekir ki, hangi dönemde olursa olsun, çakılan tek bir çivi bile olsa kalıcı oluyor ve mutlaka o şehre bir artı değer katıyor. Örneğin Avlu çok eleştirildi ama bugün insanların oraya, özellikle gençlerin akın akın gittiklerini yol güzergâhımdan dolayı biliyorum.
Şehirlere yatırımlar ve de hizmetler hep üst düzeydeki ilişkilerin boyutlarına göre yapılmıştır. Bu Maalesef Türkiye’nin bir gerçeğidir. Şehrimizin acil yapılması gereken ve Başkan’ın da vurguladığı, raylı sistem, demiryolunun yeraltına alınması, çayderesinin ıslahı vb. gibi önemli ihtiyaçlarından birisi bile, örneğin Cumhurbaşkanının gelişinde elde edilmiş olsa bu benim şehrime bir artıdır. “Efendim şöyleydi de böyleydi de ” gibi boş lakırdıları hiç duymam bile; ben şehrime kazandırılmış olanlara bakarım. Bakın 1950 ile 60 arasına, Türkiye boyutunda ne hizmetler gelmiş Balıkesir’e…Yıllarca o boyutlarda hizmetler gelmemiş, taaki SEKA’ya kadar. Ya sonra???
Demem şu Balıkesir’e bir şeyler yapılıyorsa ve de yapılacaksa, isimlere kişilere takılı kalmamak lazım diye düşünüyorum.
Benim tek sıkıntım ve endişem, böylesine global proje ve çalışmalar esnasında bizim çözüm bekleyen özellikle hep ötelenmiş bazı küçük addedilen meselelerin göz ardı edilmesidir. Edilebilir mi? Evet edilebilir; çok merak eden olursa örneklerini de verebiliriz. Burada da terazinin kefelerine bakmak gerekir, yani ne kazanıyoruz ne kaybediyoruz; Habitat şehrimizi onurlandıracaktır, aynı zamanda katkı da sağlayacaktır.
Benim meselelere bakışım budur; gerisi ise laf ü güzaftır…
