TOKYO 2020 Olimpiyatlarındaki başarından dolayı seni tekrar tekrar kutluyorum. Bunu hem haber sitemde, hem de kendi hesabımda da zaten dile getirmiştim… Şehrinde Değirmenboğazı’ndan itibaren ve Valilik’teki karşılanmandan sonra aşağıdaki mesaj niteliğindeki yazıyı yazmak geldi içimden…
Öncelikle şunu belirteyim, ben de iki kız evladı babasıyım ve senden de büyükler. Yani kardeşim dedim ama bir nevi kızım da sayılırsın. Birçok ilki başaran bir kadın sporcu olarak seninle her Balıkesirli gibi gurur duydum. Ben daha önce yaptığın paylaşımı sana hatırlatmak ve ardından bir iki cümle yazmak istiyorum.
**************************************
“İ-NA-NA-MI-YO-RUMBu duyguyu nasıl tarif edebilirim ya da nasıl ifade edebilirim hiç bilmiyorum. Benim için hayaldin ulaşılması meşakkatli bir yoldun ve gerçekten şu an o hayali yaşıyorum. Sonuna kadar isteyip, çalıştığım emek verdiğim Olimpiyat madalyası benim.O çektiğim acılar, gözyaşları, fedakârlıklar, hepsi güzel vatanımıza kadın güreşinde ilk madalyayı getirmek içindi. Evet, tekrar bir ilk olmayı BA-ŞAR-DIM. Ben sadece arkamdan gelecek genç kızlarımıza kapıyı açtım eminim daha çok başarılara imza atacağız…”
*********************************************************
Paylaşımından bir bölümdü bu yukarıdaki…Senin öykünü tanışmasak da gıyaben de olsa biraz biliyorum. Çünkü Aslan Seyhanlı Hocayı çook eskiden tanıyorum… Hatta önceki hafta Altınoluk’ta karşılaşınca anlatmış ve seni konuşmuştuk. Onun da karşılamalarda yer alması ve hatırlanması güzeldi.
Bu mesajım biraz uzun olacak çünkü sen o kadar büyük bir iş başardın ki, bunun üzerinde çok durulması gerekiyor. Aynı zamanda bundan sonrası için sana düşen çok önemli misyonlar da var. Üstteki yazını da onun için hatırlattım.
“Ben sadece arkamdan gelecek genç kızlarımıza kapıyı açtım eminim daha çok başarılara imza atacağız”
İşte bu cümlen bile senin madalya ile birlikte ne kadar önemli bir başarı elde ettiğinin göstergesidir. Örnek oldun, onlara yol açtın, ama burada sana düşecek olan; yıllarca mücadele ederken karşı karşıya kaldığın umursamazlıkları ve destek olmamaları, onların da yaşamamaları için, senin arkandan gelenlerin aynı sıkıntıları çekmemeleri için; artık söylediklerin en üst düzeyde dikkate alınacağı için, bu konuda neler yapılması gerektiğini üst perdeden her yerde dile getirmelisin.
Bu senin asli ve fahri bir görevin olmalıdır kardeşim. Çünkü bizler ve herkes de biliyor ki, çok zengin ve durumu çok iyi olan ailelerin çocukları bu kadar meşakkatli işlere girmezler. Çünkü sizler en güzel çağlarınızda, yaşıtlarınız eğlenirken, oynarken, uzun uzun tatillerini yaparken spor salonlarında ter akıtıyorsunuz, antrenmanlarınızı yapıyorsunuz. Bütün bunları o yukarıda bahsettiğim kesimin evlatlarının yapamadığını hatta yapmadığını yıllardır görüyor ve biliyoruz. Elbette istisnalar olabilir ama gerçek budur. İşte onun için sizin gibi gençlerin mutlak surette, hele hele -senin gibi- geleceğinin parlak olduğu yıllardır belli olanlara mutlaka har anlamda destek olunmalıdır. Ben uzun yıllar önce babanla karşılaştığımda tanışmıyordum, dükkân sahibi söyledi ve tanıştım. Nasıl destek var mı dediğimde “Ne sen sor ne ben söyleyeyim. Konuşulacak çok şey var ama boş ver “ deyince anlamıştım zaten ne derece destek olunduğunu!!!
Fazla söze gerek yok sen zaten örnek oldun, ne yapılması gerektiğinin de sinyallerini verdin; bu yaşadıklarını senden sonrakilerin yaşamaması için her şeyi yapmalısın…
Ben Karesi TV’de 2004’e kadar spor programları yaptım, 2004’ten sonra haber programlarına geçtim. Senin o sıkıntılı günlerinde ben haberlerdeydim. İsmini ve başarılarını hep duyuyordum ve Balıkesir dışından destek olunduğu haberleri gelmişti. Ama kardeşim sana o günlerde destek olmayanların devamı olanlar, işte bugün, böyle törenlerle karşıladılar. Bu da bence başarını daha da büyütüyor. Bu öyküden inşallah Balıkesirliler olarak gerekli dersi alırız diye düşünüyorum…
Allah sana her şeyi gönlünün istediği gibi versin kardeşim.
(Bu arada Yasemin’e Balıkesir’de istisna anlamında destek olanlar tabii ki oldu. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Derdimiz bundan sonra gelenlere de aynı şekilde davranılmamasıdır…)
