Bill Gates, dünyayı iki büyük felaketin beklediğini söyledi. İlki “iklim değişikliği” ikincisi ise “biyoterörizm”.
“Biyoterörizm” kelime anlamı olarak yaşayan her türlü canlı için hastalığa ve ölüme neden olacak biyolojik faktörlerin kasıtlı olarak kullanılmasıdır. Eğer bu saldırıyı askeri halka yaparsanız biyolojik savaş, sivil halkı hedef alırsanız biyoterörizm olarak kabul ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, beş milyon nüfuslu bir şehir üzerine 50 kilogramlık şarbon basili aeresol olarak bırakılırsa, iki yüz elli bin kişi hastalanacak ve tahminen yüz bin kişi ölecek. Günümüzde tahmini 17 ülkenin bu tür biyolojik silahları elinde tuttuğu ve biyolojik faktörlerin stok olarak toplum için zararı olabilecek grupların elinde olduğu söyleniyor. Bill Gates bu silahların kullanıldığı zaman şu an yaşadığımız tüm dünyayı esir alan COVİD-19 salgınından daha büyük ve geri dönülemez zararlar vereceğini söylüyor.
Biyoterör eylemleri politik, dinsel, fikirsel veya suç nedenli olabilir, grup veya tek bir birey tarafından planlanabilir veya devlet destekli terörist faaliyetlerin bir parçası olabilir. Çünkü bu tarz hastalıklar hızla yayılan, çok fazla ölüme yol açan ve birçok çeşidi olan etki alanı geniş hastalıklardır.
Bir diğer tehlike “İklim değişikliği” konusuna gelecek olursak şu anda da etkisini yaşadığımız en büyük sorunlarımızdan biri. 1750’li yıllarda başlayan Sanayi Devrimi ile atmosfere verilen sera gazlarının %40 artışı sonucunda karbondioksit oranı artmış ve küresel sıcaklıklarda değişikliğe yol açmıştır. Yaşadığımız kuraklık, seller ve kasırgalar bu artışın etkilerini gözler önüne seriyor.
İklim değişikliğinin etkilerinden olan buzulların ciddi oranda erimesi de hem hayvanların hem bitkilerin soyu için hem de insanlar için büyük tehdit oluşturuyor. Biyoterörizmin ve İklim Değişikliğinin büyük bir tehlike arz ettiği aşikar fakat önlem alınmazsa büyük tehditler kapımızı çalacak ve biz de kayıtsız kalacağız gibi duruyor.
