BIST 100
10.208,76 -1,56%
DOLAR
41,9207 0,17%
EURO
48,9065 -0,21%
GRAM ALTIN
5.727,34 -1,65%
FAİZ
40,62 0,05%
GÜMÜŞ GRAM
69,89 -4,21%
BITCOIN
107.051,00 0,00%
GBP/TRY
56,3083 0,06%
EUR/USD
1,1655 -0,27%
BRENT
61,29 0,38%
ÇEYREK ALTIN
9.364,20 -1,65%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
21 °

İnme ve Rehabilitasyonu

özden certel

Halk arasında inme olarak bilinen rahatsızlık, vücudun bir yarısının felç olmasıdır. Felç tablosunun oluşmasındaki sebep, felç olan vücut yarısını çalıştıran (kumanda eden) beyin bölgesine kan gitmemesi sonucu beyin hasarı oluşmasıdır. Vücudun sağ yarısını, sol beyin yarısı, vücudun sol yarısını ise sağ beyin yarısı kumanda eder. Bu durumda sağ beyin yarısını besleyen damarlar tıkandığında vücudun sol yarısında, sol beyin yarısını besleyen damarlar tıkandığında vücudun sağ yarısında felç oluşur.

Beyne kan gitmediyse;  beyni besleyen damarların tıkanması (Genellikle yüksek kollesterol, şeker, hipertansiyon gibi sebeplerle beyin damarlarında aterom plaklarının oluşması ve beyin damarlarının tıkanması sonucu olur.), beyin damarlarının yırtılması (Genellikle yüksek tansiyon sonucu görülür. Beyin içerisine olan kanama hem baskı yapar hem de ilgili damar tarafından beyne kan taşınamadığı için beyin hasarı oluşur. Bazen kafa travmaları veya beyin damarlarındaki anevrizmaların (doğuştan olan baloncuk) yırtılması sonucu da benzer tablo oluşabilir.) durumu ile karşılaşılır ve felç tablosuna sebep olabilir.

Hastalığın oluşmasında en sık rastlanan risk faktörleri yüksek tansiyon ve obezitedir. Hareketsiz yaşam tarzı damarların tıkanmasında çok önemli bir etkendir. Bu yüzden düzenli egzersiz yapılmalıdır. Şeker hastalığı gibi metabolizmayı bozan hastalıklar büyük risk yaratır. Yüksek kolesterol seviyeleri saptandıysa mutlaka diyet ve ilaçlarla kontrol altına alınmalıdır. Sigara damar tıkanıklığında major risk faktörlerindendir. Kaplteki ritm bozuklukları pıhtı atarak beyin damarlarının tıkanmasına neden olabilir.

Klinik belirtilerde, beyinde oluşan hasarın derecesine göre çok hafif ve geçici bulgulardan, kişiyi yatağa bağımlı kılan derecelere kadar değişik bulgular ortaya çıkar. Bazen beyin damarlarında tıkanma çok kısa sürer ve geçici bir bilinç kaybı, konuşamama, kısmi felç gibi bulgular görülür ve hasta tamamen iyileşir. Ciddi beyin hasarlarında tam bir bilinç kaybı, vücudun bir yarısında tam felç ve hayati fonksiyonlarda bozulma görülür, yoğun bakımda takip edilmek zorundadır.

Vücut yarısında felç, ciltte his kaybı veya daha sıklıkla eklem pozisyonunun algılanamadığı derin duyularda kayıp, zihinsel fonksiyonlarda bozulma (bellek, çağrışım, hesaplama, karar verme, uyum sağlamada - oryantasyonda zorluk), konuşma ve dil problemleri, görme bozuklukları, göz hareketlerinde bozulma, yutma ve çiğneme fonksiyonlarında bozulma, denge koordinasyon problemleri, mesane barsak problemleri hastalarda değişik düzeylerde karşımıza çıkmaktadır.

Hastalarda felç beraberinde oluşan omuz ağrısı ve omuz çıkığı, kaslarda istemsiz kasılma (spastisite), mesane-barsak problemleri (idrar ve büyük abdest tutamama, yapamama), yatak yarası, depresyon, ağrı, yatmaya bağlı oluşan kireçlemeler, eklemlerde hareket kısıtlanması, yutma güçlüğü ve beslenme bozukluğu sık karşılaşılan durumlardır.

Hastalığın ne kadar iyileşeceği ne kadar günlük yaşamında bakıma muhtaç kalacağı önceden tam olarak bilinemez. Ancak komada kalma süresi, hasarlı beyin alanının büyüklüğü gibi bazı faktörlere bağlı olarak az-çok hastalığın gidişatı kestirilebilir. Birinci aydan, ikinci yıla kadar olan dönemde hastanın kol ve bacaklarındaki hareket fonksiyonları geri döner. Yapılan istatistiksel çalışmalara göre; hastaların %10’u 1 ay içinde kendiliğinde iyileşir, %10’u hiçbir tedaviden faydalanamaz, %80 hastada hareket fonksiyonları çeşitli derecelerde geri döner. Bu durum rehabilitasyonun önemini vurgular. Rehabilitasyonda amaç komplikasyonları en aza indirmek ve hastanın kısmen geri dönen hareket fonksiyonlarını en iyi şekilde geliştirerek, kişiye bağımlı olmadan günlük hayatını kendi başına idame ettirebilmesini sağlatmaktır.

Yoğun bakım süreci tamamlanan ve servise taburcu edilen genel sağlık durumu stabil olan hasta, henüz oturacak veya ayağa kalkacak kadar hareketi olmayan hastalardır. Bu hastalar yataklı rehabilitasyon merkezlerinde rehabilite edilmelidir. Burada amaç yatak yaralarının ve eklemlerde gelişebilecek hareket kısıtlılıklarının önlenmesi, kasların ve yumuşak dokuların esnekliğinin korunması ve kademeli olarak hastanın oturtulmasıdır. Bu amaçla fizyoterapist tarafından yatak içinde hastaya pasif egzersizler yaptırılır ve pozisyonlama teknikleri uygulanır.

Oturma dengesi sağlanan hastanın tekerlekli sandalyede oturabilir konuma gelmesi ile rehabilitasyon uygulamaları ayaktan hizmet veren merkezlerde yapılabilir. Burada amaç hastanın kas fonksiyonlarının geliştirilmesi, eklem hareketlerinin korunması ve geliştirilmesi, hastanın kademeli olarak ayağa kaldırılarak önce yardımcı cihazlarla sonra da bağımsız olarak yürüme fonksiyonlarının kazandırılmasıdır. Hastalar kas güçleri ve esneklikleri, postürleri, eklem hareketleri, oturma ve yürüme fonksiyonları, el becerileri, mesane ve barsak fonksiyonları, günlük yaşamdaki bağımsızlıkları yönünden değerlendirilir. Değerlendirme sonucunda ihtiyaca göre her hastaya ayrı rehabilitasyon programı düzenlenir. Rehabilitasyon programı fizyoterapist tarafından günde asgari bir saat olacak şekilde uygulanır. Hastalar rehabilitasyon hedefleri açısından ve tedaviye verdiği cevap açısından belli aralıklarla tekrar değerlendirilir ve gerekirse rehabilitasyon planı modifiye edilir. Yapılan uygulamalarla hastanın önce kasları, eklem hareketleri, denge koordinasyonu geliştirilir, istemsiz kasılma ile mücadele edilir. Yeterli seviyeye gelen hasta önce parelel barda yürüme cihazı, posterior shell gibi yardımcı dış desteklerle yürütülür, daha sonra walker - tripot - baston gibi desteklerle parelel bar dışında bağımsız yürütülür. En son olarak merdiven inip çıkma bağımsız yürüme eğitimi verilir.

Rehabilitasyon esnasında kullandığımız  yöntemler; uygun egzersiz programları, ortez seçimi ve uygulamaları (posterior shell, kısa ve uzun yürüme cihazları, plastik materyelden yapılan bacak destekleri , omuz askıları, elde kasılmayı önlemek için inhibitör splintler, walker, tripot, baston), sıcak – soğuk uygulamalar, ultrasonik ses dalgaları, elektroterapi, biofeedback (yürüme fonksiyonları esnasında diz fonksiyonlarını kontrol etmek amacıyla hastanın dizine bağlanan ve sesli uyarı veren bir sistemdir.) olarak sıralanabilir.

Hasta ve hasta yakınlarının bıkarak rehabilitasyon sürecini aksatmaları yaşadığımız en büyük sorundur. Gelişen teknoloji ile hastaların her an yeniliklere, gelişen teknolojik uygulamalara hazır olması gerekir. Bu nedenle rehabilitasyon programları asla aksatılmamalıdır.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?