
Finalistlerin belli olduğu Dünya Kupası Rusya 2018 karşılaşmaları esnasında herkes, iki proje takımdan bahsetti.
Bu takımlardan Belçika, yarı finalde Fransa’ya mağlup olarak elendi. Diğer proje takım Hırvatistan ise İngiltere’yi uzatmalarda attığı golle eleyerek adını finale yazdırdı.
Ve bu proje takımlar, dünün veya bugünü projeleri değildi. On yılı aşkın bir süre önce hazırlanan bu proje takımlar, ufak değişikliklerle bugüne kadar geldi ve büyük oranda da istediği sonuçları aldı.
Bu örnekler, kafayı yorunca ve isteyince başarıldığının birer örneği oldu. Bu arada Türkiye Futbol Federasyonu’nun projesi tutmadı mı?
O da tuttu…
Türkiye Futbol Federasyonu, projesini teknik adam, oyuncu veya takım üzerine geliştirmek yerine hakem üzerine geliştirmeyi tercih etti.
Türkiye Futbol Federasyonu tarihini boyunca geliştirdiği en tutarlı ve büyük proje Cüneyt Çakır oldu. Cüneyt Çakır’la birlikte projede yer alan bazı isimler yolda kalırken, o yılmadı. Çok çalıştı, daha çok çalıştı ve bu noktaya geldi.
Onunla yola çıkan isimler çoktan FIFA kokartına veda ederken, hele bir tanesi var ki ‘ADAM’ olmayı bile becerememişken o, Türkiye Futbol Federasyonu’nun beklentilerini boşa çıkarmadı.
Cüneyt Çakır’ın bugün geldiği nokta, Türkiye Futbol Federasyonu’nun uzun soluklu yaptığı bir projenin ve çalışmanın ürünüdür.
Hatta, Cüneyt Çakır, ciddi bir yatırımdır…
Holandalı eski hakem, UEFA Hakem Komitesi Üyesi Jaap Uilenberg’le birlikte yürütülen çalışmalar, yıllardır devam ediyor. Bu arada harcanan paraları, alınan hediyeler, yaptırılan diş implantları için ödenen rakamları açıklamaya Türkiye Futbol Federasyonu yetkililerinin yüreği yetmez.
Son günlerde Çin’e transferi gündeme gelen Cüneyt Çakır’ın tercihini bu yönde kullanması halinde ise Türkiye Futbol Federasyonu’nun bonservis bedeli istemesi yakışıksız olmaz.
Öyle veya böyle Cüneyt Çakır’ın şahsında ‘Proje Hakem’ uygulaması tutmuş ve istenilen sonucu vermiştir.
Bu doğrultuda ve yeni sezonun klasman listeleri açıklandığına göre Balıkesir hakemliğini değerlendirecek olursak, uzun yıllardır herhangi bir proje geliştirilmediğini, bunun sonucunda da iflas noktasına gelindiğini söylemek zor değil.
Benim hakemliğe başladığım dönemde Nedim Göklü ve Erdal Güleç, bugünkü adıyla Süper Lig’de Balıkesir’i temsil ediyordu. Benim de klasman hakemi olduğum dönemde Nedim Göklü’nün ardından Sabahattin Şahin geldi ve iki hakem kadrosu korundu.
Sonrasında onların yerini Aytekin Durmaz ve İlker Meral aldı. Son olarak İlker Meral’in de klasman düşmesiyle Balıkesir’in Süper Lig Hakemi kalmadı. Süper Lig Yardımcı Hakemi kadrosu eskiden bu tarafa sorun olduğu için ona değinmiyorum.
Yukarıda kısaca özetlediğim süreç, son 25 yıllık dönem ve bu dönemde Balıkesir’in ‘Proje Hakem’i olmadı. Bazen oluyor gibi oldu ama çeşitli sebeplerle oynanan yanlış atlardan istenen sonuç alınamadı.
Geldiğimiz noktada o dönemde Balıkesir’e gıptayla bakan Bursa’nın 1 Hakem ve 3 Yardımcı Hakem’le temsil edildiği Süper Lig’de Balıkesir’in adı geçmiyor. Uzun yıllar da geçmeyeceğini söylemek kehanet olmaz.
Çünkü Balıkesir’in A Klasman Hakemi de bulunmuyor. B Klasman Hakemi kadrosunda yer alan ve Balıkesir’in ümit bağladığı Adnan Deniz Kayatepe’nin yeni sezonda dosyasını İzmir’e aldırma ihtimali oldukça fazla görünüyor.
Aynı kategorinin yardımcı hakemi Hidayet Zeybek, yeni sezona Antalya Bölgesi Hakemi olarak devam edecek. Bu vesileyle kendisine başarılar diliyorum.
Belki inanamayacaksınız ama Balıkesir’in C Klasman Hakemi yani Spor Toto 3. Lig’de düdük çalacak hakemi bile bulunmuyor. Bu kategorinin yardımcı hakemi olan Balıkesirli 6 isim, diğer illerden birisi maça gitsin, beni de götürsün diye bekleyecek.
Kuruluşundan bu tarafa sevmediğimi açıkça dile getirdiğim ve Merkez Hakem Kurulu’nun can simidi olduğunu yazdığım Bölgesel Amatör Lig ve hakem kadrosunun geleceğe herhangi bir katkı sağlamadığını yıllardır üzülerek izliyoruz.
Bu tabloda dahli olan herkes, aynanın karşısına geçsin ve kedisine “Ben yanlış yapmadı” desin bakalım. Bunu diyebilen kaç kişi çıkacak.
Yıllardır bu tablonun değişmesi için çaba sarf etmeyen, günü veya kişileri kurtarma derdine düşen herkes bu durumdan sorumludur.
Bu durum, genç hakemleri karamsarlığa düşürmesin. Özellikle sezon sonunda teklif beklerken, edilmeyenler ve teklif edilmesine rağmen, klasman listelerinde yer alamayanlar, yılmasın, küsmesin daha çok çalışmaya devam etsin.
Bu tablo, sizin düdüğünüzün veya bayrağınızın eseri değildir. Bu durum, sizi yönetemeyenlerin beceriksizliğidir.
Gençler, sizi yöneten veya yönettiğini zanneden şahıslar, ‘Hocam’ dedikleriniz, koltuk sevdasıyla veya yakınlık ilişkilerini göz önünde bulundurarak, gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olabilir.
Bu sizi yıldırmasın. Aksine daha çok çalışmaya zorlasın…
Unutmayın ki nasibiniz varsa kimse engel olamaz.

