
Ayvalık’ın göz kamaştıran doğal alanlarından biri olan Maden Adası, hem turizm hem de çevresel koruma açısından yeniden gündemde. Cunda Adası’nın hemen kıyısında, denizin içinden yürüyerek ulaşılabilen bu eşsiz ada, bir yandan doğal cazibesiyle dikkat çekerken diğer yandan güvenlik ve koruma ihtiyaçlarıyla konuşuluyor.
Yürüyerek Gidilen Bir Doğa Harikası
Cunda sahilinden yaklaşık 400 metre uzaklıkta yer alan Maden Adası, sığ bir deniz geçidi üzerinden yürüyerek ulaşılabilen nadir adalardan biri. Yaz aylarında Ayvalık’a gelen turistlerin gözdesi olan ada, özellikle doğa yürüyüşçülerinin ilgisini çekiyor. Ancak güzelliğinin ardında ciddi bir uyarı da var: Gelgit ve rüzgâr değişimlerine bağlı su seviyesi artışları, geri dönüş yolunu dakikalar içinde kesebiliyor.
Kesin Koruma Statüsü: Adanın Kaderi Değişiyor mu?
Cumhurbaşkanlığı kararıyla “kesin korunacak hassas alan” ilan edilen Maden Adası ve çevresi, artık imara kapalı. Bu karar, doğal dokuya zarar verebilecek her türlü yapılaşmanın önüne geçiyor. Uzmanlar, bu tür kararların ekosistemler üzerindeki baskıyı azalttığını ve sürdürülebilir turizm açısından örnek teşkil ettiğini belirtiyor.
Yeni Dönemde Ne Olmalı?
Maden Adası, sadece bir doğa harikası değil; aynı zamanda yerel yönetimlerin, çevre savunucularının ve turizm planlamacılarının ortak sorumluluğu hâline gelmiş durumda. Uzmanlar şu başlıklarda adımlar atılmasını öneriyor:
Bilgilendirme tabelaları ve uyarı sistemleri kurulmalı
Adada izinsiz kalışlara ve kamp faaliyetlerine karşı denetim artırılmalı
Rehber eşliğinde yapılan yürüyüşler desteklenmeli, bireysel ziyaretlerin sınırlandırılması değerlendirilmeli
Doğal yaşam gözlemi ve kontrollü ekoturizm için altyapı yatırımları planlanmalı
Ayvalık’ın kalbinde yer alan bu küçük ama etkileyici ada, Türkiye'nin doğa turizmi açısından nadide örneklerinden biri olmaya aday. Ancak her güzellik gibi, Maden Adası da dikkatli bir dokunuş istiyor. Hem doğaya hem de insana saygılı bir yaklaşımla, burası gelecek nesillere ilham verecek bir doğa mirası hâline gelebilir.