
Son yıllarda, ülkemizde de olduğu gibi dünya haritasının dört bir yanında eş zamanlı çıkan orman yangınları, sadece bir çevre felaketi değil; aynı zamanda insanlık olarak varoluşumuza yönelttiğimiz soruların da habercisi haline geldi.
Bugünlerde Akdeniz ve Ege bölgelerinde yanan ormanlardan, Amerika’da binlerce hektarı kül eden yangınlara kadar uzanan bu zincirin ardında yatan neden, çoğu bilim insanına göre tek: İklim Değişikliği. Ancak bazı araştırmacılar ve jeofizikçiler, bu değişimin daha derin ve az konuşulan bir sebebi olabileceğini ileri sürüyor: Yerkürenin manyetik merkezinin kayması.
Manyetik Kutup Kayması: Görünmeyen Etki
Dünya’nın manyetik kuzey kutbu, sabit bir noktada değildir. Her yıl yaklaşık 50-60 km hızla yer değiştirir ve bu hareketin son yüzyılda hızlandığı gözlemlenmiştir. Bu manyetik kayma, yalnızca navigasyon sistemlerini değil, gezegenin atmosferik ve jeotermal dengelerini de etkileyebilir. Bazı bilimsel spekülasyonlara göre, bu kayma; okyanus akıntılarında, rüzgâr düzenlerinde ve dolayısıyla yağış rejimlerinde önemli değişikliklere neden olabiliyor.
Bu bağlamda akla gelen soru şudur: Eğer rüzgârlar ve yağmur düzeni değişirse, dünyanın birçok bölgesinde ormanların nem dengesi bozulmaz mı? Bu bozulma, daha kolay yanabilen, kuraklığa sürüklenen ormanları beraberinde getirmez mi?
İklim Değişikliği: Yangınların Ateşleyicisi
Küresel ısınma, buzulların erimesi, kuraklık, anormal sıcak hava dalgaları ve elbette artan sera gazı salınımları, yangınların sayısını ve etkisini artırıyor. Ancak bu bilinen tablonun arkasında daha büyük bir jeolojik hareket varsa, iklim değişikliği sadece sonuçlardan biri olabilir.
Çölleşen Coğrafyalar: Bir Zamanlar Orman Olan Topraklar
Bugün Sahra Çölü olarak bildiğimiz alanın, 10 bin yıl kadar önce yemyeşil savanlarla kaplı olduğu biliniyor. Aynı şekilde Orta Asya’daki Gobi, Avustralya’nın iç bölgeleri ve hatta Arabistan Yarımadası, geçmişte bitki örtüsüne sahipti. Peki, bu bölgeler neden çöle dönüştü?
Bazı jeolojik ve iklimsel teoriler, bu alanlarda yaşanan orman kayıplarının, tıpkı bugün olduğu gibi iklimin aniden değişmesiyle gerçekleştiğini öne sürüyor. Belki de o dönemlerde de gezegenin manyetik dengesi yer değiştirmişti. Ya da günümüz biliminin 5-6 bin yıllık geçmişinden bahsettiği insan faaliyetleri mi ormansızlaşmayı tetiklemişti? Belki her ikisi de.
Ya da bugün yaşanan orman yangınları ve kuraklıklar, tarihin tekerrürü mü?
Belki de geçmişte çölleşen alanlar gibi, günümüz ormanlarının da kaderi benzer olabilir. Ancak bu defa elimizde bilimsel veriler, yapay zekâ destekli iklim modelleri ve doğayla uyumlu yaşam politikaları oluşturabilecek akıl gücümüz var.
Her şeyin nedeni olarak sadece “iklim değişikliğini” göstermek kolay olabilir. Ancak bu değişimin kökeninde yatan dinamikleri sorgulamak, gezegenimizin geleceğini daha iyi anlamak için elzemdir. Manyetik kutup kaymalarından insan eliyle yapılan çevresel tahribata, fosil yakıt tüketiminden ormansızlaşmaya kadar uzanan zincir, bize doğanın karmaşık dengesini gösteriyor.
Bugün bir ormanın yanışı, sadece bir ağacın kül olması değil; binlerce yıllık bir dengenin sessiz çığlığıdır. Belki de çölleşen her coğrafya, bir zamanlar bizim gibi düşünen insanların sorduğu ya da sormadığı soruların sonucudur.