
Kış yaklaşırken Türkiye genelinde hayvan barınakları alarm veriyor. Sokak hayvanlarının sayısındaki artış, belediye kapasitesini aşmış durumda. Uzmanlar, geçici önlemler yerine sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Peki mevcut tablo ne kadar ciddi, ve sahipsiz dostlarımız için hangi adımlar atılabilir?
🐕 Barınaklar Kapasitenin Çok Üzerinde
Türkiye’de yaklaşık 1.200 belediye barınağı bulunuyor. Ancak bu barınakların büyük kısmı kapasitesinin çok üzerinde çalışıyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde her gün yüzlerce yeni hayvan getiriliyor. Bazı barınaklarda 100 hayvanlık alanlarda 250’ye yakın can bulunuyor.
Veteriner hekimler, durumu şöyle anlatıyor:
“Hayvan barınakları doldu, bazıları hijyen ve sağlık koşullarını korumakta zorlanıyor. Barınaklara getirilen hayvan sayısı, çıkan hayvan sayısından çok daha fazla.”
Bu durum sadece fiziksel bir sıkışıklık değil, aynı zamanda sağlık riskini de beraberinde getiriyor. Yoğunluk, hastalıkların hızla yayılmasına neden olurken, personel sayısı da yetersiz kalıyor.
🏙️ Sokakta Hayatta Kalma Mücadelesi
Barınaklardaki doluluk, sokaklardaki hayvan sayısını da artırıyor. Kapasite dolduğu için birçok belediye yeni hayvan kabul edemiyor. Soğuyan havalarla birlikte sokakta yaşam koşulları daha da zorlaşıyor.
Hayvan hakları savunucuları, bu tabloyu şöyle özetliyor:
“Sorun sadece barınaklarda değil. Kısırlaştırma oranı düşük olduğu için sokakta doğumlar devam ediyor. Bu da barınaklara her ay yeni yüzlerce hayvan demek.”
Uzmanlara göre asıl çözüm, hayvanları toplamak değil, popülasyonu kontrol altına almak. Yani mesele, “barınağa koymak” değil, “sokağı güvenli hale getirmek.”
🧬 Kısırlaştırma ve Sahiplendirme En Etkili Yöntemler
Uzmanlar, hayvan barınakları üzerindeki baskıyı azaltmanın en etkili yolunun kısırlaştırma olduğunu vurguluyor. Fakat Türkiye’de bu oran hâlâ çok düşük. Belediyeler yıllık planlar yapsa da kaynak yetersizliği uygulamayı zorlaştırıyor. Ayrıca sahiplendirme kampanyalarının da yeterli destek bulamadığına dikkat çekiliyor. Birçok kişi, barınaktan hayvan sahiplenmek yerine pet shop’lardan satın almayı tercih ediyor. Oysa barınaklardaki hayvanların büyük bölümü bakımlı, sağlıklı ve sevgiye hazır.
🐾 Gönüllüler Sistemin Sessiz Kahramanları
Doluluk krizinin gölgesinde, gönüllü hayvanseverler büyük bir yük taşıyor. Mama desteği, geçici yuva, tedavi masrafları ve sahiplendirme organizasyonları genellikle bireysel çabalarla yürütülüyor. Sosyal medya üzerinden örgütlenen bu gruplar, birçok hayvanın hayata tutunmasını sağlıyor. Uzmanlar, gönüllü ağlarının devlet destekli sistemlere entegre edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu sayede hem barınaklardaki yük azalabilir hem de sahiplendirme oranı artabilir.
💡 Yeni Teknolojik Çözümler Gündemde
Son dönemde bazı belediyeler, teknolojiyi hayvan barınakları yönetiminde aktif kullanmaya başladı. Mikroçip uygulamaları, dijital kayıt sistemleri ve mobil sahiplendirme uygulamaları yaygınlaşıyor. Örneğin Konya, Eskişehir ve Antalya gibi şehirlerde hayvanların çip bilgileri sayesinde izleme ve kontrol kolaylaşıyor.
Teknoloji girişimcisi Serhat Akın, bu gelişmeleri şöyle yorumluyor:
“Artık sahiplendirme süreci tamamen dijital yapılabiliyor. Kullanıcı, barınaktaki hayvanı görüp online başvuru yapabiliyor. Bu sistem hem şeffaf hem hızlı.”
Ayrıca bazı platformlar, kullanıcıların mama bağışı yapmasına veya gönüllü bakım desteği vermesine de olanak sağlıyor. Böylece dijital araçlar, toplumsal farkındalığı güçlendiriyor.
🏛️ Yasal Düzenlemeler ve Belediyelerin Rolü
Hayvan Hakları Kanunu, belediyelere kısırlaştırma ve bakım sorumluluğu yüklüyor. Ancak birçok belediye, maddi ve personel yetersizliği nedeniyle bu yükümlülüğü tam olarak yerine getiremiyor. Uzmanlara göre çözüm, merkezi bütçeden doğrudan destek sağlanması ve denetim mekanizmasının güçlendirilmesi. Barınakların sadece geçici bakım alanı değil, rehabilitasyon ve sahiplendirme merkezine dönüşmesi gerektiği vurgulanıyor.
🌍 Kalıcı Çözüm Merhamet ve Planlamada
Kış yaklaşırken hayvan barınakları tam kapasiteyle çalışıyor, sokaklarda ise binlerce can soğukla mücadele ediyor. Uzmanlara göre bu tabloyu değiştirmek, yalnızca belediyelerin değil, toplumun ortak sorumluluğu. Kısırlaştırma, sahiplendirme ve gönüllü desteği bir araya geldiğinde, kalıcı bir çözüm mümkün olabilir.
Hayvan hakları savunucuları ise hatırlatıyor:
“Barınak dolmadan vicdan dolsun.”

