
Kazdağları, son yıllarda artan sıcaklıklar ve değişen yağış rejimiyle birlikte yeni bitki türlerinin yükseldiği, bazı endemik türlerin ise geriye çekildiği kritik bir ekolojik dönüşüm yaşıyor. Bilim insanları, bölgedeki değişimin artık doğal değil, hızlanmış iklim baskısının sonucu olduğunu vurguluyor.
Kazdağları, Türkiye’nin en zengin biyolojik çeşitlilik alanlarından biri olarak biliniyor. Ancak son yıllarda bölge, alışılmış doğal döngünün ötesine geçen bir değişim sürecine girdi. İklim sıcaklıklarındaki artış, yağış düzensizliği ve nem oranındaki dalgalanmalar, özellikle yüksek kotlardaki bitki türlerini doğrudan etkiliyor. “Kazdağları’nda tür değişimi” artık sadece akademik bir gözlem değil; her yıl daha da belirginleşen çevresel bir gerçek hâline geliyor.
Sıcaklık Artışı Türlerin Yer Değiştirmesine Yol Açıyor
Uzmanlara göre Kazdağları’nda yıllık ortalama sıcaklık, son yirmi yılda yaklaşık 1 ila 1,5 derece arttı. Bu artış, özellikle 800 metre üzerindeki bölgelerdeki bitkilerin yaşam alanlarını daraltıyor. Dağın endemik türleri arasında yer alan Kazdağı göknarı ve doğal kayın ormanları, daha serin ve nemli alanlara yöneliyor. Isıya dayanıklı türler ise daha yüksek kotlara tırmanarak yeni yaşam alanı kazanıyor.
Araştırmacılar, bu durumun uzun vadede bölgenin bitki örtüsünde köklü bir değişim yaratabileceğini belirtiyor. Çünkü yükselme sınırı belirli olan türler, daha yukarı çıkacak alan bulamadıkları noktada varlıklarını sürdüremeyecek hâle geliyor. Dolayısıyla Kazdağları’nın en hassas türleri, iklim sıcaklıkları karşısında riskle karşı karşıya bulunuyor.
Nem Seviyesindeki Düşüş Kuraklık Baskısını Artırıyor
Kazdağları’nın ekosistemi, sadece sıcaklık artışından değil, aynı zamanda nem oranındaki düşüş ve yağış rejiminin değişmesi nedeniyle de zorlanıyor. Sonbahar yağışlarının geç gelmesi, ilkbahar döneminde beklenen suyun toprakta daha az tutulmasına yol açıyor. Bu durum özellikle otsu bitkilerde ve alpin türlerde ciddi kayıplar yaratıyor.
Bölgedeki botanik uzmanları, nem ihtiyacı yüksek olan bazı bitki türlerinin son beş yıldır belirgin biçimde azaldığını gözlemliyor. Aynı süreçte kuraklığa dayanıklı maki türleri ise Kazdağları’nın normalde daha serin olan bölgelerine doğru genişlemeye başladı. Böylece Kazdağları’nda tür değişimi, sadece kompozisyon değişikliği değil; aynı zamanda rekabet dengesinin de bozulması anlamına geliyor.
Akdeniz Türleri Kuzeye ve Yükseğe Yayılıyor
Son yıllarda yapılan arazi çalışmalarında, tipik Akdeniz maki türlerinin Kazdağları’nın kuzey yamaçlarında daha önce görülmeyen yoğunlukta yer aldığı tespit edildi. Defne, keçiboynuzu ve sakız türleri gibi sıcak seven bitkiler, geleneksel yaşam alanlarının ötesine geçerek daha yüksek kotlarda kök salmaya başladı. Bu yayılma, iklim sıcaklıkları nedeniyle bitki örtüsünün doğal sınırlarının yeniden yazıldığını gösteriyor.
Araştırmacılar bu eğilimi, “ekolojik kayma” olarak tanımlıyor. Bu kayma, sadece bitkilerde değil; ekosistemin bütününde zincirleme bir etki yaratıyor. Böcek türleri, göçmen kuşlar, toprak mikroorganizmaları ve hatta yaban hayatı, değişen bitki örtüsünden doğrudan etkileniyor.
Kazdağı Göknarı Alarm Veriyor
Kazdağları’nda tür değişimi denildiğinde en kritik başlıklardan biri, Kazdağı göknarının geleceği olarak öne çıkıyor. Bu eşsiz tür, sadece Kazdağları’nda yetiştiği için bilimsel olarak yüksek öneme sahip. Göknarların özellikle sıcaklık artışına duyarlı yapı taşımaları, onları hızla değişen iklim koşulları karşısında savunmasız bırakıyor.
Uzmanlar, düşük rakımlarda göknar bireylerinin azalırken daha üst kesimlere doğru yoğunlaştığını belirtiyor. Ancak göknarın yukarıya çıkabilecek sınırı sınırlı olduğu için uzun vadede habitat kaybı yaşanabileceği ifade ediliyor. Bu durum, Kazdağları'nın biyolojik karakterini doğrudan değiştirme riski taşıyor.
İklim Değişikliği, Yangın Riskini de Tetikliyor
Sıcaklık ve kuraklığın artması, bitki türlerindeki değişimin yanı sıra yangın riskini de büyütüyor. Özellikle maki türlerinin genişlemesi, orman dokusundaki yanıcı madde miktarını artırıyor. Bu tehlike, Kazdağları’nda koruma politikalarının daha hassas yürütülmesi gerektiğini gösteriyor.
Uzmanlar, yangın baskısının artmasının, iklim kaynaklı tür değişimini daha da hızlandıracağını vurguluyor. Çünkü yangın sonrası ilk gelişen türler genellikle kuraklığa daha dayanıklı olanlar oluyor ve bu şekilde ekosistem dengesi daha hızlı bozuluyor.
Doğa Bilimcilerinden Acil Eylem Çağrısı
Kazdağları’nda tür değişimini izleyen bilim insanları, bölge için daha kapsamlı bir ekolojik izleme sistemi kurulması gerektiğini savunuyor. Tür hareketlerinin, sıcaklık değişimlerinin ve nem dalgalanmalarının yıllık olarak ölçülmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca endemik türlerin korunması için mikro-koruma alanlarının oluşturulması öneriliyor.
Uzmanlara göre Kazdağları, iklim değişikliğini en açık şekilde gösteren doğal laboratuvarlardan biri konumuna geldi. Bu nedenle alınacak her önlem hem bölgenin hem de ülkenin biyolojik çeşitliliği için kritik değer taşıyor.

