
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi, İstanbul Sözleşmesinin yürürlüğe girişinin 8’nci yılında konuştu. Yahşi, “Biz kadınlar, direniş destanı yazmaya devam edeceğiz. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Az kaldı. İktidara geldiğimizde ilk 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe sokacağız” dedi.
Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 8’nci yılında açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Balıkesir İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi, “Bugün sözleşmenin 8’nci yıl dönümünü kutlamamız gerekirken, yeniden uygulanması için hukuki ve siyasi mücadele veriyoruz” dedi.
Parti binasında İl Kadın Kolları yöneticileri ile birlikte açıklama yapan Yahşi, “Cumhuriyet tarihine geçecek olan bu hak mücadelesini gelin hep beraber hatırlayalım. Erdoğan, 19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece yarısı kararname ile kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetti. Bu kararın yayımlandığı gün olan 20 Mart 2021’de, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Yönetim Kurulu’nu ve Parti Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırdı. Toplantıda bu kararın yok hükmünde olduğu kararı alındı. Derhal partimizin kadın yöneticileriyle birlikte Genel Merkez’de basın açıklaması yaptık. Açıklamamızda; ‘Meclis'te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. Meclis yok sayılmış, Anayasa'mız ayaklar altına alınmıştır’ dedik.
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak kadın örgütleri ile birlikte yurdun dört bir yanında alanlara çıkıp basın açıklamaları yaptık. ‘Kadınlar 1’den büyüktür’ diye haykırdık. 29 Mart’ta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde MYK ve PM üyelerimiz, Milletvekillerimiz, Kadın Kolları MYK Üyeleri ve 81 ilden gelen Kadın Kolları İl Başkanımızla birlikte Genel Merkez’de bir basın açıklaması yaptık.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Danıştay’a başvuruda bulunduğumuzu kamuoyuna açıkladık. İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararını durdurma talebiyle açtığımız bu dava ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunun ispatlanmasını istedik. Partimizin yanı sıra 200’ü aşkın sivil toplum kuruluşu iptal davası açtı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, haftalık grup toplantılarımızda ve ilgili komisyonlarda İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi defalarca dile getirdik.
Danıştay, 29 Haziran 2021 tarihinde ‘Yürütmeyi durdurma’ talebimizi reddetti. Bunun üzerine Danıştay’a fesih kararının iptali için başvurduk ve bu hukuksuzluğa bir an önce son vermesi için çağrılar yaptık. Nihayetinde Danıştay 10. Dairesi 28 Nisan 2022’de iptal davalarını esastan görüşmeye başladı. İlk duruşmada 73 Barodan 1000’i aşkın Avukat, kadın dernekleri, siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlarla duruşma salonunu hınca hınç doldurduk.
Sözleşmeden çekilmenin, Anayasa’daki eşitlik ilkesinden vazgeçildiği ve kadınların canıyla oynamak anlamına geleceğini dile getirdik. Örgütlü gücümüzle 7, 14 ve 23 Haziran’daki Danıştay davalarına katılarak, bu yanlıştan dönün çağrımızı yineledik. Tüm duruşmalarda, Danıştay Savcıları, fesih işlemin iptaline karar verilmesini istedi. Danıştay 10. Dairesi, 19 Temmuz 2022’de İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptal istemini 2'ye karşı 3 oyla reddetti.
Danıştay’ın İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na başvurarak, karara itiraz edeceğiz. İç hukuk yolları ile İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesi sağlanmadığı takdirde, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Biz kadınlar, direniş destanı yazmaya devam edeceğiz. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Az kaldı. İktidara geldiğimizde ilk 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe sokacağız” dedi. Cengiz GÜNER

