
Sendikalar Birliği, Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında Bartın’da maden kazasında hayatını kaybeden 41 madenciyi andı, yaşanan iş cinayetlerine tepki gösterdi.
Balıkesir’de Sendikalar Birliği’nin Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlediği açıklamada konuşan Kristal-İş Sendikası Şube Başkanı Tangüder Tatar, 41 işçinin hayatını kaybettiği madende gerekli önlemlerin alınmadığını iddia etti.
Tatar, “Çok değil daha 25 gün önce Enerji Bakanı patlamanın yaşandığı ocağı ziyaret etmiş, sözde denetim yapmış, her şeyin dört dörtlük olduğunu söylemiş, fotoğraf vererek bunu övgüyle kamuoyuyla paylaşmış. Oysa, madende çalışanlar gelecek felaketi, yaşanacak iş cinayetini, metan gazının nasıl biriktiğini, her an bir patlamanın olabileceğini ulaşabildikleri bütün yetkililere söylemişler. Teknolojik yenilenmenin olmadığını, sensörlerin yetersiz olduğunu, yanlış yerlere konulduğunu anlatmışlar. Sadece gaz sensörleri değil, işçilerin kullandıkları gaz maskelerinin yetersizliği ve kullanılamaz halde olduğuna dair işçi beyanları var” dedi.
Dinleyenin, anlayanın, tedbir alanın olmadığını iddia eden Tatar, “Varsa yoksa daha fazla üretim, daha fazla kar, daha fazla sömürü” diye konuştu.
“HER GÜN 5 İŞÇİ İŞ CİNAYETİNDE YİTİRİLİYOR”
İşçilerin aşırı üretime zorlandığını öne süren Kristal-İş Sendikası Şube Başkanı Tangüder Tatar, “Şimdi bu can pahasına yürüyen yoğun sömürü düzeni bir kez daha 41 işçinin canına mal olmuş durumda. Her gün ortalama beş işçi iş cinayetlerinde yitiriliyor. Son yirmi yılda 2 bine yakın maden işçisi hayatını kaybetti. Son yirmi yılda 25 bini aşkın işçi iş cinayetlerinde kurban verildi. Soma’dan, Ermenek’e, Torunlar’dan, Büyükcoşkunlar patlamasına kadar yaşanan kitlesel cinayetlerden doğrudan sorumlu olan kapitalistler ve yöneticiler caydırıcı cezalara çarptırılmadı. Adeta ödül gibi cezalarla yeni iş cinayetleri işlesinler diye teşvik edildiler. 10 yıl önce çıkarılan 6331 sayılı işçi sağlığı iş güvenliği yasası sonrası adeta kuzu kurda teslim edildi. Çalışma hayatı bütünüyle kuralsız hale getirildi, esnekleştirildi. Çıkarılan yasalarla sermayenin önüne kırmızı halılar serilirken, işçilerin örgütlenmesinin, hak alma mücadelesinin önüne barajlar-setler çekiliyor. Sendikal hak ve özgürlükleri kullanan işçiler işten atılıyor. Sermayeye teşvikler, krediler sunulurken, vergi afları yapılırken, işçiler, emekçiler açlık-yoksulluk sınırının altında, esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkûm ediliyor” dedi.
“ARTIK YETER”
Tatar, açıklamasında işçi ve emekçilere seslenerek, “Bütün bu çürümüşlük, zalimlik ve sömürü karşısında birleşmek, dayanışma içerisinde olmak, mücadele etmek ve artık yeter diye haykırmaktan başka çaremiz yok. Bütün fabrika ve işyerlerinde insan onuruna yaraşır çalışma koşulları ve işçi denetimi sağlanması için, yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret için, günde 7 haftada 35 saat çalışma hakkı için, sesimizi yükseltelim, birleşelim, örgütlenelim ve mücadeleyi büyütelim” dedi. Cengiz GÜNER

