
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Balıkesir İl Temsilcisi Ekber Gün, tarımla uğraşanları anız yakma konusunda uyardı. Gün, “Anız yakma, tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına neden oluyor. Hiçbir zaman tarımsal bir uygulama hüviyeti olmayan, toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma, tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına neden oluyor” dedi.
“ÜRETİCİLERİN BÜTÜN EMEKLERİ VE PARASI ANIZ YANGINIYLA KÜL OLUYOR”
Kontrolden çıkan anız yangınlarının çiftçilerin bir yıllık emeğinin yok olmasına neden olduğunu ifade eden Gün, “Bütün bir yıl boyunca gözü gibi bakıp büyüttüğü ürününü hasat etmek isteyen üreticilerimizin bütün emekleri ve parası bir anız yangınıyla kül oluyor. Ayrıca anız yakılması havayı kirlettiği gibi orman yangınlarına da sebep olabiliyor. Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre; ülkemizde 2021 yılında 2 bin 793 orman yangını gerçekleşti. Bu yangınların yüzde 5,9’u yani 165’i anız yakılması sonucu çıktı. 2021 yılında yanan 139 bin 503 hektar orman alanının 377 hektarlık kısmı maalesef anız yangını nedeniyle gerçekleşti” diye konuştu.
“TOPRAĞI KORUYALIM”
Tarımsal üretimde bulunan Çiftçilerin, insanları doyurmak için her fedakarlığı yaptığını anlatan Gün, “Orman yangınlarının yoğunlaştığı bu sıcak yaz günlerinde anızları yakmayalım. Tarımsal üretimin ana unsuru olan toprağımızı koruyalım. Anız yakmanın çevreye vereceği zararları göz ardı etmeyelim. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmayalım. Tarımsal üretimde maliyetlerin oldukça arttığı ve gıdaya olan ihtiyacımızın her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde tarımsal üretimi ve bunun yanında doğal kaynaklarımızı tehlikeye atma lüksümüz yoktur. Bu bilinçle hem vatandaşlar hem de çiftçiler daha duyarlı olmak zorundalar” diye konuştu.
“ZARARLARI ÇOK”
Tarım Orkam-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Ekber Gün, üreticilerin hasat sonrası aynı araziye diğer bir ürünün ekimini yapacak olduğunda mibzerin istenilen bir şekilde ekim yapmasını sağlamak, yakıt tasarrufu sağlamak ve daha iyi tohum yatağı hazırlamak adına anız yaktığını ifade ederek, bu yanlış uygulamanın yabancı ot ve haşereleri yok etmenin yanında anız sapları ile mibzer gözlerinin tıkanmasını engellemek amacıyla da üreticiler tarafından tercih edildiğine dikkat çekti.
Üreticilerin anız yakmayı tercih etmelerinin sağlayacağı faydanın, toprağa ve çevreye vereceği zararın yanında çok küçük kaldığına işaret eden Gün, “Özellikle organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalı. Hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgar erozyonuyla kaybolmasına engel olmaktadır.
Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Anızın yakılmasına bağlı olarak, toprağın organik maddesi yok oluyor ve toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri zarar görüyor. Anız yangınları sırasında 0-5 cm derinlikte 250 dereceye ulaşan sıcaklıklar meydana gelir ve verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik madde yok oluyor. Organik maddece zengin olan toprağın su tutma kapasitesi artar. Tarımsal sulamada yaşanılan sorunları göz önünde bulundurduğumuzda bu konu bir hayli önemlidir.
Bir diğer husus ise; anız yangınları nedeniyle komşu tarlaların ürünleri ve ormanlar tahrip olabilmekte, doğrudan ve dolaylı etkileri sayesinde toprakla birlikte birçok canlı önemli derecede zarar görüyor. Verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticiler, daha fazla toprak işleme ve kimyasal kullanma yollarına başvuruyor. Gübre fiyatlarında ciddi artışların olduğu üretim sezonunda dönüme bir kilogram fazladan gübre kullanılması, hem ülke ekonomisini hem de çiftçilerimizi daha çok zarara sokacaktır.
Dolayısıyla anız yakılmasına bağlı olarak hem ekonomik hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor. Anız yakmanın doğrudan ve dolaylı etkileri bulunmakla beraber, toprakla birlikte birçok canlının önemli derecede zarar görmesi bu bilinçsiz olayın en önemli sonuçlarının başında geliyor. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da tarımsal üretimde verimliliğin artmasını sağlayan toprak yapılarındandır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda anızı yakmanın hiçbir gereği yoktur. Çünkü bir sonraki ekime kadar geçen sürede anız sapları zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışacaktır” diye konuştu. Cengiz GÜNER