BIST 100
11.060,39 0,81%
DOLAR
42,0747 0,04%
EURO
48,4434 -0,07%
GRAM ALTIN
5.401,96 -0,37%
FAİZ
39,80 -0,52%
GÜMÜŞ GRAM
64,86 -0,61%
BITCOIN
106.240,00 -0,59%
GBP/TRY
55,2297 -0,12%
EUR/USD
1,1507 -0,11%
BRENT
64,89 0,19%
ÇEYREK ALTIN
8.832,20 -0,37%
Balıkesir Sisli
Balıkesir hava durumu
8 °

“İnşaat Mühendisliği, medeniyetleri var eden bir meslek”

İnşaat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı Gürkan Özcan, yaptığı açıklamada, İnşaat Mühendisliği bölümlerine giriş için belirlenen en düşük başarı sıralamasının 50 bin olarak değiştirilmesini istedi.

Ülkedeki birçok gencin büyük bir heyecanla beklediği 2020 yılının Yüksek Öğrenim Kurumlar Sınavı’nın (YKS) 27-28 Haziran tarihlerinde gerçekleşeceğini hatırlatan Özcan, sınava katılacak gençlere geleceklerine dair kurdukları tüm hayallerin gerçekleşmesi dileğiyle başarılar diledi.

ÖSYM tarafından oluşturulan 2020-YKS Sınav Kitapçığındaki Hukuk, Mimarlık, Mühendislik, Tıp, Öğretmenlik, Diş Hekimliği, Eczacılık Programlarına Başvurabilmek İçin En Düşük Başarı Sırası tablosunda İnşaat Mühendisliği mesleğinin İnşaat Mühendisliği programlarına yerleştirme işlemlerinde başarı sıralamasının en düşük  300 bin olarak belirlendiğini anlatan Özcan, “Üyelerimizin sosyal ve ekonomik durumlarını ölçmek için yaptığımız araştırmalarda son dönemlerde oldukça vahim sonuçlarla karşılaşılmıştır. Zaten kamuoyunun da malumu olduğu gibi meslek itibarımız son yıllarda epeyce zedelenmiş, özel istihdam bürosu işlevi gören internet siteleri vb. platformlarda yer alan iş ilanlarında izahı mümkün olamayan söylemler kullanılmaya başlanmıştır. Bu sebeple mesleğimizin muhatabı olan her kurum, kuruluş ve kişiye inşaat mühendisliğin ne olduğunu tekrar hatırlatma ve toplumsal yarar ve gelişmenin ana unsurlarından birisi olan mesleğimizin korunabilmesi için acilen alınması gereken bazı önlemleri bütün kamuoyu ile paylaşma zorunluluğumuz ortaya çıkmıştır” dedi.

“İNSANLIĞIN GELİŞİMİNE SUNDUĞUMUZ KATKI TARTIŞILAMAZ”

İnşaat Mühendisliğinin, medeniyetleri var eden bir meslek olduğunu, medeniyetleri görünür kıldığını, inşa edilen yapıların medeniyetlerin izdüşümünü yansıttığını ve beraberinde gelişmişliğinin göstergesi sayıldığını anlatan Özcan, “Kültürel, sosyal, ekonomik ve benzeri özellikler nasıl ki; medeniyetlerin soyut yanını ifade ediyorsa, köprüler, yollar, binalar, barajlar da somut yanına işaret etmektedir. İnşaat mühendisliği mesleği neyi inşa eder sorusunun yanıtı tam da bu noktada somut hale gelmektedir. İnşaat mühendisliği tarihin yapıcıları arasındadır; insanlığın gelişimine sunduğu katkı tartışılamazdır. Basit tasarıma sahip ve ilkel sayılabilecek aletlerle inşa edilen yapılardan, gelişmiş teknolojinin kullanıldığı, hayallerin bile sınırını zorlayacak nitelikteki yapılara geçiş, inşaat mühendisliğinin kat ettiği aşamaları göstermekle yetinmemekte, aynı zamanda insanının tarihsel gelişimini, farklılaşan ihtiyaçları, toplumların değişen hassasiyetlerini resmetmektedir” diye konuştu.

“MESLEĞİMİZİ ÖNEMSEYİN”

İnşaat Mühendisliğinin seyrinin, doğa olaylarından korunmakla başladığını, günümüzde ise neredeyse doğaya hükmedecek bir niteliğe büründüğünü, İnşaat mühendisliği uygulamalarının, doğa olayları ile doğal afetler arasındaki çelişkiyi, insanın güvenliği ve rahatının sağlanması hedefiyle çözüme kavuşturduğunu ifade eden Özcan, kazananın insan ve inşaat mühendisliği olduğunu vurgulayarak, açıklamasında; “İnşaat mühendisliğinin kadim çağlardan geleceğe kurduğu köprü, mesleğimizin sıradanlaştırılmasının, önemsizleştirilmesinin, insani özelliklerinden  kopartılarak mekanikleştirilmesinin, toplumsal yarar ilkesinden uzaklaştırılmasının mümkün olmayacağını simgelemektedir. Ancak bugün ülkemizde inşaat mühendislerinin geldikleri nokta hayli düşündürücüdür. Maalesef karar vericiler tarafından inşaat mühendisliği ara eleman statüsüne getirilmeye çalışılmakta, aleni bir şekilde de bu niyet en yetkili ağızlardan ifade edilmektedir.

Elbette niyet inşaat mühendisinin ara eleman olarak kabul görmesini sağlamak olunca kariyer sitelerinde şoförlük de yapabilecek inşaat mühendisi ilanları ile karşılaşılmakta, iş bulamayan inşaat mühendislerinin marketlerde kasiyerlik yapmak gibi işlerde çalıştıkları gözlemlenmektedir. Bu bakış açısının eğitim sistemine yansıması olarak, üniversitelerde inşaat mühendisliği kontenjanı 2019-2020 eğitim döneminde 12 bin 370 bulmuş, başarı sıralamasına göre tercih edilebilme seviyesi 300 bine kadar gerilemiştir. 2019 yılı yerleştirmeler incelendiğinde kontenjanların yüzde 60’ı dolmuş, yerleştirilenlerin yaklaşık yüzde 75’nin 250 bin-300 bin başarı sıralamasında bulunduğu görülmüştür. Dünyadaki gelişim süreci; sanayi toplumu evresini, teknoloji toplumu evresini geride bırakıp bilgi toplumu evresini tekamül ettirirken böylesine geriyi hedeflemiş bir perspektif ile eğitim dizayn etmek köle toplum yaratmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Hal böyle olunca YÖK uygulamalarının anlamı da ortaya çıkmaktadır. Bugün ara eleman sorunu ülkemiz için yok sayılamayacak kadar önemlidir. Ancak YÖK’ün bu duruma bulduğu çözüm yukarıda bahsedilen eğilimin yansımasıdır. Yani mühendisliğin ara elemana dönüştürülmesinden başka bir şey değildir. Mühendislik eğitiminin pozitif bilimlere yatkınlığı olan ve hevesli kişiler tarafından alınabilecek bir formasyon meselesi olduğu, mevcut bölümlerin bile pek çoğunun bu formasyonu öğrencilerine kazandırmaya yeterli olmadığı bütün çıplaklığı ile göz önünde dururken maalesef karar vericiler mühendislik unvanını ulufe niyetine dağıtma eğilimindeler. Ancak, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini yadsımadan, inşaat mühendisliğinin temel vazifesi kendisine verilen komutu harfiyen uygulamak değil insanın doğayla olan çelişkisinde, bilgi ve birikimini yapı üretim sürecinde en aktif şekilde kullanarak yani mühendislik ürünlerinde karar verici pozisyonunda yer alarak insanlığın gelişimine katkıda bulunmaktır.

Bu bağlamda biz İnşaat Mühendisleri Odası Balıkesir Şubesi olarak acilen yeni eğitim döneminde İnşaat Mühendisliği bölümlerinde eğitim alınabilmesi için asgari başarı sırasının 50 bin olarak değiştirilmesi ve yeterli akademisyen kadrosu  ve imkânları olmayan bölümlerin kapatılması ve kontenjanların azaltılması gerektiğini Yüksek Öğretim Kuruluna hatırlatıyor, bahse konu talebimiz için kararlı bir şekilde mücadele edeceğimizi bütün kamuoyuna duyuruyoruz” ifadelerine yer verdi. Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?