
Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Serap Müjdeci Gökgün, Türkiye’de 10 yaşına kadar kısa bir metni okuyamayan ve anlayamayan çocuk oranının yüzde 15’e çıktığını ifade ederek bunun başlıca nedeni olarak ise yetersiz beslenmeyi gösterdi.
Gökgün, OECD verilerine göre, haziran ayında en yüksek gıda enflasyonu oranı yüzde 53.9 ile Türkiye’de kaydedildiğini ifade etti. Bu durumun da gıda güvencesizliği anlamına geldiğini belirten Gökgün, “Gıda güvencesizliği, bir kişinin veya bir ailenin ihtiyacı olduğu zaman yeterli gıdaya erişememesi ve satın alamaması demek. Yoksulluk nedeniyle yetersiz beslenme, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerini olumsuz etkiler. Öğrenme güçlüğünün en önemli nedeni yetersiz beslenmedir. Öğrenme güçlüğü çeken pek çok kişi öğrenme yoksulluğu ile karşı karşıyadır. Öğrenme güçlüğü olan kişilerin kötü beslenme alışkanlıklarına sahip olma olasılığı daha yüksek. Dünya Gıda Örgütü’nün 2022 verilerine göre, Türkiye’nin 82.3 milyonluk nüfusunun yüzde 18’ine denk gelen 14.8 milyon kişinin yetersiz beslendiği tespit edilmiştir. Yetersiz beslenen birey sayısının arttığı da görülüyor” dedi.
“KIZLARIN ORANI DAHA YÜKSEK”
Okula yollanmayan çocuklarda kızların oranının daha yüksek olduğunu vurgulayan Gökgün, “Türkiye’de ilköğretim çağındaki çocuk başına yapılan 867 dolarlık harcama ise ortalamaların çok altında kaldı. İlköğretim çağında okul dışında olan çocuk oranı ise yüzde 5. Genel olarak, bu veriler Türkiye’deki öğrenme yoksulluğunun devam ettiğini gösteriyor” diye konuştu.
Açıklamasında asgari yeterlilik düzeyini geçemeyen öğrenci oranının yüzde 15 olduğunu anlatan Gökgün, “Türkiye’de öğrenme yoksulluğu, Avrupa ve Orta Asya bölgesi ortalamasından yüzde 4.1 puan daha yüksek, üst orta gelirli ülkeler ortalamasından ise yüzde 14.9 puan daha düşük. Okula gitmeyen çocukların payı erkek çocuklarda (yüzde 4.8) kız çocuklardan (yüzde 5.5) daha düşük. Erkek çocukların ilkokul sonunda asgari yeterliliğe ulaşma olasılığı (yüzde 10.4) kız çocuklara göre (yüzde 9.5) daha düşük” diye konuştu.
"ÇÖZÜMÜ VAR"
Gökgün, açıklamasında yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Okul çağındaki, ancak okula devam etmeyen çocukların takibinin titizlikle gerçekleştirilmesi gerekiyor. Okul kaydı için ücret alınmaması ile ilgili izleme yapılmalı. Nakil ve transfer işlemleri kolaylaştırılmalı ve okul servisleri ücretsiz sunulmalı. Devlet okullarında okul beslenme programları uygulanmalı. Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Sosyal Hizmeti Programı’nı hızla devreye alarak, devam eksikliği gösteren ve okulu terk etme riski taşıyan çocukların sosyal hizmet uzmanları tarafından yakından izlenmesini sağlanmalı. Okullarda, temel beceri ve bilgilerin yanı sıra özellikle okuryazarlık yetkinliği üzerine vurgu yapılmalı, kitap temini zorluğu yaşayan öğrencilere ücretsiz kitap sağlanmalı. Yoksul mahallelerde çocukların ödevlerini yapabileceği, kitap okuma imkanı bulabileceği Çocuk merkezleri kurulmalı, okul öncesi merkezler ve ücretsiz kreşler açılmalı. Yerel yönetimler, çocuklara ve ailelere yönelik ücretsiz psikolojik destek sunmalı.” Bilge Yurdusev

