
Balıkesir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Metin Yalçın, devlete borcu olan yurttaşları pek çok hususta ilgilendiren 7143 Sayılı Kanun hakkında kamuoyuna bilgi verdi.
Yalçın, Maliye ve SGK üzerinden bu kanun kapsamında başvuruların alınmaya başlandığını, bu Kanundan faydalanmak için başvuruların 31 Temmuz 2018 tarihine kadar yapılması gerektiğini hatırlattı. Başvuru ve ödemelerin Vergi Dairelerine, SGK’ya yapılabileceği gibi internetten de gerçekleştirilebileceğini söyledi
Diğer benzer Kanunlarda olduğu gibi bu Kanunun kapsamında da yapılandırılmış borçların ilk iki taksitinin süresinde ödenme şartının bulunduğunu belirten Başkan Yalçın, “İlk iki taksitin süresinde ödenmemesi veya yıl içerisinde ikiden fazla ihlal yapılandırma hakkının kaybedilmesine neden olur. Bu tür torba kanunlar ile kesinleşmiş kamu alacaklarının asıl tutarlarının tahsilinden vazgeçilmemekte, sadece bu asıllara uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezasından vazgeçilmektedir. Bunun yerine de Yİ-ÜFE gibi enflasyon oranları esas alınarak belirlenecek tutarlar ile borç güncellemesi yapılmaktadır. Bu sebeple yurttaşlar üzerinde oluşan borçların %90’ının devletçe silindiği algısı bir yanlış anlamadır” dedi.
“PEŞİN ÖDEME AVANTAJLI”
Yalçın, açıklamasında 7143 Sayılı Kanun’a da değindi. 7143 Sayılı Kanun’un en büyük avantajını şu sözlerle anlattı: “Yapılandırılan borçların ilk taksitte peşin ödenmesi durumunda ödemelerde katsayı uygulanmayacak, gecikme zammı, gecikme faizi alınmayacak ve üstelik Yİ-ÜFE tutarının %90’ı silinecektir. Eğer borç tutarı iki taksit halinde ödenmek istenirse yine katsayı uygulanmayacak ve feri ödemelerin %50’si silinecek.”
“HANGİ SGK BORÇLULARI FAYDALANACAK?”
Yalçın ile yaptığımız görüşmede kendisine hangi SGK borçlularının yasadan faydalanabileceğini sorduk. İşte yanıtı: “Torba Kanunla yapılan düzenlemelerden; 2018 yılı Mart ayı/dönemi ve önceki aylara ilişkin olup, bu Kanunun yayım tarihi olan 18 Mayıs 2018 tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde 18 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla ödenmemiş olan SGK alacakları yeniden yapılandırılabilecektir. SGK tarafından hazırlanan başvuru formu doldurulmak suretiyle e-Sigorta kanalıyla veya elden ya da posta yoluyla iş yerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat edilmesi gerekmektedir.
Beyanname vermekle birlikte zarar, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah ve vergi beyan etmeyen ya da ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar da dâhil olmak üzere hiç beyanname vermemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri matrah ve vergi artırımı yapabilecekler. Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi yönünden matrah ve vergi artırımının 31 Ağustos 2018 (bu tarih dâhil) tarihine kadar yapılması gerekmektedir.
İşletme kayıtlarında yer aldığı hâlde gerçekte mevcut olmayan malların, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın son iş günü olan 31 Ağustos 2018 tarihine kadar fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıtlardan çıkarılabilecektir. Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine, 31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabı 31 Ağustos 2018 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilmek suretiyle kayıtlar düzeltilebilecektir. İşletmeler bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar tutarları üzerinden %3 oranında vergi hesaplayacak ve hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi içinde ödeyeceklerdir. 30.09.2018 tarihine kadar bir defaya mahsus ve amortismana tabi taşınmazların yeniden değerlenmeye tabi tutularak enflasyondan kaynaklanan değer kayıplarının ve işletmelerin özvarlıklarında meydana gelen azalmaların önüne geçilmesine dair düzenleme yapılmıştır. Yeniden değerleme yapacak işletmeler değer artış fonu üzerinden % 5 vergi ödeyeceklerdir. Kanaatimizce son yıllarda ard arda çıkarılan vergi affı kanunlarının kısa vadede vergi gelirlerinde artış sağlamak, yargının yükünü hafifletmek gibi yararları olsa da bu durum uzun vadede vergiye uyumlu mükellef oluşumunu engellemektedir. Ayrıca mükellefler üzerinde kısa bir süre sonra tekrar vergi affı kanunu beklentisini oluşmaktadır. Bu beklentiye paralel olarak da vergi suçlarında devamlılık sürmektedir. Daha da vahimi vergiye uyumlu mükellef nezdinde vergi kaçakçılığının ödüllendirildiği kanısı oluşmaktadır. Nihayetinde bu kısır döngü uzun dönemde vergi tahsilâtını azaltmaktadır. Temennimiz mükelleflerin vergi yükümlülüklerini zamanında ifa ettiği bir sistemin çalışır halde kalması ve 6736,7020,7143 gibi yapılandırma, vergi affı yasalarına ihtiyaç duyulmaması.” Cengiz GÜNER

