BIST 100
10.769,58 -0,18%
DOLAR
42,2335 0,00%
EURO
48,9186 0,22%
GRAM ALTIN
5.621,68 0,69%
FAİZ
39,84 0,18%
GÜMÜŞ GRAM
69,48 1,31%
BITCOIN
105.011,00 -0,56%
GBP/TRY
55,5573 -0,17%
EUR/USD
1,1575 0,16%
BRENT
64,47 0,64%
ÇEYREK ALTIN
9.191,44 0,69%
Balıkesir Hafif Yağmur
Balıkesir hava durumu
17 °
Bitcoin
105.031 -0.91%
Ethereum
3.571,63 -0.56%
Tether
0,999927 0.00%
XRP
2,46 -2.77%
Binance Coin
980,77 -1.54%
Solana
163,36 -2.40%
TRON
0,299212 1.70%
Dogecoin
0,177394 -2.63%
Cardano
0,580281 -2.15%
Avalanche
17,75 -2.38%
Dai
0,999992 -0.03%
Wrapped Solana
163,36 -2.54%
Arbitrum B. USDT
0,999951 0.02%
Polygon B. USDT
1 0.05%
B.Peg Dogecoin
0,25985 -0.38%

Halktan yana bütçe talebi

Halktan yana bütçe talebi

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Balıkesir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı H. İbrahim Kilciler, dün şube hizmet binasında düzenlediği basın toplantısında, insanca yaşamaya yetecek gelir ve güvenceli çalışma için halktan, emekten yana bir bütçe istediklerini açıkladı.

Kilciler, açıklamasında iç içe geçen ekonomik, siyasal, sosyal sorunların herkesin yaşamını derinden etkilediği zor bir süreçten geçildiğini söyledi. Pandemi ve pandemi ile her geçen gün daha derinleşen ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığının halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam ettiğini anlatan Kilciler, “Milyonlar, insanca yaşamanın ve insanca çalışmanın her gün daha da zorlaştığı koşullarda hayatlarını alt üst eden sorunların çözülmesini bekliyor. Ancak ülkeyi yönetenler milyonların çözüm bekleyen acil sorunlarını görmezden gelmeye, ötelemeye devam ediyor.  Halkın, emekçilerin yaşadığı sorunlara değil,  15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL fırsatçılığında kurdukları baskıcı, otoriter rejimi tahkim etmeye öncelik veriyorlar” dedi.

“EMEKÇİ KESİMLER, DAR GELİRLİLER YOK SAYILIYOR”

İktidarın, yaşanan krizi çözmek yerine yeni sorunlarla beslemeye devam ettiğini öne süren Kilciler, “Halktan, halkın sorunlarından koptukça iktidarlarının ömrünü uzatmayı temel alan, toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeye dayalı kutuplaştırıcı politikalara daha fazla sarılıyorlar. Gerçeklerin üstünü her geçen gün artan baskı, zor, şiddet ve sansür politikaları ile örtmeye çalışıyorlar. Siyasetçilerden gazetecilere, barolardan avukatlara, meslek kuruluşlarından Anayasa Mahkemesine,  kıdem tazminatı ve kamusal emekliliğin ortadan kaldırılmasından kadın mücadelesinin kazanımı İstanbul sözleşmesinin tartışmaya açılmasına, pandemiye karşı en başından beri canı pahasına mücadele eden hekimlerin meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmakla tehdit edilmesine kadar uzanan baskılara her gün bir yenisini ekliyorlar. Toplum sağlığının ciddi bir tehdit altında olduğu pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında bile atılan her adımda yine sermayenin, patronların çıkarları temel alınmakta, emekçi kesimler, dar gelirliler yok sayılmaktadır” diye konuştu.

“KEFEN PARASINA GÖZ DİKTİLER”

Pandemiden, krizden en çok etkilenen dar gelirli, yoksul kesimleri koruyucu politikalar geliştirmek yerine sermayenin, patronların yüzü güldüren, kamu kaynaklarının talan edilircesine yandaşlara akıtılmasına devam edildiğini öne süren Başkan Kilciler, “İktidar, İşsizlik Fonundan, Merkez Bankasının “kefen parası” olarak nitelendirilen ihtiyaç akçesinden, Varlık  fonuna aktarılan kamu sigortalarından sonra gözünü şimdi de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fonu birikimlerine dikmiştir. Tüm bunlara rağmen halkın çizilen tozpembe tablolara, başta işsizlik ve enflasyon olmak üzere takla attırılan resmi verilere inanması beklenmektedir. Üstelik sadece bunlara değil, geçtiğimiz hafta ortaya çıkan gerçeklerle kararan Turkuaz renkli pandemi tablosuna da inanmamız beklenmektedir.  Bilimsel olarak her vaka yani COVİD-19 testi pozitif çıkan herkes hasta kabul edilmesine rağmen iktidar hala sadece semptom gösterenlerin hasta sayılmasında ısrar ederek halkın sağlığını hiçe saymaktadır. Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizler de ülkede yaşanan sorunlardan payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Pandemi ile ağırlaşan kriz koşullarında iğneden ipliğe gelen zamlarla maaşlarımız erimeye devam ediyor. Son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 34, elektriğe ise son 15 ay içinde yüzde 40 zam yapılmıştır.  Halkın en temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatı son iki ay içinde yüzde 20 zamlanmıştır” dedi.

“TÜRK LİRASI DOLAR KARŞISINDA YÜZDE %38,5 DEĞER KAYBETTİ”

Kilciler, açıklamasında 2019 yılı Temmuz ayında 1 doların 5. 63 liraya karşılık gelirken bugün 1 doların 7. 8 lira seviyesini aştığını ifade ederek, “Buna göre son 14 ay içinde Türk Lirası dolar karşısında yüzde %38,5 değer kaybetti. Aynı dönemde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında %21, yoksulluk sınırında %20 artış yaşandı. Buna karşın son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış ise enflasyon farkı ödemesi dahil sadece yüzde 15’de kaldı. Bu dönemde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar miktarı tam 100 dolar azaldı. Üstelik salgın süreci eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerinin kesilmesinin, sağlık emekçilerinin ek ödemelerinden tasarruf edilmesinin, sözleşmeli, güvencesiz istihdamın artırılmasının fırsatı haline getirilmektedir” diye konuştu.

“MAĞDURİYET, KATMERLİ HALE GETİRİLİYOR”

Yaşanan hayat pahalılığından, işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında kuşkusuz OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan, özel sektör de dahi çalışma olanakları kısıtlanan KESK’Lİ ihraç kamu emekçilerinin geldiğini anlatan Kilciler, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun KESK’li ihraçlar hakkındaki kararlarını ertelemeye devam ederek yaşanan mağduriyeti katmerli hale getirdiğini iddia etti.

Tüm bunlara rağmen 3 milyon kamu emekçisinin 2 milyon emeklinin, yandaş konfederasyon yönetimi ve iktidar arasında imzalanan toplu sözleşme ile maaşlarında yapılan sefalet oranlı artışlarla yetinmesinin, güvenceli-kadrolu istihdamdan vazgeçmesinin beklendiğinden söz eden Kilciler, “Bu koşullarda başta emekçi kesimler ve dar gelirliler olmak üzere tüm toplumu yakından ilgilendiren bütçe süreci başlamış bulunmaktadır. Hem geçtiğimiz hafta açıklanan Yeni Ekonomi Programı hem de iktidarın geçmiş 18 yıllık pratiği yine ülke kaynaklarının, halktan toplanan vergilerin sermayeye, yandaşlara, savaş politikalarına aktarıldığı, tüm yükün emekçilere yıkıldığı,  mevcut eşitsizlikleri artıran, toplumsal cinsiyet körü bir bütçenin hazırlandığını göstermektedir. Defalarca altını çizdik. Bir kez daha çiziyoruz. Devam eden pandemi süreci başta sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin ve bu hizmetlerde yeterli sayıda kadrolu personel istihdam edilmesinin ne kadar hayati olduğunu ispatlamıştır. Salgından en fazla etkilenen ülkelerin adına ister ‘süper güç’ isterse “gelişmiş sanayi ülkesi” denilsin kamu hizmetlerini tasfiye eden ülkeler olması tesadüf değildir” dedi.

HAYALİ HEDEF VURGUSU

Ülke olarak salgın karşısında çok daha olumsuz bir tablo ile karşı karşıya kalmamanın, başta dar gelirliler olmak üzere tüm vatandaşların sağılığının korunmasının yolu bütçeden kamu hizmetlerine ve yatırımlarına ayrılan payın artırılmasından geçtiğini ifade eden Kilciler, “Dolayısıyla hayali hedeflere yer verilen, bu  hayallerde bile işsizliği azaltma gibi bir hedeften yoksun olan,  mili gelir ve kişi başına milli gelir hedeflerinde on yıl önce ulaşılan rakamların bile gerisine düşülen, çalışma yaşamında kuralsızlığı ve ayrımcılığı artıran,  sermaye için fırsat yaratmaya odaklı ekonomi programlarının ve bu programlara bağlı emek karşıtı bütçelerin halkın, emekçilerin ihtiyaçlarına cevap vermesi mümkün değildir. KESK olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz” diye konuştu.

TALEPLERİNİ SIRALADI

Kilciler, açıklamasının sonunda isteklerini şöyle sıraladı: “Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilsin. Bütçe hakkımız önündeki engeller kaldırılsın. Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilsin. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan pay artırılsın. Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlansın. Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliği temel alınsın. Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilsin. Bunun için gelir vergisi adaletsizliğine son verilsin. Tüketimden alınan dolaylı vergiler düşürülsün. Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılsın. Asgari ücret vergi dışı bırakılsın. Belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınsın. Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin Müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilsin. Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamlar geri alınsın. Söz konusu maddelerden alınan KDV sıfırlansın. Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılansın. Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynakları barış ve demokrasi için kullanılsın. Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilsin. Maaşlarda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınsın. İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilsin. Herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlansın. OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan KESK’li ihraçlılar  derhal işlerine iade edilsin. Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilsin. Yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi güçlendirilsin. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilsin. Kısacası yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler sadece bizim değil milyonların talepleridir. Bu nedenle başta kamu emekçileri olmak üzere yıllardır yok sayılan, pandemi koşullarında korumasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları taleplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe, insanca yaşam mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.” Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

  • Hisse Fiyat Fark
  • SODSN 129,80 %10
  • ECOGR 20,24 %10
  • MNDRS 15,21 %9.98
  • SKYLP 202,70 %9.98
  • MANAS 10,73 %9.94
  • Hisse Fiyat Fark
  • CANTE 2,34 %-10
  • OYYAT 42,74 %-9.98
  • ONRYT 74,90 %-9.98
  • PLTUR 23,66 %-9.97
  • KLMSN 31,62 %-9.97
  • Hisse Hacim
  • THYAO 5.332.773.548,00
  • BIMAS 4.462.723.065,50
  • TERA 4.132.146.092,75
  • ASELS 3.175.824.601,50
  • KOZAL 3.052.558.148,52