Avukat Şeyma Erşen, 5 Nisan Avukatlar günü dolayısıyla mesleğin sorunlarına ve değişmesi gerekenlere dikkat çekti. Avukatların hukuki uyuşmazlıklarda taraf olarak görülmesinin en büyük sorun olduğunun altını çizen Erşen, “Bu avukatlar için büyük bir tehdit. Sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalabiliyoruz, caydırıcı önlemler alınmalı” dedi.
Mesleğin sorunlarına dikkat çekmek için 5 Nisan avukatlar gününün kutlanılmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayan Avukat Şeyma Erşen, ilk olarak avukatların güvenliği ile ilgili konuştu. Erşen; “Hak arama özgürlüğünün güvencesi olan avukatların mesleklerini ifa sırasında karşılaştıkları sorunlar ne yazık ki oldukça fazla ve ciddi. Bugün halen avukatların mesleklerini ifa edişleri sırasında maruz kaldıkları sözlü ve fiziksel şiddetten bahsediyoruz. Avukatlar için ne yazık ki en ciddi ve güncelliğini yitirmeyen sorunlardan bir tanesi avukatların mesleklerinin icrası sırasında maruz kaldıkları sözlü ve fiziksel şiddet. Hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatların mesleklerini icra ederken kendilerini güvende hissetmemeleri ve uyuşmazlıkların tarafı olarak algılanmaları ciddi bir sorun. Maalesef ülkenin her yanından sürekli olarak meslektaşlarımıza yönelik tehdit ve şiddet haberleri alıyoruz. Bunlara maruz kalıyoruz. Bu yaklaşımın ve bu tip örneklerin tekrarlanmaması için ceza hukuku alanında caydırıcı düzenlemeler yapılmalı. Ayrıca avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılmasının önüne geçilmesi ve bu bilincin yaygınlaşması için gereken yasal düzenlemeler öncelikli olmalıdır” dedi.
STAJYER AVUKATLARA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER ÇOK YETERSİZ
Stajyer avukatların da sorunlarına değinen Şeyma Erşen, “Ülkemizde altı ayı adli ve altı ayı avukat yanında olmak üzere bir yıllık avukatlık stajı zorunlu olmakla birlikte stajyer avukatların bu süreçteki mali ve özlük haklarına ilişkin yasal düzenleme ne yazık ki yok. Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının staj süreleri boyunca elde ettikleri bir çok mali ve özlük hak maalesef avukat stajyerlerine tanınmamakta. İlk altı aylık adli stajda herhangi bir ücret düzenlemesi olmadığı gibi bir hukuk bürosunda yapılması gereken sonraki altı aylık staj süresinde ücrete ilişkin bir düzenleme yok. Bu süreçte stajyer avukata ücret ödenip ödenmemesi tamamen yanında staj yaptığı avukatın takdirine bırakılmış durumda. Bu hususta yasal bir düzenleme yapılması gerekliliği kaçınılmaz” diye konuştu.
AVUKATLARIN BRANŞLAŞMASI VE HUKUK FAKÜLTELERİ
Bir çok büyük ve iş hacmi fazla olan şehirde “hukuk şirketi” diyebileceğimiz ve spesifik alanlarda branşlaşmış hukuk bürosu mevcut. Avukat Şeyma Erşen’e Balıkesir’de bu şekilde branşlaşmaların bulunup bulunmadığını sorduğumuzda, “Henüz bu şekilde “hukuk şirketi” diye tanımlayabileceğimiz, 25-30 avukatı bünyesinde bulunduran hukuk büroları Balıkesir’de yaygın değil. Balıkesir’de avukatlar bu anlamda daha bireysel çalışma alanlarına sahipler. Dar anlamda branşlaşmalar elbette mevcut. Ancak hukukun çok fazla dalı bulunmakta ve her alanda bir branşlaşma mümkün olmadığı gibi bir çok hukuk dalı bakımından Balıkesir’de mevcut da değil. Bunun nedenleri arasında şehrin iş hacmi, sanayileşme oranı, nüfus yoğunluğu gibi bir çok farklı etmen var. Hukuk fakültesi sayısının devamlı bir artış içinde olması ve haliyle hukuk fakültesi mezunlarının sayısının artması nedeni ile avukat sayısındaki artış da bu etmenlerden biri. Hukuk fakültesi mezunlarının büyük bir kısmı avukat olarak çalışmakta. Yıllardır Barolar ve TBB tarafından dile getirilen, avukatlık sınavının hayata geçirilmesinin bu bakımdan önemli olduğu kanaatindeyim” dedi.
YALNIZCA AVUKATLARIN YAPABİLECEĞİ İŞLEMLER İÇİN
BİR SINIRLANDIRMA GETİRİLMELİ
Yetkin olmayan kişilerce komisyon ya da belli bir ücret karşılığında hukuki işlem yapılması ya da ne yazık ki halen mevcut olan arzu halcilerce dava dilekçesi yazılması, kişilerin hak kayıplarına uğramalarına neden olmakta. Bu durum hem kişilerin haklarına erişimlerinin imkansız hale gelmesine neden olmakta hem de avukatlık mesleği açısından sorun teşkil etmektedir. Bu tip yasal olmayan faaliyetlerin önüne geçilmesi hak kayıplarının önüne geçilmesi için oldukça önemlidir.
AVUKATLAR HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİ
Avukatlık ücretlerinin vatandaşlarca fazla bulunması hakkında sorumuz üzerine konuşan Erşen, “Avukatın aldığı hukuki ve mali sorumluluk, verdiği emek, işin zorluğu, yargılama sürecinin uzunluğu gibi bir çok farklı etmen var, vekalet ücretlerinin takdirinde. Avukatların yasada belirlenen ve her yıl güncellenen avukatlık asgari ücret tarifesinin altında iş almaları yasa gereği mümkün değil. Belirlenen avukatlık asgari ücret tarifesindeki ücretlerin fazla olduğundan bahsetmek günümüz koşullarında çok da doğru olmaz. Özel hukuk ağırlıklı çalıştığım için boşanma davalarından örnek vermek isterim. Örneğin bir çekişmeli boşanma davasının kesinleşmesi ne yazık ki 3 buçuk 4 yıl sürebiliyor. Tüm bu süreçte o dava, nafakaya ilişkin icra takipleri vs gibi tüm yan sonuçları ile birlikte avukatın sorumluluğunda. Müvekkille görüşme sorumluluğunuz var ve aynı zamanda hukuki ve mali sorumluluğunuz da var. Avukatların mesleki ihmalleri neticesinde Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıklarını da düşündüğümüzde, tüm bu hukuki ve mali sorumluluk, verilen emek gözetilmeli. Bazı davaların avukatlar açısından psikolojik etkileri de göz ardı edilmemeli. Avukatlık mesleğinin icrasına bütün bu hususları da göz önünde bulundurarak yaklaşmak gerekir. Bizim ülkemizde avukatla temsil zorunluluğu da yok bu arada ama temel hürriyetlerden biri olan hak arama özgürlüğünün de güvencesi avukatların varlığı ve mesleklerini gereği gibi ifa edebiliyor olmaları” şeklinde konuştu.
